15.BÖLÜM

8.6K 471 383
                                    

Selam eski "iki" köyü ve yeni "İKİ ATEŞ ARASINDA" şehri :)) okuma sayımız artınca artık bir belediyelik olduk 😂😂  malum eski "İki" isimli kitabımın adını değiştirip bölümleri tekrar yayımlıyorum. Ve daha önce okuduğu halde tekrar okuyan ya da yeni okuyup her gün bölüm bekleyen herkese teşekkür ederim. Desteğinizi bölümlere verdiğiniz oylardan hissettim. Tek başıma değil de, yanımda olanların varlığıyla bölümlere devam etmek, bölüm attığımda okuyan canların olduğunu bilmek beni aşırı mutlu etti❤️❤️

Playlist - Gnash / I hate u, i love you
...

Çağan'ın omuzunun üstünde yıllardır geçmemiş bir yara var. Tüm yara izleri zamanla iyileşmiş olsada, üç tanesinin onunla mezara gireceğini biliyorum. İlki sol omuzunun üstünde başlayıp köprücük kemiğine inen incecik beyaz çizgi benim ellerimden çıkmış bir lekedir. Karşılığında bir ödül değil, bir yemin istediği için acıttığımdan o kadar emin olmuştum ki asla geçmemişti,
"Başka kimseyi sevmeyeceksin." demişti.

Asla sevmeyeceğimden emindim. Kendimi bile sevmezken bu yeteneğin bende olmadığına inanmıştım. Bu kimselerin içine Çağan'da dahildi. O da benim sevemeyeceğimi biliyordu ama ya başkasını seversem? Ya bir gün birine aşık olup onun yanından ayrılırsam?

Dillendirmediği bu düşünceleri her gün gözlerinde görüyordum. Benim için sorun değildi, nasıl olsa kimseyi sevemezdim.
Hiç önemi olmayan bir şeymiş gibi onu Çağan'a vermiştim. Ve her şey karşılıklıydı. Etini, kanını, acısını almıştım.

Verdiğim tek şeyse birkaç kelimeydi.
"Kimseyi sevmeyeceğim."

Kendisinide yeminime kattığımı bilmeden acısına dayandı. İlk kez o gün kanı elime değişmişti. Onu kandırmadım yada yalan söylemedim. Ne bir başkasına ne de Aras'a aşkla baktım. Bu kötü kalp asla sözüne ihanet etmese de, Çağan hiç anlamadığım sebepten dolayı kayıplara karıştı.

Annemlerse onun yalanına koşulsuz inanmış durumdalar. Süper, harika, mükemmel evlatları gençliğini yaşıyor. Telefonda onlara verdiği cevap bu ve dövüşüp tekrar hastahaneye düşse babamın kesin haberi olurdu. Onu hastahanelik eden tek kişiyse evde oturduğuna göre endişelenecek bir şeyde yoktu.

Akan günler ve geceler boyunca onu hiç aramadım. Belki arar diye açık tutsamda, ellerim bir kere bile bana aldığı telefona uzanmadı. Dönmesini bekliyorum çünkü yüzlerce kez geri döndü. Peşinden koşup, kendimi otel lobisinde yere attıktan sonra yaptığım büyük ağlayışımdan ve aradan geçen bir haftadan sonra onu sevgi dolu yumuşak bir kucaklaşma beklemiyordu.

Bir gece pencereden dışarı seyrederken onu caddenin karşısındaki ağacın altında görür gibi olmuştum. Onlarca metre aşağıda kafası bulunduğum kata bakıyordu. Aceleyle evden çıkıp oraya gittiğimde kimse yoktu, hayal görmeye başladığım için kendimdemde nefret ettim.

Evin önünden geçerken günler önce onun hayalini gördüğüm yere baktım ve tekrar bir rüyadaydım. Bu kişide ona çok benziyordu. Gecenin bir kör vakti olmasına rağmen tıpkı Çağan gibi duruyordu. Frene abanıp arabayı kaldırımın kenarında gelişi güzel durdurdum.

Yaya geçidine kadar koştuktan sonra caddenin diğer tarafında tam karşıdaydı.
"Çağan!"

Apartmanı izlerken kaldırdığı başını sesin geldiği yöne çevirdiğinde beni gördü. Transa girmiş gibi yola bir adım atınca az kalsın kalp krizi geçirecektim. "Hayır! Gelme!" diye avazım çıktığı kadar böğürdüm. Kırılmış gibi arkasını dönüp yürümeye başladı. Ayni anda, bir kaç saniye önce onu ezip canını çıkaracak arabada jet hızıyla arkasından geçti.

İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin