//BÖLÜM 52//

9.1K 306 42
                                    

//Yazar'dan//

Ömer şirkete geldiğinde bütün çalışanlar toplanmıştı. Bu defile geçmeden hiç biri rahatlayamayacaktı. Bunu artık anlamıştı. Evde karısını öyle bıraktığı için hala üzgündü.

Odasına girdi ve hazırlamış olduğu tasarımları eline aldı. Aşağı inip üretime verdikten sonra Sinan'ın yanına geldi. Anlaşılan karısını bırakıp bu saatte şirkete gelen tek kişi kendisi değildi.

Sinan kafasını bilgisayardan kaldırdı ve Ömer'e baktı.

"Kardeşim gelsene." deyip masanın önündeki sandalyeyi işaret etti. Ömer oturduğunda önüne diğer şirketlerin lansman davetiyelerini uzattı. Ömer onları incelerken Sinan konuşmaya devam etti. "Bu lansman en fazla üç gün içinde olmalı Ömer. Nasıl oluyor anlamıyorum. Sırf şunlar yaptı diye mağazada bize yer vermek zormuş. Bizim bir önceki tasarımlar bin basar bunlara."

"Kardeşim sakin bu gece her şeyi halleder iki gün sonra da lansmanı yaparız. Bu çok zor değil."

"Ömer bu arada unutmadan perşembe günü de masa toplanacak. Oraya da gitmemiz gerekiyor."

"Desene defne beni kesse haklı."

"Neden ne oldu?"

"Bu aralar fazla boşladım onu. Sürekli şirket işler derken."

"Anlayışlı kadın defne."

"Sen şirketi benden daha çok seviyorsun deyip trip atıyor Sinan. Cidden korkuyorum bazen bu kadından."

"Yani böyle söyleyince..."

İkiside gülmeye başladı. Bu sırada odaya Ömer'in asistanı girdi. Elindeki şemayı uzattı ve yeniden çıktı. Sinan ve Ömer onu incelerken diğer çalışanlar da masa başında çalışmaya devam ediyordu.

Hava aydınlanmaya başlayınca bütün herkes gerinmeye başlamıştı. Tüm işler bitmişti neredeyse. Son birkaç tane kolaylıkla halledilebilecek şeyler kalmıştı.

Sinan ve Ömer de dışarı çıktılar. İmzalamaları gereken belgeleri önlerine getirdiklerinde ikiside bunların son olduğunu anladı ve derin nefes aldılar. Sabaha kadar ikisi de çok yorulmuştu. Sonunda birmişti. Bugün dinlenecek yarın da ortalığı yıkacak o lansmanı yapacaklardı.

Ömer çalışanlara açıklama yapma kısmını Sinan'a bırakıp hızla çıkmıştı şirketten. Eve geldiğinde oğlunu kapıdaki korumalarla görünce gülümsemişti.

Umut babasını bekliyordu. O gelene kadar da buradaki büyükleriyle konuşmak eğlenceli gelmişti. Sonunda babası geldiğinde koşarak kucağına atladı. Ömer de bu sırada oğlunu öpmekle meşguldü.

"Baba neredesin sen sabah uyandım yoktun."

"Şirkete gitmem gerekti aslanım."

"Çok yorgun görünüyorsun gece hiç uyumadın mı?"

"Sinan amcanla çalıştık bütün gece aslanım."

Umut babasının kucağından inmedi. Ömer de kucağında oğluyla eve girdi. Gözü karısını ararken merdivenlerden Defnenin inmesiyle gülümsedi. Üzerinde diz üstü mavi bir tulum vardı. Saçları yandan örülmüş ayağında da ev babetleri ile Harika görünüyordu. Defne Ömer'i görünce hiç pas vermeden mutfağa geçti ve çalışanlara bir şeyler hazırlamasını söyledi. Kendi de biraz önce hazırlatmış olduğu meyve tabağını alıp dışarı çıktı.

Umut annesinin bu hareketine şaşırdı. Babasına döndü.

"Annem neden yanına gelmedi?"

KARANLIĞIN DEFNESİKde žijí příběhy. Začni objevovat