59. BÖLÜM

97.5K 5.4K 850
                                    

Bedenimin altındaki kasılan kolların sahibi beni hızla yana devirdiğinde gözlerimi şaşkınca açıp ona baktım.

İrislerine yerleşen tüyler ürpertici bakışlar kanımı donduracak kabiliyetteydi. Gözleri beni odağından çıkarıp karşıdaki duvarı hedeflediğinde kaşlarımı çattım. Aniden değişen hali hiç hoşuma gitmemişti. Soğukkanlı ve öfkeli bir Arslan Tunalı ne yazık ki favorilerim arasında yer almıyordu.

Çöl kahvesi gözlerinin koyu tonu içinde toplamasını seviyordum ama öfkeli halindeyken değildi.

"Neredesiniz?"

Katı ses tonu midemi düğümlendirdiğinde sessiz kalarak konuşmasını bitirmesini bekledim.

Karşı tarafı dinledi. "Hemen geliyorum."

Telefonu yan tarafa attığında elimi çekinerek omzuna koydum. Bu anlarda ne tepki vereceğini tam olarak kestiremediğimden hareketlerim tutuktu.

Kalbim ona tutuklanmışken hareketlerimi sorgulamak çok doğru değildi sanırım.

"Arslan?"

Sertçe nefes aldı. "Rüya," dedi birkaç saniye geçtiğinde.

"Engin..." diye başlamıştım ki başını büyük bir hızla bana çevirdi.

"O şerefsizin adını anma. Biraz önce bana değen dudaklarından onun ismi çıkmasın."

Gözlerimi kırpıştırdım ve omzundaki elimi hareket ettirdim. "Anmam. Ama bir şartım var."

Arslan göğsüne koyduğum elimi sertçe kavradı. Dokunuşu sertti ancak asla can yakmıyordu. İnce parmakları elimi boğumlarında saklarken kalbinin üzerine götürdü. Hissettiğim can alıcı ritim her an beni benden alıp ona verebilirdi.

"Söyle koşulsuzum."

Kirpiklerimin üzerine bir kuş kanadı kondu ve ağırlığına dayanamayıp yere çöktü. "Koşulsuz mu?"

"Koşulsuz değil misin? Koşulsuzca aşık olmadım mı sana? Aynı şekilde çarpmadım mı o gün bilerek?" Elimi sanki fazlası mümkünmüş gibi kalbine daha fazla bastırdı. "Senin için böyle koşulsuzca atmadı mı bu kalp? Senin için bir dizi düzen tutturmadı mı?"

Gözleri öyle yoğun bakıyordu ki yüzüme, gözlerim kapalı olmasına rağmen hissedebiliyordum.

Hissetmek ne garip işti değil mi?

Kalbinde, teninde, aklında ve en kuytunda birini hissetmek. İçinde ona kocaman güzel bir yer vermek. Aşık olmak da olunmak da güzeldi velhasıl. Ancak aşık olduğunda sana yandığında güzeldi. Öteki türlüsü saf acıdan başka bir şey getirmezdi.

"Baktıkça güzelleşiyorsun ve zaman geçtikçe daha çok seviyorum."

"Sevdikçe seviliyorsun, sevildikçe benim oluyorsun. Ömür boyu benim için çalacak bir şarkıya dönüşüyorsun."

"Benim ses tellerim sana yapılmış. Ondandır. Her şey bir yana," dedi ve parmaklarını yüzüme değdirdi. Gözlerimi açıp aşk sarhoşu eden adama baktım. "Gece sonunda sığındığım bulutsun. Kabuslardan arındıran, yerine kendini getiren muhteşem bir pamuk misalisin."

Ben de ellerimi sıcak yanağına koydum. Yüz kıvrımlarında ellerimi gezdirdim. "Her şey bittiğinde senin yanında olacak kadın değilim belki ama dilersen seninle her şeye göğüs gererim."

Bir saniyemin bile garanti olmadığı dünyada gelecekten bahsetmek ne kadar da boş değil miydi? Yaşayıp yaşamayacağını bile bilmezken planlar yapmak gereksizdi.

O BENİM (+18 TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin