//BÖLÜM 86//

4.8K 222 77
                                    

*Arkadaşlar kitabımız yine mafya kategorisinde birinci olmuş. Bu zamana kadar yanımda olan herkese teşekkür ederim. İyi ki varsınız..!"

3 YIL SONRA...

//Yazar'dan//

"Anne! Ya anne!" diye bağırarak annesinin yanına yaklaştı Aral. Küçücük ellerine dolanmış olan süsleri ayırmak için büyük bir çaba harcadığı ortada olsa da onlardan kurtulamadığı bariz bir şekilde görünüyordu.

Defne asmakta olduğu balonları bir köşeye bırakıp dikkatli bir şekilde indi sandalyenin üzerinden. Minik oğlunun hizasına çökerken onun bu haline gülmeden edememişti elbette.

"Annem, ne yaptın sen böyle kendine? Biz istersen babana direkt seni verelim. Hediye paketi gibi olmuşsun." dedi defne kahkaha atarken. Aral dudaklarını büzüp kollarını bağladı ve ayağını sinirle yere vurdu.

"Benimle dalga geçme anne hanım. Yoksa babamı arar sürprizimizi söylerim." dedi kaşları çatık bir şekilde annesine bakmaya devam ederken. Defne ellerini beline koydu ve arala baktı üstten üstten.

"Bak sen küçük bücüre. Demek beni ispiyonlayacaksın he, gel bakayım buraya." deyip bir hamlede onu kucağına aldı ve koltuğa yatırdı. Gıdıklamaya başlarken Aral kahkahalarla gülüyor bir yandan da annesinden kurtulmaya çalışıyordu.

"Anne, ya tamam!" deyip gülmeye devam ederken artık gözlerinden yaşlar gelmeye başlamıştı. Defne geri çekildiğinde derin bir nefes alıp koltukta yatmaya devam etti. Oğlunun bu haliyle daha çok mutlu olan defne, onun üzerindeki süsleri bir bir almaya başladı.

"Sen kendini nasıl bu hale getirdin merak ediyorum doğrusu." Aral üzerindeki onca şeyden kurtulduktan sonra derin bir nefes aldı.

"Anne sende olmasan." deyip doğruldu ve onun yamaklarından öptü. "Seni çok seviyorum." dediğinde defne gülmüştü.

"Bende seni çok seviyorum canın oğlum." Aral'la beraber yeniden ayağa kalkarken yerdeki süsleri topladı defne. Kendilerini yeniden işlerine verdikleri sırada içeriden hizmetçi kadın yıldızın gelmesiyle bakışları ona kaymıştı. Beril gittikten bir süre sonra yeni çalışan olarak başlamıştı işe. Evde çok zaman harcamasa da defne gününün çoğunu Aral'la geçirdiği için biraz da olsa yardımı dokunuyordu.

"Defne hanım kahveniz hazır. Arala da istediğiniz gibi portakal suyu getirdim." dediğinde defne oğluna döndü.

"Hadi annecim mola zamanı!" Kadının kucağındaki tepsiyi aldıktan sonra arala portakal suyunu uzattı. Kendi de kahvesini aldı.

Güzel bir kahve keyfinden sonra arta kalan işleri bitiren defne zaman kaybetmeden yiyecek ve içecekleri kontrol etmişti.

Bugün Ömer'in doğum günüydü. Bunca hazırlık ondandı. Defne en ufak bir kusur istemediği için bütün hazırlıkları kendi yapmıştı bizzat. Mükemmel bir organizasyon yapıp gerekli olan bütün her şeyi halletmişti.

Akşama doğru odasına çıktı. Önce duş aldı. Daha sonra giyinme odasına ilerledi. Güzel bir elbise seçmek için askılara göz attı. Bulduğu siyah elbisesi onun için gayet uygundu. Yeniden odaya dönerken seçtiği elbiseyi yatağın üzerine bıraktı. Siyah dantelli iç çamaşırlarını giyerken ister istemez gülümsedi. Bu gece Ömer'in ilişki isteyeceği kesin olduğundan çok güzel olması gerekiyordu. Yatağın üzerindeki  elbiseyi giyindikten sonra ayağına Ömer'in kendi için tasarlayıp evlilik yıl dönümlerinde hediye ettiği siyah platform ayakkabılarını giydi. Yüzüne yaptığı hafif bir makyajın ardından Ömer'in en sevdiği parfümünü de sıktı.

Tam o sırada odaya giren Aral annesini görünce yüzünde hayran bir gülümsemeyle durup uzun uzun seyretti onu. Aşıktı resmen karşısındaki kadına. Defne onun için bu dünyadaki en güzel kadın ve de anneydi. Kendini bildiğinden beri bu böyleydi. Hatta annesine olan düşkünlüğü yüzünden Aral ve Ömer çok tartışırlardı. İkisi de defneyi paylaşmak konusunda oldukça sorun yaşıyor olsa da en sonunda anlaşarak beraber yanında yatıyorlardı onun.

KARANLIĞIN DEFNESİWhere stories live. Discover now