//BÖLÜM 59//

7.7K 270 75
                                    

//Yazar'dan//

Defne kaşlarını çatmış öfkeyle karşısındaki kadına bakıyordu. Karşısında Melisa vardı. Kocasıyla arasını açan kadın.

Melisa da defneyi görmeyi beklemiyordu karşısında. O Ömer'i görmeye gelmişti ama onu karşılayan karısı olmuştu. Ürküyordu bu kadından. Çünkü o davet gecesinde tamamiyle korkutmuştu kendisini.

"Ben..." diyebildi sadece. Öfkeyle ona bakan kadından, onun gazabından korkuyordu.

Defne ayağa kalktı ve Melisa'nın karşısına dikildi. Melisa Defnenin karnına şaşkınlıkla baktı.

"S-Sen ham-ile misin?" Zar zor sormuştu bu soruyu. Ömer'den hoşlanıyordu, evli olduğunu bilmek zaten canını yakmıştı bir de çocuk.

Defne ellerini karnına getirdi ve bir süre sevdi bebeğini. "Evet hamileyim, ne o bir sıkıntı mı var?" Bu bir sorudan çok tehditti. Defne her zamanki gibi ağırlığını koymuştu ortaya.

"Hayır ben sadece... Yeni evlendiğinizi düşünmüştüm." Defne alayla güldü.

"İkinci bu ama Melisa. Bir oğlum var benim. 5 yaşında." Melisa şaşkınlıkla baktı Defneye. Düşündüğü gibi bir ilişki değildi bu. Yıllar önceden gelen bir aşktı, bir anlık değil; bir asırlıktı.

"Bak, ben öylesine kıskanç bir kadınım ki daha önce Ömer'e asılmaya çalışan bir kadının nefesini kestim." dedi psikopatça. Gözlerini Melisa'nın gözlerine dikti ve bir adım yaklaştı. "Seni bir depoya kapatıp kafana sıksam sence Ömer bir şey der mi? Ben cevap vereyim: Hayır. Şimdi sakın, sakın beni sinirlendirecek bir şey yapma. İnan bana zarar gören sen olursun." Bunları sıradan şeylermiş gibi anlatması karşısındaki kadını iyice korkutmuştu.

Melisa bir adım geri gidip kapı koluna tutundu. "Ben... Özür dilerim. Bir daha olmayacak."

"Bak şimdi sevdim seni." deyip gülümsedi. Ama samimi değildi. Sesinde kinaye vardı. Tehlike çanları çoktan çalmaya başlamıştı.

"Ben gideyim." deyip başıyla selam verdi ve kapıyı açtı. Bu sırada Ömer de karşısındaydı.

"Melisa? Sen ne zaman geldin?" Melisa hiçbir şey söylemeden Ömer'in yanından geçip gitti. Ömer kafasını Defneye çevirdiğinde sırıtarak kendisine baktığını fark etti. İçeri girip kapıyı kapattı ve Defnenin yanına yaklaştı. Onu belinden tutup kendisine çektiğinde defne de çoktan kollarını Ömer'in boynuna sarmıştı.

"Anlat bakalım, kadını bu hale getirecek ne yaptın?" Adı gibi emindi bundan, karısı bazen öylesine cadı oluyordu ki kendisi bu cadılıktan hal nasibini almadığı için şükrediyordu.

"Ömer ben ne yapacağım kadına? Öyle bir insan mıyım ben aşk olsun. Gayet iyimser bir şekilde yaklaştım. Melek gibi karına iftira atıyorsun." Ömer güldü ve Defneye sıkı sıkı sarıldı.

"Sen yok musun? Kim bilir ne dedin? Resmen suratıma bakmadı kadın." Defne aniden sıyrıldı Ömer'in kollarından.

"Bakmasını mı istiyorsun? Parçalarım seni. O kadını bir daha burada görürsem ona yaptıklarımın iki mislini yaparım sana emin ol." dedi öfkeyle. İşte sayın seyirciler, bir adet cadı defne.

Ömer defneyi yeniden kendine çekti. "Biliyorum sevgilim, biliyorum yaparsın." deyip karısını iyice göğsüne bastırdı.

Ayrıldıklarında Ömer masasına doğru ilerledi. "Anlaşılan birileri benim masamı kurcalamış." dedi açık olan kalemlerine bakarak.

Defne yakalanmış olmanın verdiği utançla başını eğdi ve elleriyle oynamaya başladı. "Özür dilerim, biraz canım sıkılmıştı da..."

KARANLIĞIN DEFNESİWhere stories live. Discover now