8. BÖLÜM ♣

227K 11.3K 1.8K
                                    

           

Duyduklarım üzerine dilsiz kalmış gibi konuşamamıştım. Derin birkaç nefesten sonra konuşabileceğime kanaat getirdim ve sakince "Ne gelinliği Arslan?" diye sordum. Ben sahte bir evlilik için gelinlik giymek istemiyordum ki.

Arslan tek kaşını kaldırdı. "İlk kez evleniyorsun. Gelinlik giymelisin. Hiç olmadı beyaz bir elbise giy."

"Evet, ilk kez evleniyorum ama bu sahte bir evlilik. Gelinliğimi gerçek düğünümde giymeyi arzu ederim."

Arslan'ın yüzüne aniden işittiklerinden memnun olmayan bir ifade yerleşti. "Bir daha evlenmeyi mi düşünüyorsun?" Cümlelerini sanki bundan iğreniyormuş gibi söylediğinde onu bu kadar dehşete düşüren şeyin ne olduğunu merak ettim.

Omuzlarımı silktim ve umursamazca, önemsiz bir konudan bahsedermiş gibi "Aşık olursam neden olmasın?" dedim. Ancak bunun önemli bir konu olduğunun gayet tabi bilincindeydim.

Arslan dirseklerini masaya dayadı ve öne eğildi. Yüzünde sorgulayan bir ifade vardı ve bu hiç hoşuma gitmemişti. "Benim çocuğuma üvey baba getirteceksin yani. Doğru mu anladım?"

Ağzından dökülen saçma kelimelerin üzerine histerik bir kahkaha attım. Tam sakinim, iki medeni insan gibi olalım demiştim ama o bunu bozmuştu. "Sen benim çocuğumu başka bir kadına doğurturken iyiydi."

Gözlerini devirdi ve başını yana eğdi. "Hani beni anlıyordun? Hani sende benim yerimde olsan aynısını yapardın?"

"Evet anlıyorum ama bu böyle bir durumu sindirebileceğim anlamına gelmez."

Arslan'ın yüzüne pişmanlık çökerken  "Özür dilerim. Böyle bir şeye hiç hakkım olmadığı halde bunları yaşattım sana," dedi. Üzgün hali samimiydi. Bu hali vicdanımda bir yanma yaratırken işi şakaya vurmaya karar verdim.

"Neyse. Ben de zaten pek evlenme taraftarı değildim zaten. Evlilik pek bana göre değildi. Şimdi ise evlilik olmadan bir çocuğum olacak. Bu çokta kötü bir şey sayılmaz," deyip kaşlarımı çattım. "Tabi doğum konusu hariç."

Arslan başını salladı ve minnettar bir sesle "Anladım," dedi.

Bir süre ikimizin arasında uzun bir sessizlik sürüp giderken Arslan'ın karısını düşündüm. İlk günden beri o konuyla ilgili içim hiç rahat değildi ve bunu sorup sormama konusunda kararsızdım ama bir cevap almaya hakkım vardı.

"Arslan."

Başını kaldırdı. "Efendim?"

"Karın, yani Ezgi. Doğumdan sonra çocuğu verecek değil mi? Bir sorun çıkarmayacak..."

Arslan'ın kaşları çatılırken kendinden emin ve keskin bir sesle cevap verdi. "Verecek! Bu konuda bir şüphen olmasın."

Elimi kaldırıp salladım."Bebeğe bağlanacak ve ne bileyim belki..."

Yine sözümü kestiğinde tip tip ona baktım ancak aldırmadı.

"Verecek Rüya. Öyle bir şansı yok merak etme. Birde seninle konuşmam gereken bir konu var."

"Dinliyorum."

"Evlendikten sonra benimle yaşayacaksın. Sen, ben ve Uras birlikte yaşayacağız."

Bu durumun medya için olduğunu biliyordum. Ve önceden tahmin ettiğim bir şeydi. O yüzden şaşırmamıştım ancak aklıma takılan bir şey daha vardı. "Peki Ezgi? O da mı orada kalıyor?"

"Onunla seni aynı evde yaşatmayacağım. Ezgi başka bir eve gidecek ve yanına rahat etmesi için gereken her şeyi yapacağım."

Arslan'ın bu düşüncesini onayladım ve "Anladım," dedim.

O BENİM (+18 TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin