58. BÖLÜM

114K 6K 968
                                    

Hastalıktan ölerek, hapşıra hapşıra yazdığım bir bölüm oldu gerçekten. Normalde birkaç gün önce atacaktım ama şu sevgili hastalık imkan vermedi. :( Kusura bakmayın.

Oy ve yorumları unutmayın lütfen! Keyifli okumalar. :)

Düğüm düğüm boğazıma dizilen şey annelikti, hiçbir zaman gerçek olamayacak hayallerimdi. Kalbime ağırlığı konan Uras'ın o kadını anne yerine koyuşuydu. Kulaklarımda çınlayan acı melodi ona 'anne' demesiydi. Ağzımın içine durumun iğrençliğini kanıtlayan bir sıvı doldu.

Uras'ın ağlıyor oluşu muydu bu kadar acıtan yoksa anne deyişi miydi bilmiyordum.

"Tamam oğlum, tamam yavrum."

Begüm'ün Uras'ı teselli ediş görüntüsü kanımı dondurmuştu. Her yanım uyuşmuştu.

Lafları gerçekten de boş değildi. Uras'ın onun kollarında anne diye ağlıyor oluşuna bakarsak doğruydu da.

"Çok acıyor," diyen Uras ağlarken konuştu.

"Tamam canım, geçecek."

Sıkışan yaralı kalbim miydi şu an?

Begüm elini bacağına koyup ne olduğuna bakmaya çalıştı. "Şimdi doktora gideceğiz birtanem."

Uyuşuk gözlerim ağlamak istiyordu. Yaşlarını akıtıp haykırırcasına ağlamak istiyordu ama mümkün müydü?

"Ne duruyorsun, gitsene oğlunun yanına. Koşsana benden önce onun acısına. Sarsana daha ben gelemeden yanına."

Arkadan duyduğum ses normal bir zamanda olsak korkuturdu belki ama şu an o tepkiyi dahi veremeyecek bir durumdaydım. Ona dönmeden soğukça yanıt verdim. Bu benim savunma mekanizmamdı. Acımı soğukluğun ardına gizlemek, herkesten sakınmak.

"Annesi yanında."

Boğazından sinirli bir homurtu döküldü. "Annesi yanında değil, burada."

Başımı sallayıp direttim. "Gerçek annesi, onun anne dediği kişi yanında. Bak, ilgileniyor işte onunla. Sen de gitsene yanlarına. Birlikte sarın oğlunuzu. Canı acıyor, annesinden aldığı mavi gözlerinden hüzün yaşları dökülüyor. Git ve oğlunun annesiyle sil onları."

Arkamı dönüp uçsuz bucaksız gözlerine derince baktım. Sitemim çoktu. Her şeye, herkese... Eğer benden gidecekse Uras niye gelmişti ki en başında? Niye anne diyerek sevindirmişti beni, niye gerçek bir anne gibi hissetmemi sağlamıştı? Aklımdan geçen soruların yalnızca birinde takılı kalamazdım. Bunca fazlalıkta yapabileceğim bir şey yoktu.

"Ver bana Arya'yı. Git onların yanına."

Aşık olduğum gözlerini kıstı. "Biri gidecek ama bu sen olacaksın. Git Uras'ın yanına."

"Beni değil annesini istiyor o," dedim diretmeye devam ederek. Gerçi nasıl etmezdim ki? Halen yankılanıyordu kulağımda onun benden başkasına anne deyişi...

Gene dışlanmıştım.

Gene önemsizleştirilmiştim.

Ve gene... içim acıyordu.

Uras'ın her anne deyişinde kırılan kalbimden çatırtı sesi geliyordu, yankılar halinde dağılıyordu.

"Arslan buraya gel."

Begüm'ün sesiyle Arslan gözlerini onlara çevirdi.

Ve o an Uras'ın yeniden seslenişi doldu kulaklarıma.

O BENİM (+18 TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin