//BÖLÜM 134//

3.3K 199 41
                                    

4 Yıl Sonra...

//Defne'den//

"Anne baksana bunun rengine, çok güzel!" Heyecanla mağazanın içinde dolaşan güzelime hayranlıkla bakarken bir yandan da elinde tuttuğu elbiseyi inceledim. Gerçekten söylediği gibiydi, benim meleğimin tenine çok yakışırdı. Yavaşça onun hizasına çöktüm.

"Evet annecim, gerçekten çok güzelmiş, madem bu kadar beğendin alalım bunu." Başını heyecanla salladığında onu kucakladım ve beraber mağazanın iç kısmına doğru yürümeye devam ettik.

"Anne, şort bakacaktık sana. Onu unutmadın değil mi?"

"Sence unutur muyum?" deyip güldüğümde elini yanağıma koydu.

"Ama babam çoook kızacak."

"Ben alırım onun gönlünü." Şortların bulunduğu bölüme doğru giderken Almirayı kucağımdan indirdim ve anne kız bakmaya başladık. Onun için aldığım kot şort ve kırmızı siyah kareli gömlek öylesine güzel durmuştu ki üstünde aynı takımdan kendime de aldım. Uyum konusunda kızımla elimize kimse su dökemezdi.

Bu mağazadan da dolu dolu poşetlerle çıktığımızda Almirayla beraber bir kafede oturduk. Yıllar önce o bebekken hayalini kurduğum ikili olmuştuk resmen şuanda. Kızımla saatler süren alışverişlere gidiyor, bazen akşama kadar gezdiğimiz günler oluyordu. Tıpkı bana benzeyen meleğim huy olarak da aynı bendi. Babasına olan düşkünlüğü, abilerine olan hayranlığı ve bana olan sevgisi. Küçük bir Defne bile diyebilirdik ona.

"Ne yemek istersin bakalım?" diye sorduğumda dudaklarını büzüp bir süre düşündü.

"Anne, pasta istiyorum. Hemde çilekli." Gülümseyip garsonu çağırdım kızım ve kendim için sipariş verdikten sonra onun tokasını düzelttim. Kızıl saçları tamamen benim saçlarımla aynı tondaydı. Beyaz teni de benden ona hediyeyken gözleri ise Ömer'di. Onun gözlerine baktığımda aşık olduğum adamı görüyordum adeta.

"Anne?" Düşüncelerimden sıyrılıp yüzüne baktığımda o da şirince gülüyordu.

"Efendim prensesim söyle." Küçük ellerini çenesinin altında birleştirip heyecanla konuştu.

"Babamın yanına gidelim mi? Ben onu çok özledim."

"Yalan söyleyemeyeceğim bende babanı çok özledim. Gideriz tabii." Ömer'e olan düşkünlüğü o kadar fazlaydı ki onu ben hariç kimseyle paylaşamıyordu. Hatta bazen bana bile kızıyordu ona yaklaştığım için. Küçüklüğünden beri süre gelen bir özelliğiydi.

"Tamam." Garson siparişlerimizi getirdiğinde her ne kadar ona kendim yedirmek istesem de ben yerim diyip kabul etmedi. Ben kahvemi içerken o ise iştahla pastasını yiyordu.

"Ama önce abilerine de bir şeyler almamız lazım biliyorsun." dediğimde güldü.

"Alalım anne, ben zaten onları da özledim. Ne zaman göreceğim ki?!" dediğinde peçeteyle dudağının kenarındaki kremayı sildim.

"Birkaç saate çıkacaklar okuldan. Babanı gördükten sonra beraber eve geçeceğiz. Biz yemek hazırlarken onlar gelecekler." Başını salladı.

Çok geçmeden masadan kalktık. Hesabı ödeyip Aral ve Umut içinde alışveriş yapmıştık. En sonunda tüm alacaklarımızı hallettikten sonra bizi bekleyen arabaya bindik. Şoföre şirkete gideceğimizi söyleyip yanımda oturan kızıma döndüm. O da aynı şekilde bana bakmıştı.

KARANLIĞIN DEFNESİWhere stories live. Discover now