//BÖLÜM 116//

3.8K 164 34
                                    

//Defne'den//

Günler geçip giderken oğullarım kızım ve kocamla beraber yaşayabileceğim en güzel günleri yaşıyordum. Ömer her hamileliğimde olduğu gibi üzerime titrerken Aral ve umutta ondan farklı değildi. Canlarım ne isterse yapıyordu hepsi. Beni üzmemek için elinden geleni yapıyorlardı.

Yine güzel bir günü bitirdiğimizde ben oğullarımı uyutmuş, balkonda Ömer'i bekliyordum. Çalışma odasında birkaç işi olduğunu söyleyip yanımdan ayrılmıştı. Bende üzerime geceliğimi giymiştim. Karnım büyük olduğundan eski geceliklerimi giymem imkansızdı. Ama yine de bu dizlerimin üzerinde biten siyah renkte penye biçimli geceliğimde güzeldi. Saçlarımı tarayıp kremlerimi sürmüştüm. Balkona geçtiğimde her akşam ihmal etmeden içtiğim papatya çayımı getirmişti Ayşe. Gökyüzünü izlemeye devam ederken arkamdan duyduğum seslerle beraber burnuma çalınan o kokuyla gülümsedim. Tek eksiğim de gelmişti.

Adımları bana doğru yaklaşırken gözlerimi kapatmamla saçlarımda dudaklarını hissettim önce. Ardından boynuma öpücükler bırakmaya başladı. Gözlerimi açtığımda yavaşça uzaklaştı benden. Hemen yan tarafıma oturduğunda gerinip çayımı bıraktım. Ömer'in elleri şiş karnımda gezerken bende ellerimi onun ellerinin üzerine bıraktım.

"Kızın hiç rahat durmuyor." Gülümsedi. Gerçekten de öyleydi. Şu son birkaç gündür tekmelerini öyle yoğun hissediyordum ki kızımın abilerinden farkı olmadığını anlamıştım.

"Benim güzel kızım bir an önce yanımıza gelmek istiyor bence." Eğilip karnıma dudaklarını bastırdı Ömer. O daha dudaklarını çekmeden kızımın tekmesini hissetmiştik ikimiz de.

"Ona ne şüphe Ömer. Buyur seni hisseder hissetmez başladı tekmelemeye."

Ömer geri çekildiğinde ellerimi tutup ikisine de birer öpücük bıraktı. "O da annesi gibi çok seviyor babasını. Ne yapacaksın." Gözlerimi kısıp Ömer'e bakarken göğsünde gezdirdim elimi.

"Ben onu bunu bilmem. Kimse seni benim kadar sevemez. Zaten kocamı kızımla paylaşma fikrine alışamadım. Bari biraz daha tadını çıkarayım. Anlaşılan küçük cadı bize rahat vermeyecek." dedim karnımı severken. Ömer ise gülümsemeye devam etti.

"Sen beni kızımızdan da kıskanmayacaksın herhalde defne?" dediğinde omuz silktim.

"Bilemeyeceğim. Eğer beni dışlarsan birazcık sorun olabilir." Bu halime gülmeye devam ederken alnımdan öptü uzun uzun. Geri çekildiğinde bende çayımdan son yudumumu aldım. "Ihm, seviyorum bu çayın tadını." Ömer'in gözleri dudaklarımda geziyordu bu sırada.

"Gerçekten güzel mi?" Başımı salladım.

"Çok güzel. İstersen Ayşe'ye söyleyeyim sana da yapsın." Dudaklarını büktü.

"Gerek yok. Ben biliyorum nasıl tadacağımı." dediğinde ben daha nasıl diye soramadan ensemden tuttu ve direkt olarak dudaklarına yapıştırdı dudaklarımı. Ellerim öylece kalırken heyecandan karşılık bile verememiştim. Onunla yakınlaşmayı deli gibi özlemiştim aslında.

Kendimi biraz olsun toparladığımda gülümseyerek omuzlarına dokundum. Dudaklarına karşılık vermeye başladığımda karnımdan dolayı çok fazla yaklaşamıyordu bana.

Ayrıldığımızda dudaklarının üzerinde gezdirdim parmağımı. "Öylesine çok aşığım ki sana, bunu kelimelere dökmekte zorlanıyorum."

"Bende sana çok aşığım Defne. Çok." Beni kucağına aldığında omzuna tutundum. Alt dudağını ısırıp gülümsedi.

"Biraz kilo mu aldık ne?" dediğinde sinirle omzuna vurdum.

"Bunu her defasında yapmak zorunda mısın?" Gerçekten arala hamileyken de yapmıştı bunu.

KARANLIĞIN DEFNESİOù les histoires vivent. Découvrez maintenant