//BÖLÜM 159//

1.8K 131 16
                                    

//Defne'den//

O günün akşamında çocukların yatma saati geldiği için üçünü de yatırdım. Ömer bu akşam geç geleceğine dair bir mesaj atmıştı bana. Doğum günümle ilgili de herhangi bir şey yazmamıştı. Öylesine sinirlerim bozuktu ki bunu çocuklara çaktırmamak için epey çaba harcamıştım tüm gün. Ömerin son zamanlardaki bu ilgisiz ve umursamaz tavrı çok gözüme batıyordu. Neden bilmiyorum ama artık rahatsız oluyordum. Ona olan sevgimi bile gölgede bırakmasından korkuyordum bu öfkenin.

Almiranın odasından çıktığımda başta yatak odasına gidecek olsam da sonrasında bundan vazgeçtim. Aklıma gelen fikirle beraber hiç zaman kaybetmeden alt kata indim ve Ömerin şarap şişelerinin bulunduğu çalışma odasına girdim. Oradan kendime bir şişe aldıktan sonra kadehimi de hazırlayıp o katta bulunan kütüphaneye geçtim. Şömine yanıyordu. Ben de hemen önünde bulunan deri posta oturdum. Kadehimi yere bırakıp doldurduktan sonra yanan ateşi izlemeye başladım.

Doğum günüme fazlasıyla önem veren biriydim ben. Bu yüzden eğer sevdiğim bir insan bunu unutacak olursa bunun bendeki anlamı eskisi kadar bana değer vermiyor demek olduğuydu. Dudak büküp kadehten bir yudum aldım. Ömer gerçekten kırmıştı beni. Hala da ses seda yoktu.

Şarap şişesi tamamen bittiğinde iyice çakır keyif olmuştum. Artık sönmeye yüz tutmuş şömine ateşini büyük bir dikkatle izlemeye devam ediyordum. Gözlerimi sürekli olarak kırpıştırdığım için pek odaklanamasam da yine kafamı dağıtıyordu o ateş. Tam bu sırada dış kapının sesini duydum. Ömer gelmiş olmalıydı. Hiç kıpırdanmadım bile.

Adım seslerinden anladığım kadarıyla üst kata çıkıyordu. Pek umursamadan kadehimi içmeye başladım. Şuan Ömerin ne yaptığını az çok kestirebiliyordum. İlk olarak çocukların odasına girip onları görecekti. En son gelirdi yatak odasına. Beni göremeyince ise meraklanacaktı bunun farkındaydım.

Tahmin ettiğim gibi de oldu. Merdivenlerden gelen adım sesleriyle beraber Ömerin yeniden alt kata indiğini anlamıştım. Anlaşılan beni arıyordu. Kadehimdeki son yudumu da aldıktan sonra onu kenara bıraktım. Çok geçmeden de bu odanın kapısı açılmıştı.

"Defne!" Ömer endişeli sesiyle ismimi telafuz etmişti. Ona dönmedim bile. "Bu saatte ne işin var senin burada?" Ömer adım adım yanıma yaklaştı. Gerçekten meraklanmış olmalıydı ama bu benim umrumda değildi. Zaten sarhoştum. Bu durum duygularımı iyice laçkalaştırıyordu.

Ömer hemen yan tarafıma gelerek ayakta dikildi. Başımı ona çevirmedim bile. "Defne, cevap ver bana." Sesini sakin tutmaya çalışsa da sinirlenmeye başladığını anlıyordum ama umursamadım. Hala gözlerim şöminedeydi. Ömer bunu fark edince bileğimden tutup beni kaldırdı ve gözlerine bakmamı sağladı.

"Napıyorsun yaa?" Kelimeleri uzata uzata söylemem onu şaşırtmıştı. Gözleri hemen kenarda bulunan şişe ve kadehi bulunca bıkkın bir nefes verdi.

"Sarhoş mu oldun bir de?"

"Umrunda olacağını sanmıyorum. Hadi git yat sen!" Yeniden postun üzerine oturdum. Ömer de bir süre durduktan sonra hemen yanıma oturmuştu.

"Neden böylesin?" Alayla güldüm.

"Bilmem, sen söyle." İkimiz de bir süre sessiz kaldık. Saat gece yarısını geçmişti. Ömerin unuttuğuna da emin oldum böylelikle. Geç kalmıştı doğum günümü kutlamak için. Daha fazla onunla oturmak istemedim. Kenardaki boş şarap şişesini ve kadehi elime alarak ayağa kalktım.

Ömeri öylece bırakıp elimdekileri mutfağa götürdüm ve hemen sonrasında yatak odasına çıktım. Yürürken hafif sallanıyordum çünkü sarhoştum. Odaya girer girmez üzerimdeki elbiseyi çıkardım ve yatağa uzandım. Sadece uyumak istiyordum. Tam kendimi uykuya bırakacakken gelen kapı sesiyle beraber gözlerimi araladım.

KARANLIĞIN DEFNESİWhere stories live. Discover now