ÇAĞAN'DAN part-2

3.5K 256 271
                                    


Sabırlı olmaya çalıştım. Hemde çok. "Neyin peşindesin bilmiyorum ama zamanım yok."

"Sadece beş dakika." diye yalvardığında "Çabuk." dedim. Aramızdaki mesafeyi dikkatle koruyordum.

"Üzgün müsün?"

Bu soru bile değildi. Hem cevabı en çok o bilmeliydi. Aklımı karıştırmaya devam etti. "Lidya ve bebekten emin misin?"

Değişen ses tonum sertti. "Ne?"

"Bebeğin senin olduğundan emin misin?"

"Ne saçmalıyorsun?"

"Söylediğim şeyi anladın."

Konu hiç hoşuma gitmeyen yerlere giderken, hiç düşünmedim bile. "Onu seviyorum, o da beni..." Son kelimelerimden emin olmasam da, kendimden emin durmaya çalıştım.

"Bende bunu diyorum! Ben sevdiğim adamdan bebek beklesem asla vazgeçmezdim. Senden olamayabilir."

"Kanıtın var mı?" Ne diyordum ben? Bunu düşünmem bile hataydı.

"Onları... Odada gördüm."

Görebildiği hiç bir şey yok dedim kendi kendime. " Aras'tan bahsediyorsan, onlar sadece arkadaşlar." diye Lidya'yı savundum. "Aralarında başka bir şey yok."

"Seninle de yok."

Göğsümden kopardığı bakışları yüzümde durdu. Asabım bozulmuştu, doğru söylüyor bile olsa sonuna kadar inkar ettim. "Aramızda sandığından daha çok şey var,"

"Onunla yattığını biliyorum! Çocuğu kendinden sanacak kadar aptal olduğun için bunu zaten biliyorum. Gece sizi kapının önünde duydum ve daha iyi anladım. Sana bir şey vermese neden ona bu kadar bağlanasın ki!"

"Ne dedin sen!"

Yüzümde gördüğü her ne varsa, sesini yumuşatmasına yol açtı. "İhtiyaçların var anlıyorum, erkeksin sonuçta. Eğer o kızdan önce ben olsaydım, şimdi beni seviyor olurdun. Onun yerine benimle yatıyor olsaydın, beni de severdin."

Yalan sözlerinden silkelenmeye çalıştım. Bunlar benim için bile ne denli yıkıcıyken, Lidya'nın ne kadar kırılacağını düşünemiyordum. "Ona da böyle mi söyledin?"

"Gerçekleri söyledim." diye daha da cesaretlendi. "O kızın seni kandırmasına artık katlanamıyorum. Tuzağına düşme Çağan, o seni hiç sevmiyor. Sende ona mecbur değilsin. Ben varım, hep yanında olurum, istediğin ne varsa veririm."

Daha önce hiç görmediğim bir yüzünü görmüştüm. Daha önce onu, benim gibi acı çeken biri sanıyordum. Elini omzuma koyup yüzüme yaklaştı. "Hastaneye dönmeyelim. Sana onu unutturabilirim Çağan, ilkim olmanı istiyorum."

Düştüğüm ilizyondan sıyrılarak kolunu yakaladım. Anahtar avucuma düştüğünde şaşkınca geriledi. Ona daha fazla konuşma fırsatı vermedim. "Lidya bunu asla yapmazdı."

Çok geç kalmış düşünceler, aslında hep bir köşede anlamamı bekliyordu. Ama neden tam tersini yapmış, canımdan çok sevdiğimi hep kırıp dökmüştüm. Lidya benimdi ve her fırsatta sevmediği bir adamla yatmakla suçlanmıştı. Dilim ne kadar kolay söylemişti, nasıl düşünmüştüm bunları!

İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin