//BÖLÜM 141//

2.4K 165 39
                                    

//Yazar'dan//

Ömer Defnenin yüzüne bakmaya devam ederken gözlerinden geçen korkuya şahit olmuştu. Ne olduğunu anlamak istercesine kadının kolunu tuttu.

"Güzelim." Defne başını telefondan kaldırdı.

"Ö-Ömer..." Daha sözünü tamamlayamadan gözlerinden yaşlar boşanmaya başladı tekrardan. Telefonu ona doğru uzattığında Ömer hızla mesajın üzerinde gezdirdi gözlerini. Sertçe yutkunurken Defneyi kucağına oturtmuştu.

"Ne yapmak istiyorsun? Eğer istersen seni hemen götürürüm ay yüzlüm. Ama istemezsen hiçbir şey olmamış gibi devam edebiliriz." Onun yüzünü okşayarak söylediği bu sözlerin ardından Defne başını Ömer'in omzuna yasladı.

"Bilmiyorum ki Ömer, kalbim çok acıyor. Her ne olursa olsun ona bir şey olması benim canımı yakıyor." Karısının göz pınarlarından damlayan yaşları sildi.

"Gidelim hastaneye, gör onu. Hem böylelikle ileride bir gün keşke demek zorunda kalmazsın." Defne başını kaldırıp yeniden Ömer'in gözlerine baktı.

"Öyle mi diyorsun?" Adam gözlerini kırptı.

"Kesinlikle." Yataktan kucağında Defneyle beraber çıktı Ömer. Onu banyoya götürüp yüzünü güzelce yıkadıktan sonra yeniden kucaklayıp kıyafet odasına girdi. Giymesi için uygun bir elbise seçtikten sonra hiç zaman kaybetmeden geceliğini çıkardı ve elbiseyi giydirdi. Alnına bir öpücük bırakıp kendi üstüne de bir şeyler geçirdi.

"Ömer çocuklar ne olacak? Onları yalnız mı bırakacağız?"

"Oğuz'u görevlendiririm. Kalır çocuklarla beraber. Hem zaten uyuyor üçü de."

Odadan çıkmadan önce ikisi de öpmüştü Almirayı. Korumalara gerekli uyarıları yaptıktan sonra beraber bindiler arabaya. Ömer atılan konuma doğru arabayı sürerken başını cama yaslamış ve dışarı bakan Defneyi de kontrol ediyordu.

"Ne düşünüyorsun?" Defne derin bir nefes aldı.

"Rüyamda ne gördüğümü sormuştun ya," dedi başını Ömer'e çevirirken. "Annemle babamı gördüm, hani anlatmıştı ya ilk karşılaştığımızda babamın beni istemediğini. Bizzat o sahneyi izledim uzaktan. Canım hiç bu kadar yanmamıştı. Şimdi ise bana bunları yaşatan kadının yanına gidiyorum." Ömer Defnenin elini tutup dudaklarına götürdü ve öptü.

"Her ne olursa olsun o senin annen güzelim. Aranızda bir bağ var. Biliyorum canını çok yaktı ama ben hep arkanda olacağım. Bu saatten sonra seni kimsenin üzmesine izin vermem."

Defne buruk bir tebessüm etti. Yaklaşıp Ömer'in omzuna başını koyduğunda boynundan öpmüştü. "Biliyorum, iyiki varsın sen."

Hastanenin önüne geldiklerinde arabadan indiler. Defne emin olmayan gözlerle etrafı süzerken burada ne işi olduğunu sorguluyor gibiydi. Ömer ise karısının yanına yaklaşıp elini kavradı.

"Ne zaman istersen gideriz, bunu bana söylemen yeterli."

"Tamam." İçeri girdiklerinde Ömer danışmanın yanına gelip hastanın ismini söyledi. Defne ise ilk defa duymuştu annesinin ismini. Kocası bile ondan önce öğrenmişti. Boğazı düğümlendi. Kadın bilgisayara bir süre baktıktan sonra odanın numarasını söylemişti.

Üçüncü kata çıktıklarında kapının önünde tereddütle duraksadı Defne. Ömer de hemen yanındaydı. Bakışlarını kaldırıp kocasına baktı. O ise destek verecek bir öpücük bırakmıştı alnına.

İçeri girdiklerinde annesi yatakta uzanıyordu. Koluna serum takılmış ve kalp atışlarını dinlemek için makineye bağlanmıştı. Defne küçük adımlarla yaklaştı. Kadın ise sanki kızının geldiğini anlamış gibi bir anda açmıştı gözlerini.

KARANLIĞIN DEFNESİWhere stories live. Discover now