//BÖLÜM 26//

17.4K 505 167
                                    

//Defne'den//

Ömer gittikten sonra bende zaman geçirmek için bir süre kitap okudum. Ardından sinanı arayıp Umutu sordum. Oğlum onunla zaman geçirmeyi gerçekten çok seviyordu.

Bahçede çıktığımda evde görevli olan kadınlık geçmeden bana kahve getirdi. Bana akşam için özel bir istediğim olup olmadığını sorunca olumsuz anlamda salladım başımı.

Bir süre sonra içime bir sıkıntı peydah olmuştu. Neden bilmiyorum. Nefesimin kesildiğini hissederken biraz dinlenmeye karar verdim. Belki geçerdi. Yatak odasına çıktığımda direkt olarak yatağa bıraktım vücudumu. Çok geçmeden uykuya dalmıştım bile.

••••••

Defne evde yatarken haberi yoktu başına geleceklerden. Çekeceği acıdan. Sonuçta kocası büyük mafya lideri Ömer İplikçi idi. Onun yanına yaklaşmaya cesaret edemeyenler karısını hedef olarak seçmişlerdi. İşte bugün hazırlanan tuzağın ilk aşaması gerçekleşecekti. Elbette bu işte parmağı olan Fikret'ti. Ama Defneye gelecek zararın Ömer'i bitireceğini düşündüğü içinde kabul etmişti bunu yapacak kişi bu işi.

Defne, masum kalpli o güzel hiç hak etmediği şeyler yaşayacaktı. Ömer daha dün gece onu koruyacağına dair söz vermişti. Ama o sözü tutamayacaktı. Defne başına geleceklere dayanabilir miydi orası bilinmez. Ama bundan sonra Ömer'i olduğu gibi kabul etme fikrini kabul etmeyecekti.

Kimse Defneyi kurtaramayacaktı. Kader mi denir buna bilinmez,kanısına vardığımız tek şey bugün sorunsuz bitmeyecekti. Ya Defne sonsuz bir uykuya dalacaktı ya da Ömer İplikçi'den aldığı güçle buna da dayanacaktı. Bunu şimdi beraber göreceğiz.

Evin önünde bekleyen siyah giyimli adamlar hiçte tekin değildi. Başlarında ki otuzlu yaşlarda adam büyük köşkün çevresini sarmıştı. Kapının önündeki iki korumayı hallettikten sonra yavaşça bahçeye girdi. Zaten karşılarında bir engel yoktu-hepsini halletmişlerdi-. Kapının kilidine ateş etti ve sonra bir tekmeyle kapıyı sonuna kadar açtı. Ne olduğunu anlamayan hizmetçiler bir anda ağızlarına dayanan bezlerle kendilerini uzun bir uykuya daldırdılar.

Adam onları orada bırakıp yukarı çıktı. Yavaşça Defnenin yattığı odaya ilerledi. İçeri girdiğinde Defne uyuyordu. Adam önce uzun uzun baktı defneye. Güzel olduğunu biliyordu ama şimdi bunun sadece güzellik olmadığını da anlamıştı. Peki ya ona neler yapacaktı?

Kapıyı kapattı ve ona yaklaştı. Yüzündeki pis sırıtış her şeyi anlatıyordu belki de. Defne de yavaş yavaş gözlerini açtı. Karşısında ki bu adam bir koruma değildi. Öyleyse kimdi?

Adamın niyetinin iyi olmadığını anladığında her şey için belki de çok geçti. Yapabildiği tek şey acı bir çığlık atmaktı.

Atılan bu çığlık yalnızca o odada değil başka birinin kalbinde de hissedilmişti. Diğer yarısıydı, kalbinin ait olduğu adamdı. Nasıl hissetmeyecekti?

Evet Ömer'di bunu hisseden. Elindeki bardak bir anda yere düştü. Gömleğinin düğmelerini açmak bir işe yaramamakla kalmamış onu daha da boğmuştu. Bu da neydi böyle? Hayra alamet değildi bu olay. İçine düşen kurt onu çoktan esir almıştı. Ceketini aldığı gibi eve koştu. Ancak olan olmuş giden gitmişti. Kaderi değiştirmek kolay mıydı?

Eve gelene kadar camı açıktı ve sürekli olarak Defneyi arıyordu. Telefonunu elinden düşürmeden arıyordu.

"Hadi Defne,aç ne olur."

Oysa o kadar kolay değildi daha karısı nefes bile alamıyordu belki de. Nereden bilebilirdi ki hayatının bundan sonra değişeceğini? Sonuçta ona verdiği sözü tutamamıştı. Seni hep koruyacağım demişti. Ama şimdi onu kaybetmekle karşı karşıya gelmişti. Asıl konu ona kavuşabilecek miydi? Defne yaşadığı onca şeyden sonra Ömer'in karşısına dimdik dikilebilecek miydi?

Eve geldiğinde dışarıda boylu boyunca uzanan adamlarını görünce korkusunun boşuna olmadığını anladı. Defne ona acısını göndermişti. Ama geç kalmıştı. Bunu ne zaman mı anladı? Eve girdiğinde karşısında duran manzara ile.

İçeri girdiğinde bir an olsun bunun kötü bir kabustan ibaret olmasını istedi. Gözlerini defalarca kapatıp açtı.Hayır hayır bu gerçek olmazdı. Bu... bu beden onun karısı değildi. Bu beden onun sevdiği değildi. Bu beden onun hayatı değildi. Bu beden Defne değildi.

Aklından geçen bunca sözcük karşısında ki manzarayı değiştirmedi. Her ne kadar yalan olduğuna inanmak istese de gerçekti. Karşısında ki -nefes aldığı kanaatine bile varılamayan-bu beden karısının idi. Sonunda korktuğu başına gelmişti. Onu bırakabilir miydi? İşte orası muamma.

Hiçbir şey yapamıyordu. Sadece dolu gözlerle karşısına bakıyordu. Ağzından sadece onun adı döküldü. Dahası değil.

"D-Defnem."








BÖLÜM SONU...

UMARIM BEĞENİRSİNİZ...

SİZCE DEFNEYE NE OLDU?

ÖMER BUNDAN SONRA NELER YAPACAK?

ÇİFTİMİZ AYRILACAK MI?

KARANLIĞIN DEFNESİWhere stories live. Discover now