//BÖLÜM 138//

3K 161 33
                                    

//Defne'den//

Gözümü gelen ıslık sesleriyle beraber açtım. Gerinip elimin altında duran yastığa biraz daha sarıldığımda bu yastığın Ömer'in olduğunu anlamıştım kokusundan. O yüzden koala gibi yapışmışım zaten.

Islık sesi kesildiği sırada Ömer girdi görüş açıma. Elinde kırmızı renkte bir gülle bana yaklaştı. Yatağın ucuna oturduğunda onu sarıldığım yastığın üzerine bırakmıştı.

"Günaydın." Dudaklarını burnumun ucuna bastırıp tüy gibi bir öpücük bıraktı.

"Günaydın." dedim hala uyku mahmuru sesimle. Ömer saçlarımda elini gezdirirken ben gülü aldım ve burnuma yaklaştırdım.

"Çok güzel kokuyor."

"Senin kadar değil, neyse hadi kalk bakalım. Kahvaltı edelim." Başımı sallayıp doğrulduğumda hala çıplak olan vücuduma çarşafı sardım. Yerde duran geceliğime baktım. Onu şuan giyersem Ömer beni yeniden yatağa yatırırdı, elbette benim için sorun olmaz ama sonra konferansa geç kalırdık. Gözlerim onun tarafında rastgele yere bırakılmış tişörte kaydı. En iyi oydu.

"Ömer şu tişörtü bana uzatır mısın?" dediğimde arsız bir gülüş sardı yüzünü.

"Onu giymeden yanımda gezmen beni daha çok mutlu eder."

"Çok biliyorsun sen." Dudaklarıma kısa bir öpücük bırakıp tişörtü aldı ve bana uzattı. Onu hızla üzerime geçirirken saçlarımı da düzelttim. Elbette çok dağınık duruyorlardı ve fön şarttı. Ama kahvaltıdan sonra halledebilirim bunu.

Ömer'le birlikte yataktan kalktığımızda kahvaltı masasının yanına geldik. Bu sırada ben elbette onun yüzünde olan tebessümü izliyordum. Evet normalde de böyle mutlu olurdu benim yanımda ama bu sabah farklıydı. Ayrıca az önce duyduğum ıslık seslerini de işin içine kattığımda merakla sordum.

"Sen neden bu kadar mutlusun bakayım?" Soruma karşılık kaşlarını kaldırıp bana dönerken çoktan üstüne tamamen çikolata sürdüğü pankeki bana uzattı. İştahla ondan bir ısırık aldığımda çayımı da uzatmıştı.

"Mutlu olmamam için bir sebep mi var? Sen yanımdasın, baş başayız ve sana sürekli dokunabiliyorum."

Dudağımın kenarındaki çikolatayı dilimle alıp yediğim pankeki ona uzattım.

"Yüzünde çok farklı bir gülümseme vardı sevgilim. Ondan sordum." Bunu söylediğim anda yüzünü aynı gülümseme sardı bir kere daha. Vücudumu tamamen ona çevirdim ve kollarımı göğsümde birleştirdim. Ömer de ellerimi tutup anlatmaya başladı.

"Dün gece tuhaf bir rüya gördüm. Gerçi tuhaf dediğime bakma beni mutlu eden bir rüyaydı. Biraz onun etkisinde kaldım sanırım." dediğinde kaşlarımı çattım.

"Nasıl bir rüyaydı ki?"

"Umutu gördüm ama bu haliyle değil, büyümüş bir halde. Gerçekten çok yakışıklı biri olmuştu. Kucağında da bir bebek vardı onu yanıma getirdi torunun diye. Neden böyle bir rüya gördüğüme anlam veremedim ama etkiledi beni. Yani düşününce onun büyüyüp bize bir torun vereceği fikri ister istemez heyecanlandırdı beni."

Gördüğü rüya gerçekten tuhaftı çünkü Umut daha 12 yaşındaydı. Çok küçüktü. Ama söylediği şeyler benimde zihnimde canlanınca ister istemez gülümsemiştim.

Elimi sakallarına getirip bir süre sevdim. "Elbette o da büyüyüp aşık olacak ve evlenecek aşkım. Evet biraz erken kapılmışsın sen bu düşünceye ama sonuçta olarak normal yani." Yüzünde gezen elimi tutup avuç içime bir öpücük bıraktı.

KARANLIĞIN DEFNESİWhere stories live. Discover now