59.BÖLÜM

4.9K 270 174
                                    

Medya - Çağan ve kankaları

Playlist - Lana Del Rey / Dark Paradise


...

Arkamı dönüp koşarak uzaklaşan ruhuma karşılık, taşlı yoldan çıkıp çimlerin içinde yürümeye başladım. Çağan'ın bakışları beni yakaladığında, gotik hala ona aval aval bakıyordu. O kadar sinirlenmiştim ki, kollarım kaskatı kesilmişti. Çağan'dan beklediğim mahcubiyetin yerinde, çakan şimşekler vardı. Yerinden kalkar gibi bir hamlede bulundu ama kötü bakışlarım onu yerinde tutmuştu. "Sen geldin?" dedi varlığımdan emin olamıyor gibi.

Gotik beni fark ettiğinde inadına yerinden bir milim bile kımıldamamıştı. Hızlı yürüyüşümü tam karşılarında durdurduğumda Çağan kaşlarını çatarak bacaklarıma baktı. "Ve bu kılıkla?"

Olabildiğince soğuk bir sesle "Ne varmış halimde?" dedim . Hala karşılarında aptal gibi dikilmeyi sürdürüyordum. Geri dönmeye niyetlenirken, bacaklarımın beni taşıması çok zordu. "Beğenmediysen gideyim. Sen zaten biriyle oturuyorsun." derken buraya gelmemin bile bir hata olduğunu düşünmeye başlamıştım.

Çağan girdiği şokun etkisinden yavaş yavaş sıyrılırken ayağa kalktı. "Hayır gitme. Ben..."

Gotik elini Çağan'ın koluna doğru kaldırdığında sıktığım yüzüm Çağan'ı susturduğu sırada, gotik araya girdi. "Gerek yok Çağan, bende gidiyordum zaten."

Onunla böyle konuşma gücünü nereden aldığını bilmiyordum, Çağan'ın ona bu kadar yüz vermesine kanıt olan tostu elinden çekip aldım ve beyaz gömleğinden belli olan sütyen askısına doğru bastırdım. Temasım o kadar hızlıydı ki, yılların el çabukluğundan kaçamayan gotik, tostan sıyrılan ketçap ve mayonez karışımı gömleğine akarken şaşkınlıkla bakakaldı. Mide bulandırıcı manzaradan iğrenerek tostu yere atıp elimi silkeledim. En aşağılayıcı kelimelerim içimden çıkmak için debeleniyordu. "Köpek mi besliyorsun sen?" diye tısladım. "Çok istiyorsan dışarıda bir sürü sahipsiz olanı var."

Siyah Lidya, şirketliği iyice eline almışken gotik üzerine kavga başlatıcı bir adım attım. Kökünden yolmayı arzuladığım saçlarına uzanırken, Çağan önüme geçti. "Saçmalama Lidya."

"Ben mi saçmalıyorum? Ben mi!" diye çırpınırken onu itip yanından dolanmaya çalıştım. "Sen ne yapıyorsun asıl! Benim arkamdan bununla mı kırıştırıyorsun?"

Bağırışım çevrenin ilgisini çekerken, utancım debelenip Çağan'la mücadele etmemi engellemedi. Kaslarım deli gibi yanarken onu itip kızıl saçlara uzanmaya çalıştım. Diğer taraftan bana karşılık veren gotiğin sesi yükseldi. "Kırıştırmıyoruz, oturuyoruz. Benim okulum burası defolsana sen!"

Çağan'ın kolunun altından çıkartmayı başardığım kolum diğer taraftan bana uzanmaya çalışan kızın saçlarını yakaladığında parmaklarıma dolan birkaç tutamına kuvvetle asıldım. Çağan, kızın acılı çığlığını anlamayıp "Dilara sende yeter." diye sesini yükseltti.

İçimin yağları erimişti. Çağan iki kolunu üzerime doladığında tamamen sınırlanan hareket kabiliyetimle sallanarak durdum. Dilara denen kızda, koparttığım saçlarını düzeltmeye çalışıyordu. Çağan "Git artık." dediğinde, beni tutan kollar arasından kıza bakıp dil çıkartmamak için kendimi zor tuttum. Çağan'a bakarken yaptığı rol bana bakınca gerçeğe dönüşmüştü. Gözleri dolarken arkasını dönüp gidişini zevkle izledim.

O, binanın yanından döner dönmez öfkemin hedefinde tek bir kişi kalmıştı. Beni hala sıkıca tutarken "Bırak Çağan. dedim. "Kavga bitti, merak etme."

İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin