//BÖLÜM 78//

5.1K 209 81
                                    

//Yazar'dan//

Duyduklarından sonra yumruklarını sıkmaya başlayan Ömer hızla ayaklandı.

"Birazdan geliyorum Oğuz sende hemen sinana haber ver oraya gelsin!" dedi. Salondan çıkarken Defneye baktı. "Gel benimle defne!" Adımlarını merdivenlere yöneltirken defne de vakit kaybetmeden onun peşinden yukarı çıkmıştı. Odaya girdiklerinde Ömer yatağa otururken defne hızla onun siyah takımını getirmişti. Onu yatağın üzerine bıraktıktan sonra geri çekildi.

Ömer üzerini değiştirirken sinirden elleri titriyordu. O ahmak nasıl olurda böyle bir şeye cesaret ederdi?

Aklındaki bu düşünceler ve siniri yüzünden düğmelerini de ilikleyemedi. En sonunda sinirle inledi. Defne ise hızla Ömer'in yanına yaklaşmış, onun ellerini gömlekten çekip kendisi iliklemişti düğmeleri. Daha sonra yatakta duran ceketini alıp giydirmişti üzerine.

Ömer en alt çekmeceden silahını alıp şarjörünü kontrol etti. Silah boştu. Yine aynı çekmeceden çıkardığı dolu şarjörü alıp elindeki boş olanı eski yerine bıraktı. Doldurduğu silahını beline yerleştirdikten sonra kendisine korkuyla bakan Defneye döndü gözleri. Sinirinden fark edememişti ona karşı sert davrandığını.

Yanına yaklaştı ve yanaklarını avuçladı. "Seni korkutmak istemedim güzelim benim. Affet beni tamam mı? Bu gece gelmezsem de sakın endişe etme. Elimden geldiğince erken yanında olmaya çalışacağım. Sende bir şeye ihtiyacın olursa korumalara haber ver. Ne kendin dışarı çık ne de umuta izin ver. Kapıları da kilitle tamam mı?" Defne olumlu anlamda kafa sallayınca alnından öptü onu. Daha sonra hızla aşağıya indi.

Salona geldiğinde umut köpeğini gösteriyordu Oğuz'a. O da gülümseyerek seviyordu alfayı. Ama Ömer'in geldiğini görünce ayaklandı ve umuta veda edip kapıya yöneldi. Defneye son kez bakan Ömer daha sonra kapıdan çıktı ve arabasına yöneldi.

Yeraltına geldiğinde dışarıda bulunan ambulans ve sağlık görevleri aceleyle yaralıları taşırken Ömer sedyede olan adamının yanına gitti. O da Ömer'i görünce doğrulmaya çalıştı ama Ömer buna engel oldu.

"Yat aslanım sakın doğrulma!"

"A-bi affet, hazırlıksız yakalandık." dediğinde Ömer omzunu sıkıp destek oldu ona.

"Kendini suçlama, biz bunu yapanlardan intikamınızı alacağız!" Adam ambulansa bindirilirken Ömer diğer yaralılara da bakıp içeriye girdi. Etraf dağılmış ve çoğu yerde kurşun izleri vardı. Odasına girdiğinde orası da dışarıdan farklı değildi. Masasına doğru yaklaştığında defne umut ve Aral'ın olduğu resmin çerçevesi parçalanmış, üzerine saplanmış bir bıçak vardı.

Kaşlarını çatan Ömer sinirle o bıçağı çıkardı oradan. "Ulan şerefsiz sen çok oldun, abinin yanına gitme zamanın geldi!" dedi öfkeyle.

İçeriye giren adamlarla birlikte elindeki bıçağı masaya bıraktı. Arkasındaki adamlara baktığında hepsi başları öne eğik bir biçimde yere bakıyorlardı.

"Bu adam neyine güvenerek yaptı bu baskını?! Nasıl cesaret etti?!" dediği sırada adamlardan biri boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Abi çok öfkeliydi, biz de anlayamadık tam olarak ne olduğunu." Ömer derin bir nefes aldı ve etrafına baktı bir süre.

"Onu bulun bana. Artık fazla oldu yaptıkları. Abisi gibi yoldan çıktı o da. Nefesini kesme zamanı geldi!" Adamlar odadan çıktığında Ömer ise arkasına döndü ve duvarda bulunan gizli bölmeyi açtı. Kasanın tuşlarına dokunup şifreyi girdi.

1308 'Defnenin Doğum günü'

Kasayı açtığında önünde duran dosyaları aldı ve kasayı yeniden kapatıp bölmeyi kapattı. Ardından kilitli çekmecesinden silahı aldı ve odadan çıktı.

KARANLIĞIN DEFNESİKde žijí příběhy. Začni objevovat