//BÖLÜM 42//

14.1K 381 77
                                    

//Defne'den//

"Artık uyu Ömer. Sende çok yoruldun."

"İzin ver sabaha kadar seninle uğraşmak istiyorum. Aylardır hasretim tenine. Sana doymak istiyorum."
Ben olumlu anlamda kafa salladıktan sonra beni sırt üstü yatırdı ve üstüme çıktı. Özlemle boynumu öperken bende sırtına koymuştum ellerimi.
Bir süre öptükten sonra aşağılara indi. Bense artık uykudan ölmek üzereydim. Yavaşça kapadım gözlerimi.  Sabaha kadar Ömer öpüp koklamıştı beni.

Sabah uyandığımda beni seyrediyordu. Gülümsedim ve gözlerimi ovaladım.

"Günaydın."

"Günaydın meleğim."
Gülümsedim ve sıkı sıkı sarıldım ona. O da kollarını belime sarmıştı. Ayrıldığımızda alnıma derin bir öpücük bıraktı.

"Sen istersen bir duş al bende kahvaltı hazırlayayım."

"Benim daha güzel bir fikrim var."

"Neymiş o?"

"Bence sen de benimle gel mazallah başıma bir hal gelir yalnız olmayayım."

"Güzel numara Ömer iplikçi. Ama reddedildi."

"Öyle mi defne iplikçi?"

"Aynen öyle."

Dudaklarıma yaklaşmaya başladı. Tam gözlerini kapatmıştı ki ben geri çekildim.

"Eğer böyle devam edersek yataktan çıkamayız."

"Çıkmayalım banane."

"Ya Ömer!"

"Efendim?!"

"Hadi kalk."

"Defne ya!"

"Hadi hadi."

Ömer üzerimden kalktığında bende mutfağa girdim. Güzel bir kahvaltı hazırladım.

Bu sırada Ömer geldi ve arkamdan sarıldı bana. Üstü çıplaktı bunu hissedebiliyordum. Gülümsedim ve iyice sindim koynuna. Kafamı boynuna yasladım. O da saçlarımda gezdiriyordu kafasını.

Geri çekildiğinde bende ona döndüm ve elinden tutup masaya oturttum. Beraber güzel bir kahvaltı yaptık. Ömer yemekten çok beni seyretmişti. Bende bir yandan yerken bir yandan ona bakıyordum.

Kahvaltıdan sonra ben masayı topladım. Ömer yanıma geldi üzerini değiştirmişti.

"Yeniden bir yağmur başlamadan çıkalım. Belki bir yol buluruz."

"Tamam ben değiştireyim üstümü."

Ömer kafasını olumlu anlamda salladı. Bende içeri geçtim ve üzerime kot bir pantolon ve kazak giydim. Üzerime de bir hırka aldım. Ayağıma da sporlarımı giyince tamamdım. Çantamı sırtıma aldım ve Ömer'in yanına geldim.

Beraber dışarı çıktık. Ömer elimden sıkı sıkı tuttu. Yürümeye başladık.
Ana yola kadar geldik. Arabanın yanına geldiğimizde Sinan oradaydı. Bizi görünce yanımıza geldi.

"Abi neredesiniz siz ne oluyor?"

"Sorma Sinan başımıza gelenleri."

"Defne?"

"Sinan gidelim oğlumu özledim."

"Tamam hadi."

Beraber arabaya bindik. Ömer benim yanıma oturmuştu. Bende onun omzuna kafamı koydum. Kollarını bana sardı ve saçlarıma minik minik öpücükler bırakmaya başladı.

KARANLIĞIN DEFNESİDonde viven las historias. Descúbrelo ahora