//BÖLÜM 87//

4.7K 215 72
                                    

//Defne'den//

Sabaha karşı uyumuş olmamıza rağmen erkenden kalkmıştım ertesi gün. Göğsünde uyuduğun kocam anlaşılan bugün tembellik yapma niyetindeydi. Gülümsedim, zaten bugün umutunda okulu yoktu. Pazar günü olduğundan ailece güzel bir kahvaltı yapmak eğlenceli olacaktı. Gülümseyerek Ömer'in yanağına bir öpücük bıraktım ve yataktan doğruldum. Saate baktığımda 9'a geliyordu. İyi fazla geç değildi.

Ömer'in yerdeki gömleğine zor bela uzandıktan sonra onu alıp üzerime geçirdim. Düğmelerini iliklemeye gerek duymadan banyoya girdim. Sıcak suyu açtığımda huzurla altına girmiş başımdan akan suyla kendime gelmiştim. Geceden kalan yorgunluk yavaş yavaş yok olurken en sevdiğim şampuanı kullanarak saçlarımı köpürttüm.

Banyodan çıktığımda bornozuma sıkı sıkı sarılmıştım. Kendime kıyafet almak için giyinme odasına yöneldim. İçeri girdiğimde bugün hafta sonu olduğundan üzerime kot bir şort ve askılı siyah bir bluz geçirmiştim. Yeniden odaya döndüğümde makyaj masasına oturdum kremlerimi alıp sürmeye başladığım sırada telefonuma gelen mesajla bakışlarım oraya kaydı. Alıp açtığımda Seda'dan gelmişti. Yarın çocuklar okuldayken bizde alışverişe gidelim diye yazmıştı. Aslında güzel fikirdi çünkü uzun zamandır dışarıya çıkmamıştım. Tamam cevabını yazıp gönderdim. Daha sonra ayağa kalkıp aşağıya indim. Mutfağa girdiğimde yıldız da oradaydı. Beni görünce gülümsedi.

"Günaydın defne hanım." dedi ben başımla selam verince yeniden işine döndü. Bahçeye çıktığımda Ekim ayında olmamıza rağmen esen sıcak rüzgar yüzüme çarpmıştı. Gülümseyerek gözlerimi kapattım.

Bir süre sonra Umutun yanıma yaklaşmasıyla gülümsedim. Onun hizasına eğilip başına bir öpücük bıraktım. "Günaydın oğlum." O da beni öpüp gülümsedi.

"Günaydın anne."

"Canım erken kalkmışsın istersen biraz daha uyu, zaten Aral ve Ömer de yatıyor hala." Başını olumsuz anlamda salladı.

"Fazla uyumayı sevmiyorum anne, beraber kitap okuyalım mı?" Elinden tuttum ve beraber içeri girdik. Kütüphanemizin bulunduğu yere ilerlerken yıldıza söyledim eğer Ömer inerse merak etmesin diye. İçeri girdiğimizde umut gülerek etrafına baktı. Burayı çok seviyordu.

Beraber kitaplığın yanına geçtik. Benim isteğim üzerine odanın üç köşesine duvar kitaplığı yaptırmış ve her bir bölümünü farklı kitaplarla doldurmuştuk. Ayrıca iki tane çalışma masası ve de karşıda büyük bir şömine vardı. Bu oda huzur doluydu kısaca.

Kitaplarımızı aldım ve Umutunkini ona uzattım. Eline alıp camın kenarında duran berjere oturdu. Bende hemen karşısına geçtim ve kitabımı açtım.

Yaklaşık bir saat okuduktan sonra kapının açılmasıyla bakışlarım o tarafa kaydı. Gelen Ömer'di. Bizi görünce gülümseyip yanımıza yaklaştı. Önce Umutun ardında benim alnıma birer öpücük bıraktı. "Günaydın."

"Günaydın baba." dedi umut ve yeniden kitabına döndü.

"Günaydın!" dediğimde elimizdeki kitaplara baktı.

"Hayırdır sabah sabah?" Gülümsedim.

"Biz sizin gibi tembel miyiz? Öğleye kadar uyuyorsunuz." Yanıma yaklaştı ve tek kaşını kaldırdı. Ardından Umutun duymadığına emin olacak kadar yaklaşıp fısıldadı.

"Dün gece hareketli geçince ister istemez yoruluyor insan. Ayrıca durmamam için bana yalvaran yine sendin güzelim. Yani geç kalkmamda ki etken bu durumda sen oluyorsun." Başımı eğdim ve dirseğimi karnına geçirdim. Bu hareketimle gülümseyip bana sıkı sıkı sarılmıştı. Kitabımı bıraktım ve umuta baktım.

KARANLIĞIN DEFNESİWhere stories live. Discover now