//BÖLÜM 93//

4.5K 201 74
                                    

//Defne'den//

Karşımda canlı bir şekilde duran Ömer'e bakınca korkudan ağlamaya başlamıştım. Korumalardan biri onu gelecek kurşundan korumak için köşeye doğru çekmişti. Silahın yeniden ateşleme ihtimaline karşı birkaç tanesi oraya doğru ilerlerken kalanlar etrafımızı sarmıştı. Ömer hızla yanıma yaklaşıp göz yaşlarımı sildi.

"Ağlama, ağlama güzelim." Yanağımdaki eline bastırdım yüzümü. Akan göz yaşlarım eline damlarken o bunu engellemek istercesine yanaklarımdan süzülen her su damlasını siliyordu.

"Ömer, sana bir şey olsaydı ne yapardım ben!" Ona sıkı sıkı sarıldım. Beni öpüp sakinleştirmeye çalıştı.

"Olmadı güzelim. Bak iyiyim hadi ağlama artık." Kokusunu derin derin içime çekerken boynundan öptüm birkaç kez.

Ayrıldığımızda korumalardan gidenler geri gelmişti. "Abi, kimse yoktu orada. Kaçmış şerefsiz." dediğinde Ömer sinirle konuştu.

"Canına susamış, ama ben o canı almayı iyi bilirim." Ömer bana doğru döndü. "Hadi güzelim gidelim." Arabaya bindiğimizde ona sıkı sıkı sarıldım.

Eve geldik. Kapıyı açıp sessizce içeri girdikten sonra direkt odaya çıktık. Ömer kapıyı kapattığı sırada onun yanına doğru ilerleyip kollarımı boynuna doğru doladım.

"Bunu kim yaptı sence?" dediğimde alnımdan öptü beni.

"Kendini bilmez bir aptal Defnem. Sen düşünme bunları." Gözlerimin dolduğunu hissettim yine.

"Sana bir şey olduğunu düşünmek bile istemiyorum Ömer. Canına bir zarar gelirse nefes alamam ben." Beni kendine çekip sıkı sıkı sarıldı.

"O ne biçim laf defne. Güzelim, bak bana bir şey olmayacak. Hadi artık düşünme bunları." Yanaklarımı avuçlarının arasına alırken burnumun ucundan öptü. Geri çekildiğimde gözlerim dudaklarına kaydı. Ellerimi yüzüne getirip ayak ucuma çıktım ve onu dudaklarından öpmeye başladım. Anında karşılığımı alırken kolları belimden aşağı kalçalarıma indi.

Nefes nefese ayrıldığımızda dudaklarının önünden çekilmemiştim. Sadece bir nefes mesafesi kadar ara vardı. Biraz olsun kendime geldikten sonra üzerindeki ceketi sıyırdım ve yan taraftaki koltuğun üzerine bıraktım. Ardından gömleğinin birkaç düğmesini açıp esmer tenine dudaklarımı bastırdım.

"Seni çok özledim." dedim burnumu boynuna doğru sürterken. Ellerimi sırtına doğru getirip iyice yasladım bedenimi onun bedenine.

"Güzelim, bugün yoruldun. Şimdilik ertelesek mi ne yapsak?" dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım. Buraya kadar gelmişken asla teninden ayrılamazdım.

"Sadece seni istiyorum, bu geceni karına ayıramaz mısın?" Gözlerine masum masum bakarken gülümsedi. Bu gülüşü işte, içimi ısıttı.

"Ben seni düşündüğüm için söyledim güzelim, yoksa biliyorsun bu bembeyaz tene dokunmak bana yalnızca ödül olur." Yeniden dudaklarına doğru yükseldiğimde bana yardımcı olup kafasını eğmişti. Onu öpmek benim için zevkti.

Dudaklarımı hareket ettirirken elimi gömleğinin içine sokup kalbine dokundum. Üzerindeki dövmede parmaklarımı gezdirdiğim sırada alt dudağını ısırdım. Sıcacık elleri elbisemin fermuarına tırmandı. Onu aşağı doğru indirirken gömleğinin düğmelerini açmaya başladım. Aceleci tavrım hoşuna gitmiş olacak ki dudaklarımın üzerinden güldüğünü hissettim. Gömleği üzerinden çıkardıktan sonra elbisemin parkeyle buluşmasına izin verdi Ömer. Yalnızca iç çamaşırlarımla dururken karşısında koyulaşan gözlerini izlememe izin verdi. Ardından beni bir hamlede kucağını aldı. Anında bacaklarımı beline sararken yatağa doğru geldik. Beni uzandırdıktan sonra üzerime çıktı. Hızla pantolonu çıkarırken dudaklarını göğüslerime bastırdı. Orayı öperken tırnaklarımı sırtına geçirdim. Ömer başını göğüslerimin tam arasına koyduğunda derin bir nefes aldı.

KARANLIĞIN DEFNESİWhere stories live. Discover now