64.BÖLÜM

3.7K 239 395
                                    

Multimedya - Kırlangıç

Playlist - 33 Tours / California Dreamin

...

Elimi karnıma götürdüğümde, onun babası Çağan'dı. Zihnimde ise kendi babamın ve Çağan'ın yüzleri iç içe geçmişken, onu bir baba olarak düşünemiyordum. Aras arabayı çalıştırıp öncekinden daha güvenli ve yavaş şekilde hareket ettirirken elimle karnımı tutup durmaktan vazgeçtim.

"Çağan evde değildir." derken aklımda onun dayak yemiş hali vardı. Henüz dinlenme evresindeydi ama sık sık evden kaçıyordu.Aras konsantre olmuş yüzüyle kaşlarını çatarken "Onu mu seçiyorsun?" diye sordu emin olmak ister gibi.

"Hayır." diyerek biraz fazlaca bir tepkiyle yükseldim. Aras sessiz kalırken kafamı yan cama dayayarak sakinledim. "Önce onunla konuşursam daha iyi olur gibi geldi."

Arabanın ucu daha önce bildiğim bir güzergaha dönerken, sorarcasına Aras'a baktım. "Yerini biliyorum." diye basit bir açıklama yaparak tekrar suskunluğuna gömüldü. Ancak bir kaç uzun dakika dayanabilmişti. "Seviyor musun onu?"

Aras sakin görünmesine rağmen tıkanır gibi kalmasından kendini belli ediyordu. Parlak mavi gözler, gözlerimin içine bakarken titreyen sesinin adımı söyleyişi kulaklarımda çınladı, sıkışan kalbime inat yutkundum. "Ben... Bilmiyorum."

Beklediği kötü cevabı almadığından rahatlayarak nefes aldı. Dudakları hayalet gibi kıvrılmıştı. Sonra ciddiyetle kendini toparladı. "Beni?"

Sorusunun devamı gelirken ağzım şokla açıldı ama "Beni biraz olsun affettin mi?" diye devam etti. Aptal gibi onu sevip sevmediğimi soracağını sanmıştım. Son zamanlarda hayatımdaki tüm insanlar bana o kadar çok kötülük yapmıştı ki, bu kalabalık listemde Aras'ta affetmem gereken şeyi zorla arayıp buldum. Beni öpmüş olması artık unutulmuş ve silikleşmiş bir anıydı.

"Aslında unutmuştum bile." diye açıkça itiraf ettim. "Çok az hatırlıyorum zaten, sadece biraz korkmuştum."

Yüzü tahmin edemeyeceğim kadar şiddetle yıkılırken, bana bakamıyor olması etkiyi azaltmıştı. Yine de kendimi kötü hissederek "Gerçekten Aras, unuttum bile." dedim. "Bu sana bakınca aklıma gelen son şey bile değil. Hayatımdaki insanlar içinde bana en az zarar veren sensin."

Hala donukça bakıyor olsa da, söylediğim şey onu canlandırdı. 'Teşekkürler."

Bir çeşit itimat almış gibi kasılmıştı. Arabasını uygun bir köşeye şark ederken "Asıl ben teşekkür ederim." diye karşılık verdim. "En kötü zamanlarımda yanımda oluyorsun." durdum. "Sonra herşeyi daha berbat ediyorsun."

İmali bakışlarıma karşı şaşırdı. "Ben ne zaman?"

Her şeyi olduğundan daha kötü yaptığı anları anımsarken ellerini kaldırıp pes etti. "Bazı zamanlar kendimi tutamamış olabilirim."

"Yine tutamayacaksan bundan sonrasını ben hallederim."

Beklemediğim bir ciddiyet lafımı kesti. "Olmaz."

"Sana güvenebileceğim kesin mi?"

İkna edici bir şekilde durdu. "Söz veriyorum uslu duracağım."

O arabadan çıkarken, bende duvar ve kapı arasından süzüldüm. Kapılarımızı aynı anda çarpmıştık. Gözüme tanıdık gelen ama batmakta olan güneşle farklılaşan sokaklara bakarken, Aras'ın bana yol göstermesini umuyordum. Yanına gelmemi beklediğini hissederek ona doğru yürüdüm. Sanki kendi mahallesi gibi rahat rahat ilerlerken onu takip ettim, gözlerini üzerimden ayırmadı ve gideceğimiz yere yaklaştıkça tanışıklık hissi artıyordu.

İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin