//BÖLÜM 74//

6.7K 221 64
                                    

//Yazar'dan//

Yaşadıkları onca ateşli sahneye rağmen zor da olsa hazırlanan çiftimiz evden çıktıklarında hava kararmıştı. Umut heyecanla babasına bakarken defne de minik oğlunu seviyordu pusetinin içinden. Arabada bir restoranın önünde durunca defne gözlerini etrafa çevirdi.

"Burası neresi?" dediğinde Ömer elinden tutup öpmüştü tenini.

"Hep beraber girmek istedim yeni yıla. O yüzden burayı kapattırdım." Arabadan indiklerinde korumalar çoktan etrafı sarmışlardı.

Defne ise içeride sinan Seda'yı gördüğünde gülümsemişti. Ardından onların yanında duran Nilay'ı, Ömer'le katıldıkları yemekte tanıştıkları kadın, ve eşini görünce omlara da tebessüm etmişti. Masaya yaklaştıklarında herkes ayaklanmış ve merhabalaşma faslı uzun uzun yapılmıştı.

Yemekler servis edilmeye başlandığında gittikçe koyulaşan sohbet yeni yıla dakikalar kalana kadar devam etmişti. Çalan slow müzik eşliğinde yeni yıla dakikalar sayarken Seda'nın 10 demesiyle birlikte geriye doğru sayılmaya başlanmıştı.

"9-8-7-6-5-4-3-2-1-0" der demez Defnenin dudaklarına bir öpücük bırakan Ömer, hemen sonra herkesin yeni yılını kutlanmış ve gülüşler ile birlikte heyecanlar paylaşılmıştı.

Aradan biraz daha zaman geçtikten sonra sinan yeni yılın ilk şakasını yapmıştı. Elindeki telefonu açıp tarihe baktıktan sonra konuştu.

"Bir senedir oturuyoruz kalkalım artık." dediğinde masadaki bütün gözler ona kaymış ve kınar gibi bakmışlardı ona. "Tamam ya, sustum." Herkes gülmeye başladığında derin ve umut anlamsızca masadakilere bakıyorlardı.

"Umut, sen bir şey anladın mı konuşulanlardan?" Umut önce anne babasına ardından diğer çiftlere baktı.

"Hayır derin. Sende mi anlamadın?"

"Hayır." Ardından birbirlerine bakıp güldüler.

Mekandan ayrıldıktan sonra çekirdek ailemiz arabalarına binip uzaklaşmışlardı oradan. Araba evin yolundan saptığında Umutta defne de Ömer'e bakmıştı.

"Ömer? Nereye gidiyoruz?" Ömer gözlerini yoldan ayırmadan konuştu.

"Birkaç gün tatil yapacağız güzelim. Yazım bir dağ evi aşmıştım gideriz diye oraya gidiyoruz." dediğinde ikiside de olumlu anlamda kafa sallamıştı.

Yarım saat sonra arkada uykuya dalan umut bebek koltuğunda oturan arala dolamıştı kollarını.

Defne gülümseyerek arkaya bakarken bu görüntüyü sonsuz kılmak için birkaç tane fotoğraf çekti. Ardından başını Ömer'in omzuna yasladı.

"Bu dağ evi nereden çıktı?" Ömer gülümseyerek onun başına bir öpücük bıraktı.

"Uzun zaman sonra baş başa zaman geçirelim istedim meleğim. Hem bu gece için bize harika olacağından böyle sessiz bir yer seçmek istedim. Şehirden uzak." Defne iyice sardı Ömer'i.

Bir saat sonra sessiz yolun sonunda bulunan dağ evine gelmişlerdi. Ömer arabadan indikten sonra Defnenin tarafına geçti. Kapısını açıp onu da arabadan indirdikten sonra oğlunu kucağına aldı ve beraber karşılarındaki dağ evine doğru yürümeye başladılar. Defne de aralı almıştı kucağına.

Yavaşça kapıya yaklaştıklarında Ömer ceketinin cebinden anahtarını çıkarmıştı. Kapıyı açtıktan sonra Defnenin girmesine bekledi. O girdikten sonra kendisi de girdi ve kapıyı kapatıp kilitledi.

Anahtarı hemen kenarda bulunan konsolun üzerine bırakıp yukarıya doğru ilerledi. Defne de onun peşinden yukarıya çıktı.

Ömer ilk kapıyı yavaşça açtı. Defne içeriye girerken etrafı incelemeye başladı. Bir yatak tek kişilik ve de açık olan ahşap dolabın içi tamamen doluydu. Anlaşılan Ömer önceden hazırlatmıştı burayı. Defne aralı yatağın yanında duran beşiğe yatırdı. Ömer de umutu yatağa yatırıp üzerini örtmüştü.

KARANLIĞIN DEFNESİWhere stories live. Discover now