1. YIL ÖZEL

128K 4.8K 844
                                    

Arslan ve Rüya'nın hayatında yumurta hücresi olayı olmasaydı neler olur diyenler, bu sizler için.

Şirketteki ilk toplantıma katılacağım için heyecandan titreyen bedenimi yatıştırmak amacıyla birkaç derin nefes aldım. İstanbul'a döneli henüz 2 hafta olmuştu ve ne yazıkki bu süre şehrin özlemini dindirmeme yetmemişti. Şirkette çalışmayı tabi ki istiyordum ama bu kadar erken olması canımı sıkmıyor değildi. Daha gezip alış veriş yapamamıştım!

Yine de sızlanmanın bir faydası olmayacağını bilerek sandalyeden kalktım ve toplantı odasının bulunduğu kata çıktım. Babam özel misafirlerini en üst kattaki odada ağırlamayı severdi. Bu da gelen kişinin önemli biri olduğunu anlamama yetmişti. Bu yüzden acele etmeye karar verip adımlarımı doğruca odaya yönelttim ve kapıyı açtım. Misafirin gelmesine daha on dakika olduğunu sanıyordum ama babamın karşısında, bana sırtı dönük olan adam yanıldığımı gözüme sokuyordu adeta. Babama mahçup bakışlarla bakarken onun rahatlatan gülümsemesini görünce bu tedirgin halimle benim de dudaklarımda titrek bir gülümseme oluştu. Muhtemelen ellili yaşlarının sonundaki bu adam geç kaldığımı, disiplinsiz olduğumla ilgili bir şeyler zırvalayacaktı. Birkaç kez başka arkadaşlarımın buna benzer olaylar yaşadığını işitmiştim çünkü.

"Gel Rüyacığım, bizde seni bekliyorduk," diyen babam eliyle gelmemi işaret edince derin bir nefes alıp odaya girdim.

"Özür dilerim, çok bekletmedim umarım," diyerek sırtı bana dönük olan adama hitaben konuştuğum sırada yavaşça ayağa kalktığını fark ettim.

"Sorun değil, ben erken geldim," diyen adama baktığım zaman dudaklarımın şaşkınlıkla aralanmasına engel olamadım. Yaşlı olmasını beklediğim adam beni büyük bir yanılgıya düşürürken asıl şaşkınlığı yalnızca birkaç gün öncesine giden zihnim benimle dalga geçercesine o anları gözümün önüne getirdiğinde yaşamıştım.

Ailemle gittiğim davette çarpıştığım adam... Her deniz kenarına gittiğimde kokusunu duyumsadığım, ister istemez onun aklıma geldiği adam tam karşımdaydı.

"Siz..." derken devam edemeden sustum. Şaşkınlığım o kadar büyüktü ki cümlem yarıda kesilmişti.

Adamın dudaklarında serseri bir gülüşün hayaleti can bulurken aldigim nefesler kesikleşmeye başladı. Bir gülüş nasıl bu kadar dağıtabilirdi insanı?

Gözlerim o uçsuz bucaksız kahverengi gözlerini bulduğu an o aldığım kesik nefeslerde son buldu.

Gözleri içimde depremlere, şiddetli fırtınalara neden olurken ilk kez bir erkeğin karşısında bu derece etkilenmiş olmam bir önceki şaşkınlığıma eklenmişti.

Kendimi toparlamak adına yüzüme küçük bir gülümseme kondurdum-ki bunun için çabalamama gerek kalmamıştı- ve adamın havadaki elini sıktım.

"Arslan Tunalı," demesine karşılık vücuduna kayan bakışlarımı gördüklerim karşısında yeniden gözlerine çevirmek oldukça zor olmuştu. Gerçekten isminin hakkını verircesine güçlü olmasını sağlayacak kaslara sahipti.

"Rüya Sözeri," deyip etkisinden kurtulmak adına elimi hızla çektim ve babamın yanına oturdum.

"Siz tanışıyor musunuz?" demesine başımı sallayarak karşılık verdim ama bu babama yeterli gelmemiş olacakki bakışlarını karşımdaki adama çevirdi.

Arslan hafifçe gülümseyip "Geçenlerde bir davette karşılaştık," deyince babam tatmin olmuş bir gülümseme ile arkasına yaslandı.

"Tanışıyor olmanıza sevindim çünkü bu projeyi ikiniz birlikte yürüteceksiniz."

O BENİM (+18 TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin