5. BÖLÜM ♣

228K 11.1K 794
                                    


Sabah uyandığımda dün gecenin etkileri hâlâ sürüyordu. Sabaha kadar araştırma yaptıktan sonra iş saatine kadar en azından bir saat uyuyayım diye düşünmüştüm. Fakat o kadar rahatsız hissediyordum ki kendimi o bir saatte diken üzerinde uyumuştum sanki. Bu yüzden de kendimi oldukça yorgun hissediyordum ve gözlerim sıkıntılı bir uyku çektiğimi belirtircesine şişmişti.

Bugün ilk iş günüm olduğu için her şeyi daha farklı hayal etmiştim ama anlaşıldığı üzere gerçekleşmemişti. Çünkü hem aklımdaki düşünceler hem de uykusuzluğun vermiş olduğu bir huysuzluk vardı üstümde. Yine de modumu düşürmemek amacıyla makyajımı yapıp dolabın karşısına geçtim. Gözüme çarpan siyah kalem eteği elime aldım. Belki klasik bir seçim olacaktı ama bu tarzı seviyordum. Kalem etek ve stiletto kombini favorilerim arasındaydı. Eteğin üzerine turkuaz mavisi bir gömlek kestirince onu da aldım ve hızla giyindim. Bir kolye, yüzük ve saatten sonra takı işini de halletmiştim. Kumral saçlarımı maşalayıp ensemde gelişigüzel toplayıp birkaç tutamını yüzüme bıraktım. Krem renkli kabanımı ve çantamı da alıp aşağıya indim hafif asık suratla.

Masada coşkuyla kahvaltı eden aileme "Günaydın," dedikten sonra yerime oturdum. Annem her sabah yaptığı gibi haberleri okuyordu ve ara sıra dikkatini çekenleri babama anlatıyordu.

"Günaydın. Bakıyorum da iş kadını kılığına bürünmüşsün," diyen babama gülümsemeye çalışarak alçak sesle "Yaa evet," dedim.

"Eee heyecanlı mısın peki? İlk günün sonuçta. İş hayatına adım atacaksın. Bu öyle stajlara benzemez haberin olsun."

Keyfim yoktu ve hiç konuşmak istemiyordum doğruyu söylemek gerekirse. "Evet. Heyecan var," diye annemi yanıtladım kısaca. Evet, heyecan var ama hastaneye gideceğim için. Gerçi o da pek heyecan sayılmaz. Gerginlik desem daha doğru olurdu sanırım. Saate bir bakış attığımda dokuza geldiğini gördüm. O esnada babam ayaklandı ve "Hadi bakalım, iş zamanı," dedi.

Babamı dinleyerek yerimden kalktım ve onu takip ederek arabama bindim. Yarım saatlik bir yolculuktan sonra şirketin önüne gelmiş ve içeriye girmiştik. Babam bana dönüp gülümsedi. "Benim bir toplantım var. Özge senin asistanın olacak. O sana şirketi gezdirsin ve bilgi versin." Yanımıza yaklaşan bir kızı görünce "Geldi işte," diye devam etti.

Kızıl saçlı kız yeşil gözlerindeki heyecanla bana baktıktan sonra babama selam verdi. Hayatımda tanıştığım her kızılın aksine yüzünde hiç çil olmaması merak uyandırıcıydı.

Beni işaret etti. "Özge, kızım Rüya ile tanış. Bundan sonra bana değil ona asistanlık yapacaksın. Bu konuda bilgilendirildin zaten, değil mi?"

"Evet, Rıfat Bey. Haberim var," dedikten sonra bana döndü ve elini uzattı. "Merhaba Rüya Hanım. Ben Özge."

Uzattığı elini sıkarken "Merhaba Özge Hanım. Tanıştığımıza memnun oldum," dedim sıcak bir gülüş eşliğinde. Tatlı bir kıza benziyordu ve onu sevmiştim.

Babam yanıma yaklaştıktan sonra yanağıma bir öpücük kondurup geri çekildi. "Ben gidiyorum kızım. Özge, o sana emanet," deyip beni işaret ettikten sonra asansöre ilerledi. Babamın gidişiyle Özge bana döndü ve heyecanla konuştu. Fazla mı heyecanlıydı yoksa ben mi öyle algılıyordum bilmiyordum.

"İsterseniz şirketi gezelim Rüya Hanım. Böylece önemli kişilerle tanıştırırım sizi. Tüm departmanı tanımanızda fayda var."

Fikri aklıma yatarken başımı sallayıp onu onayladım. "Olur."

Uzun süren bir şirket gezisinden sonra Özge beni kendi odama götürdü. Eşyaların nasıl yerleştirildiğini bilmiyordum çünkü annem mobilyaları bana seçtirip detayları kendisi halletmişti ve benim görmemi istememişti. İşe geldiğimde sürpriz olsun istiyordu. Bu yüzden biraz heyecan, biraz da merakla kapıyı açıp odaya adım attım.

O BENİM (+18 TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin