//BÖLÜM 20//

24.6K 597 94
                                    

//Defne'den//

Aynanın karşısında hazırlanırken bir yandan da aklımdaki düşünceleri toparlamaya çalışıyordum. Bir şekilde bu evden kaçmam lazımdı. Ömer'le kalmak istemiyordum. Aslında bir yanım onu deli gibi özlemişti ama olmaz. Onun ne tür biri olduğunu biliyorum. Ve ben onun karanlığıyla başa çıkabileceğimi sanmıyorum.

Geceliğimi son defa düzeltip yatağın üzerine oturdum ve beklemeye başladım. Ömer'i hala sevdiğimi biliyorum. Ne olursa olsun o benim ilk aşkımdı, bütün ilklerimin sahibiydi. Kalbimde değeri çok büyüktü. Onu yine oğlundan ayıracak olmam büyük bir yıkım yaşamasına sebep olacak bunu çok iyi biliyorum ama yapmak zorundayım. Umutu onun istediği gibi büyütmesine izin veremem.

Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. Ömer bir kere daha oğlundan ayrı kalırsa canavara dönüşüyordu resmen. Bu defa beni asla affetmezdi. Üzgünüm ama bunu yapmak zorundayım. Başta suyuna gidip senin güvenini kazanacağım bana zaten aşıksın Ömer. Sonrasında ise ilk fırsatta gideceğim senden.

Kapının açılmasıyla beraber ayağa kalktım. Madem gitme kararı almıştım o zaman onunla olan son günlerimin tadını çıkaracaktım elbette. Ama ona çaktırmadan. Ne olursa olsun bir ay boyunca o odada kaldığım zamanı unutmayacaktım. Bunu da gidene kadar sürekli hatırlayacaktım Ömer'e.

"Çok güzel görünüyorsun." Yanıma yaklaştığında bende gözlerindeki hayranlığı izledim bir süre. Bana olan bakışları yıllar içinde hiç değişmemişti. Hala eskisi kadar aşık bakıyordu. Yüzümde oluşan tebessüme uzun uzun baktı. Ardından gözleri vücudumda gezmeye başladı. Dibimde durup saçlarımı okşadı.

"Bunu sadece oğlum için yapacağım sakın unutma. Sadece oğlum için. Yoksa beni bir ay boyunca odaya hapseden adamla isteyerek birlikte olmam."

"O odada sana herhangi bir zararım dokundu mu? Aksine sen bana zarar verdin Defne. Omzumda hala duruyor o yaranın izi. Buna rağmen seni seviyorum. Şimdi sus ve eskisi gibi davran."

Dediklerinde haklıydı. Ona bağırıp çağıran zarar veren hep ben olmuştum. Öfkem arttıkça daha da saldırgan oluyordum.

Dudaklarımı ısırmaya başladığımda gözleri hemen oraya kaydı. Ellerimi kaldırıp ceketini çıkardım ve vücudunu onun sert vücuduna yasladım. Seni çok özlemişim İplikçi.

Eğilip beni öpmeye başladığında ayak ucuna çıkıp karşılık verdim. Geniş omuzlarını okşamaya başlarken yarasına dokunduğumda hafif bastırmamla inledi. Bana ceza vermeye çalışırken zarar gören kendisi olmuştu.

Elimi gömleğinin düğmesine getirip düğmelerini açmaya başladım. O da hiçbir şey umursamadan kollarını belime doladı. Yavaşça dudaklarımız ayrıldığında boynuna gömdü kafasını. Öpücükleri öylesine naif ve tutkuluydu ki bu eve ilk geldiğim zamanlarki gibi değildi. Artık o da özlemini kontrol edemiyordu bunun farkındaydım.

Gömleği üzerinden sıyırdığımda ayaklarının dibine düşmüştü. Hiç zaman kaybetmeden beni arkamda bulunan yatağa doğru yatırdı. Elleri artık her yerimdeydi. Dokunmadığı zerre kalmamıştı bile.

"Çok güzelsin, çok seviyorum ben seni!" Sarhoş gibi ağzından çıkan sözlere inleyerek karşılık verdim. Göğsümü çok sert sıkmıştı çünkü. Alışkındım onun hallerine, benimle sevişirken asla normal olamazdı.

Sırtında parmaklarımı gezdirdim. Beni zevkle öperken geceliğimin altına soktu bir elini. İnlememe bile fırsat vermeden dudaklarımdan öptü. Sakallarına çıkardım ellerimi. Elime batan sertlikleri okşarken Ömer çoktan geceliği üzerimden çıkarmıştı. Bedenimi okşamaya devam ederken eğilip göğsümü öptü.

"Bir daha benden gitmene asla izin vermeyeceğim. Sen benimsin. Benim Defnemsin."

Cevap vermedim. Üzgünüm Ömer, gideceğim ben.

Dokunuşlarını kesmeden kendi pantolonundan da kurtuldu. Heybetli bedeni beni yeterince zorlarken teninin sıcaklığı içimi ısıttı. Tadını çıkaracağım.

Ellerim saçlarında gezerken kafasını daha da bastırdım kendi tenime. Eli sırtıma doğru süzülüp kopçayı açtığında alt dudağımı ısırdım. Kumaş parçası da bedenimi terk ettikten sonra Ömer onun gözlerinden geçen zevk dalgasını izlememe izin verdi. Göğüslerimi avuçlarının arasına aldığında sesli bir şekilde inledim. Gülümseyip daha da sert sıktı ve dudaklarımı öptü bir kere daha.

Ona elimden geldiğinde karşılık verirken eli alt iç çamaşırıma geldi. Onu bacaklarımdan sıyırdığında vücudumu bir heyecan aldı. Nefeslerim sıklaşırken hafif doğrulup kendini de soydu. Üstüme tekrardan uzandığında artık bedenini tamamen hissediyordum. Elimi sıkıca kavrayıp parmaklarını parmaklarıma kenetledi. Beni tutkuyla öperken kendini yavaşça bana doğru itti. İnleyip dudağını ısırdım. Sakinleştirmeye çalışırken daha da çok bastırdı vücudunu bana. Tenim onun teniyle bir bütün olduğunda yavaşça dudaklarımdan ayrıldı. Omzundaki yarayı okşadım. Ardından dövmesine doğru indim. Tenini sevmeye devam ederken kafasını boynuna gömüp derin nefesler aldı.

Bu sırada gelgitleri hızlanmıştı. Odayı dolduran inleme sesleri durmazken kollarına bastırdım tırnaklarımı. Umursamadı. Daha da yüklendi.

Teninde gezen elimi tutup yatağa bastırdı ve alnını alnıma dayadı. "Seni çok seviyorum." Gülümsedim.

"Biliyorum." Tepki vermedi. Çok geçmeden gözlerini sıkıca kapatıp tamamen bana karıştı. Sesli bir şekilde inlerken çok geçmeden bende aynı şekilde bıraktım kendimi ona. Ama bu onu durduracak gibi değildi. Vücudunu yeniden hareketlenirken beni yavaşça üstüne aldı.

"Ateşli hallerini çok özledim. Görmek istiyorum Defne."

Dediğini yaptım. Tüm vücuduma hükmeden bu adama istediğini verdim. Onu defalarca kez tatmin ettim. Aynı şekilde kendimi de. Dudaklarım vücudunun her bir zerresine değdi tıpkı onun yaptığı gibi.

Gecenin sonu geldiğinde kendimi yorgunca bıraktım yatağa. Artık çok yorulmuştum. Çok geçmeden Ömer de arkamdan sıkıca sarıldı vücuduma. Dudaklarını boynuma bastırıp sessizce fısıldadı.

"Artık karım olacaksın. Ömer İplikçi'nin kadını çocuğunun annesi. Bana yakışan bir kadın olduğunu bu gece kanıtladın. Sen sadece benimsin Defne İplikçi."...





BÖLÜM SONU...

KARANLIĞIN DEFNESİWhere stories live. Discover now