//BÖLÜM 97//

4.1K 203 35
                                    

//Defne'den//

Karşımda ellerimi tutmuş yalnızca gözlerimin içine bakıyordu. Bana açıklama yapacağını söylediği halde öylece duruyordu. Aslında başta bir şey söylemek için ağzını aralasada emin olmayıp tekrardan kapatmıştı. Bu olanlara bir anlam verememekle birlikte içimdeki bir ses suçlu olduğunu söylüyordu. İnanmak istemiyordum çünkü onun aşkı da en az benimki kadar büyüktü. İnanmak istemiyorum çünkü o kadının amacının bizi ayırmak olduğunu en başından beri biliyordum. Derin bir nefes alıp ellerimi kurtardım ellerinin arasından. Ondan biraz uzaklaştıktan sonra yeniden yüzüne baktım.

"Konuşmayacak mısın?" dediğimde başını sallayıp dudaklarını araladı.

"Giray'ı tanıyorsun, son zamanlarda sürekli gözüme batmaya başladı. Üstelik dün yeraltında senin isteğin üzerine yurt dışına çıkacağımıza dair bir laf dolaşmış. Anlayacağın yine birden fazla ateş çemberinin ortasındayız güzelim. Bende Simay ve Giray'ın buraya gelmeden önce neler yaptıkları hakkında bir araştırma istedim adamlarımdan. Çünkü seni izleyen ve takip eden adamın o olma ihtimali var. Simay İstanbul'a gelir gelmez senin hakkında araştırma yapmaya başlamış. Giray'la tanışınca da beraber yaşamaya başlamışlar ve gözleri elbette üzerimizde. Tek bir hatalarını arıyorum defne. İnan benim bir suçum yok. Bugün şirkete geldiğimde oradaydı. Onu bizzat ben kovdum ve bir daha şirkete alınmaması gerektiği konusunda emir verdim görevlilere. Evine ise seninle uğraşmamasını aksi takdirde neler olacağını anlatmak için gittim. Sadece birkaç söz edip ayrıldım oradan, defne ben seni çok seviyorum ve asla evliliğimizi tehlikeye atacak bir hata yapmam." Elini yüzüme getirip yanağımı okşadı bir süre. Saçlarımı elini alıp parmağına doladı. "Ben seni çok zor kazandım. Bir sürtük yüzünden de kolay kolay kaybetmem defne." Gözlerinin içine baktım. Söylediklerinde yalan olmadığına adım kadar emindim. Ne yapmam gerektiğimi bilmiyordum ama.

Simayın beni araştırması demek bana açtığı o savaşı ilerletmesi demekti. Eğer ki böyle bir hamle yaptıysa aynı şekilde karşılık vermek lazımdı. Ayrıca benim ismimi kullanarak Ömer'in yerini bırakacağı iması yapmak büyük aptallıktı. Çünkü karşılarında zekası hafife alınacak bir adam yoktu. Gözlerimi etrafta gezdirirken Simaya neler yapabileceğim hakkında az çok bir şeyler kurmuştum aklında. Benim için önemli listenin başında onun ismi geliyordu.

"Bir şey söylemeyecek misin?" Kurduğum onca plan Ömer'in sesiyle aklımdan uçmuştu bir anda. Yüzüne bakarken vereceğim tepkiyi tahmin etmek istercesine gözlerime bakıyordu. Elimi kaldırıp sakallarına dokundum. Bu hamlemle gözlerini kapatıp yüzünü elime bastırdı.

"Bundan sonra eğer ki başka bir kadın böyle bir şey yapmaya tenezzül ederse ikinizi de yakarım." dediğimde gülümsedi. Elimi defalarca kez öptükten sonra beni kendine çekip sıkı sıkı sarıldı bana.

"Biliyorum güzelim yakarsın sen. Ama şunu unutma; benim için bu dünyayı yaşanabilir kılan senin varlığınken ben asla bırakmam seni. Ölürüm yine de bırakmam." Başımı boynuna doğru gömüp kollarımı sırtına sardım.

"Yatalım mı artık?" dedim ondan yavaşça ayrılırken. Bugün yaşadıklarımdan sonra sadece onun koynunda uyumaya ihtiyacım vardı. Başını sallayıp ayağa kalktı. Kendi üzerini değiştirdikten sonra yatağın kenarında duran geceliğimi alıp bana yaklaştı. Hiç itiraz etmeden kabul ettim beni giydirmesini çünkü şuan yataktan kalkmak gibi bir niyetim yoktu. Elleri elbisemin fermuarına giderken yarıya kadar indirip onu üzerimden aldı. Yalnızca iç çamaşırlarımla kalan bedenime bakıp sertçe yutkunurken bu haline gülümsemeden edemedim. Onda böyle bir etki yaratmak elbette bana zevk veriyordu. Geceliğimi başımdan geçirip saçlarımı düzeltti. Ardından yanıma uzanıp beni de göğsüne doğru çekti. Dudaklarını saçlarıma bastırırken beni sıkı sıkı sarmalamıştı.

KARANLIĞIN DEFNESİWhere stories live. Discover now