//BÖLÜM 95//

4.1K 195 50
                                    

//Ömer'den//

"Abi, istediğin gibi son üç yılda nerelerde bulunduğu hakkında kısa bir araştırma yaptık. Elimize geçen bilgiler bunlar." deyip elinde duran dosyayı önüme bıraktı. Kapağı aralayıp gözlerimi hızlıca yazıların üzerinde gezdirdim.

"Bu adamda beni rahatsız eden bir şeyler var. Hareketleri, tavırları oldukça iğneleyici ve bizimle olan irtibatı zayıf. Altından bir pislik çıkma ihtimaline karşı tedbir almalıyız."

"Sana karşı bir yanlış yapacak kadar aptal olamaz herhalde abi. Seni bu kadar huzursuz eden sebep ne?" diye sorduğunda sandalyeme sırtımı yaslayıp derin bir nefes aldım.

"Yapar, eğer ki yerimde gözü varsa orayı olmak uğruna sınırlarını zorlayıp her şeyi yapar. Bu adamın kibri ve özgüveni rahatsız ediyor beni. Böyle bir şeye kalkışması ondan beklenir hareket olur."

"Ama abi, bunu yapmak aptallık. Senin yerinin asla sarsılmaz olduğunu bilmeyecek kadar da zeka özürlüsü değildir inşallah."

"İnşallah öyledir Oğuz. Yoksa bu adamın kanını dökmekten asla geri kalmayacağım." Gözlerimi kapatıp bir süre öylece bekledim. Bu adamdan şüphelenmekte haklı olduğuma inanıyor ve yaptığımın aslında daha da erken yapılması gerektiği kanaatiyle hareket ediyordum. Giray her zamanki gibi gözüme batmayı başarmış üstüne üstlük hareketleriyle çoktan bütün dikkatleri üzerine çekmişti. Aramıza girmesi nasıl bir anda olduysa çıkması da aynı şekilde olurdu. Benim bu camiada kurduğum nizamı bozmak isteyen insanlara aldırtacak ne nefesim vardır ne de onları barındıracak bir yerim. Eğer ki böyle bir amacı olduğunu öğreneyim işte o zaman gerekli olan her şeyi yapacağım.

Bu düşünceleri bir köşeye bırakıp incelenmesi için önüme bırakılmış taslak ve sunumlarda göz gezdirdim. Birkaç tanesini elime alırken asistanımın odaya girmesiyle kafamı kaldırmadan konuşmasını bekledim.

"Ömer bey birkaç gün önce ertelediğimiz toplantı için son kez sizinle görüşmek istiyor tasarımcılarımız. Söylediğiniz üzere her şeyi onlara bir bir ilettim." dediğinde elimdeki dosyayı bıraktım.

"Çağır gelsinler, onları bekliyorum." Kadın alel acele çıktıktan kısa bir süre sonra kapı yeniden çaldı ve içeri beklediğim tasarımcılar geldi. Hepsi teker teker selam verip ellerindeki dosyalar ile beraber yaklaştılar.

"İstediğiniz gibi hazırladık sunumların konseptini Ömer bey. Ancak son kez onayınızı almadan gitmek istemedik." Başımı sallayıp en yakınımda duran adamın uzattığı dosyayı aldım. Hazırlamış oldukları her bir çizimin yanında nasıl kullanılacağı kombin için hangi elbiseyle kullanılacağı kısacası gerekli olan her ayrıntıya yer vermişlerdi dosyanın içerisinde.

"Bu sunum sizin için yeterli olacaktır. Passionise yakışan bir takım olduğunuzu göstereceksiniz. Tek bir hataya veya ihmalsizliğe yer vermiyoruz." Başlarını sallayıp odadan çıktıklarında geri kalan işlerime döndüm bende.

Birkaç saat sonra yapmam gerekenleri bitirmiştim. Telefonumu ve askıda duran ceketimi aldıktan sonra odadan çıktım. Asansörün bulunduğu alana doğru ilerlerken telefonumun çalmasıyla iç cebimden bulup açtım.

"Söyle." Karşımdaki ses bir süre sustu ve en sonunda derin bir nefes aldı.

"Biri yer altını oldukça karıştırmış. Senin defneyle beraber yurt dışına temelli olarak çıkmak istediğini yaymış. Burası çalkalanıyor acilen gelmen lazım." dediğinde sinirle yumruklarımı sıkmaya başlamıştım. Yine birileri üzerimize oynuyordu ve hamlesini yapmıştı. Bir karşılık vermez isem durmayacaktı.

Arabamın yanına geldiğimde şoför kapıyı açtı. Bindiğimde şoföre gideceğimiz yeri söyledim. Yeraltına varana kadar telefonumla uğraşmıştım. Oraya geldiğimizde kapıda bekleyen korumalar beni görünce dikleşmiş ve başlarıyla selam vermişlerdi. Sinirle içeri girdim ve direkt olarak alt kata indim. Daha koridorun başından duyuluyordu kavga sesleri. Oldukça gürültülü bir şekilde girdikleri münakaşa ben yanlarına gelene kadar devam etmişti. Bakışlar üzerime kaydığında hepsi suspus olmuş sinirli bakışlarımdan neler düşündüğümü az çok anlamışlardı. Öfkeyle silahımı masanın üzerine bıraktım.

KARANLIĞIN DEFNESİWhere stories live. Discover now