57. BÖLÜM

117K 5.8K 1K
                                    

Oy vermeden bölüme geçmeyin lütfen. Seviliyorsunuz.

Sinir hücrelerimi kaplayan kızgınlıkla Begüm'ün alaycı suratına bakmaya devam ettim.

"Çekilmeyi düşünüyor musun?"

Kuruyan dudaklarımı ıslatıp kendime gelmek için sakin bir nefes aldım. İyiyim. Sakinim. Rahatım.

"Hayır. Çünkü bu eve girmeni istemiyorum."

"Sana girebilir miyim diye sorduğumu hatırlamıyorum ki."

"Bak Begüm seni bu eve alacak değilim. Daha fazla uzatmadan çık, git. Tamam mı?"

Mavi gözleri tekinsizce parladı. "Senin demenle olacak şey değil bu Rüya. Oğlumun yakınında olmaktan beni kimse alıkoyamaz."

"Keşke aynı şeyleri onu terk etmeden önceden de diyebilseydin."

Kollarını birbirine bağladı ve tek kaşını havanladırıp "Demediğimi nereden biliyorsun?" diye sordu.

"Eğer deseydin zaten gitmezdin."

"İsteyerek..." derken elimi kaldırıp onu susturdum.

"Bu bahanene hiç inanmıyorum Begüm. Arslan'ı ya da başka birini kandırabilirsin ama ben bunu yemiyorum. Yalan söylüyorsun ve ben gerçekleri ortaya çıkarmak için elimden gelen her şeyi yapacağım. Şimdi," sakinliğimi korumak için tekrar derin nefes aldım ve gülümsedim. "Siktir git!"

Ardından Begüm'ün ne diyeceğini umursamadan kapıyı hızla yüzüne kapattım ve arkamı döndüm. Gözlerimi tam karşımdaki merdivene çıkarmıştım ki orada duran Arslan gözlerimin önüne düştü.

Onu burada beklemediğimi belli edercesine şaşkınlıktan sessiz kaldığımda Arslan merdivenleri indi. Mimiklerinden hiçbir şey anlayamıyordum. Hiçbir şey!

Kızmış desem değildi, gurur duymuş desem hiç değildi. Neydi bu hali?

"Arslan?" dediğimde gözlerini benden alıp kapıya çevirdi ve ağzını dahi açmadan yanımdan geçip kapıya ulaştı.

Merak ve endişe karışımıyla "Nereye?" diye sorsam da yanıtlamadan dışarı çıktı. Kapıyı da sertçe kapatmayı ihmal etmemişti.

Hayal kırıklığı bedenime sinsi bir sigara dumanı gibi yapıştı. Her bir zerreme, her bir organıma. Beni burada bırakıp, kovduğum kadının yanına mı gitmişti yani? Dışarıdan bağrış sesi duymamla adımlarım daha ben komut veremeden mutfaktaki bahçeye bakan cama yöneldi.

İnsanları dikizlemekten nefret ediyor olmam kıskançlığımın önüne geçemiyordu. Çünkü dışarıdaki adam benim kocam, yanındaki kadın ise onun eski karısıydı. Arslan Begüm'ün tam karşısında duruyor ve bir şeyler söylüyordu. Duyabilmek için pencereyi açtım ve beni görme ihtimalleri yok etmek için perdenin arkasına sığındım.

"Yeter artık Begüm! Beni delirtmekten vazgeç. Peşimizden gelme amacın ne?"

"Oğlum için geldim buraya. O kadının ellerine bırakacak değildim herhalde."

"O kadın dediğin benim karım. Arya'nın ve benim gözümde Uras'ın annesi."

Begüm alayla kahkaha attı. "Hadi ama Arslan! Yapma. Seni tanıyorum. Ona aşık falan değilsin sen. Yalnızca benim yokluğunu fırsat bilen bir parazit o."

Dudakları gerildi ve düz bir çizgi halini aldı. "Senin gibi sürtük olmasından katbekat iyidir ve sakın bir daha karıma hakaret etmeye kalkma Begüm. Yemin ederim seni buna pişman ederim."

O BENİM (+18 TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin