//BÖLÜM 124//

3K 181 57
                                    

//Yazar'dan//

Defne karşısında gördüğü manzaraya dolu gözlerle bakarken neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Hala Ömer'in boynuna sarılı olan kadının kim olduğunu düşündükçe aklına gelenlerle beraber öfkesi artıyordu.

Ömer Defnenin gözlerine baktığı sırada sertçe itti kadını. "Kendine gel ne yapıyorsun sen?" Esmer kadın hiçbir şey olmamış gibi gülümsedi.

"Aşkım seni çok özledim, yanına geldim."

Onun bu rahat tavrıyla beraber öfkesi daha da arttı Defnenin. Ömer'le böyle konuşabilecek cesareti nereden bulmuştu? Ona nasıl aşkım derdi?

"Ömer kim bu kadın?" dedi dişlerini sıkarken. En sonunda aralamıştı dudaklarını işte. Gözleri buluştuğunda Ömer onun yanına yaklaştı ve elini tutmaya çalıştı ama Defne tüm öfkesiyle geri çekildi.

"Defne..."

"Ömer söylesene! Kim ya bu kadın?!" Dolan gözlerine lanet etse de içindeki ateş yakıyordu onu. Kocasının sessiz kalışı onu daha da deli ediyordu.

"Anlatacağım Defne, ama yemin ederim düşündüğün gibi bir şey değil." Esmer kadın Defneye bir süre bakıp Ömer'e döndü.

"Gayette düşündüğü gibi Ömer. Ona yalan söyleme." Ardından yeniden Defneyi süzdü. "Demek Defne bu kadın. 8 yıl önce sana unutturduğum Defne."

Duyduğu şeyle beraber sertçe yutkundu. Bu kadın ne saçmalıyordu? Gözünden bir damla yaş aktığı sırada Ömer arkada duran korumalara kadını götürmelerini söyledi. Ama Defne izin vermedi buna. Öfkeyle dikildi kadının karşısına.

"Sen kimsin? Nereden tanıyorsun beni?" Artık düpedüz ağlıyordu. Ömer onun kolunu tuttu.

"Defne ben sana her şeyi anlatacağım." dediğinde sinirle kolunu kurtardı ondan.

"Sus! Senden hiçbir şey duymak istemiyorum."

Karşısındaki kadına baktı dolu gözlerle. "Cevap ver bana, nereden tanıyorsun Ömer'i?" Kadın gözlerini Ömer'e dikti.

"Seni unutmak için benimle birlikte oldu Ömer. Tatlım üzgünüm ama onun için unutulmaz bir kadın değilsin. Evet belki kalbinin üzerinde ismini taşıyor ama senin ona verdiğini bende verebiliyorum." Dünyası o anda başına yıkılmıştı Defnenin. Ağzından kaçan hıçkırığın ardından birkaç adım geri gitti. Eli kalbine giderken nefesinin kesildiğini hissetti. Kalbinin üzerindeki dövmeye kadar her şeyi biliyordu.

"Ne diyorsun lan sen?!" Ömer sinirle kadının üzerine gittiğinde onu boğazından yakalamıştı.

"Ö-Ömer."

"Gerçekleri anlatacaksın. Yoksa öldürürüm seni." Kadın kurtulmaya çalışırken Defnenin umrunda değildi bu durum. O duyması gerektiğini duymuştu ne de olsa.

Arkasındaki duvara vücudunu tamamen dayadığında derin bir nefes aldı. Bu sırada Ömer kadını ayaklarının önüne fırlattı. "Defne güzelim yalan söylüyor inan bana." Kadın öfkeyle konuştu.

"Yalan falan söylemiyorum." Kafasını kaldırıp Defnenin yüzüne baktı. "Ömer'le bizim bir oğlumuz var. Şuan İstanbul'da."

******

"Defne, Defne beni bir dinle lütfen." Onu umursamadan merdivenleri tırmandı. Kendi odasına girdiğinde kıyafet odasında duran bavulunu aldı ve içine kendi kıyafetlerini doldurmaya başladı. Ömer de yanına geldiğinde onun bavulunu topladığını görünce sertçe yutkundu. "Defne sakın, buna asla izin vermem biliyorsun." Hala kıyafetlerini dolduran karısını kendine doğru çektiğinde onun ağlamaktan dolayı kızarmış gözlerini görünce sertçe yutkundu.

KARANLIĞIN DEFNESİDär berättelser lever. Upptäck nu