44.BÖLÜM

4.9K 302 563
                                    

Playlist - SAIL / Awolnatıon

Bayramimiz mubarek olsun :)
Iyi okumalar😘


...

Sabahtan kurtulmak zaman almıştı ama öğlende en az onun kadar berbattı. Akşam ise her şeyi kötüleştirdi. Geceler kesinlikle lanetliydi. Bir yanım hala bu kadar yakınımda olmasından umutlanıyordu. Çağan başkabir yere gitmemişti ve ikimizde betonermelerin içine hapsolmuştuk. Siyah Lidya karanlıklar içinde diş bilerken sessizce oturduk. Ne de olsa geceler onundu, sabah ışıklarının bana yeni bir başlangıç sunmasını beklemekten başka şansım yoktu.

Yarım uykuyla geçirdiğim bir geceden sonra odadan çıkmaya cesaret ederek başımı koridora uzattım. Gözüme çarpan ilk şey Çağan'ın açık kapısı oldu. Evden gittiğini sanarak odasına doğru koşturdum. Gerçektende odasında yoktu. Panikle koşturarak aşağı kata indim. Mutfaktan gelen tıkırtıları duyduğumda kalp atışlarım biraz olsun yavaşlamıştı ama evin olay merkezi haline gelen mutfak, artık bana hiç iyi şeyler hatırlatmıyordu.

Midemde büyüyen gerginlik topu huzursuzca kıvrılırken, mutfağı görebileceğim şekilde duvar kenarına yaslanıp içeriye baktım. Çağan, bana arkası dönüp halde, bir yandan tezgaha çıkardığı kutuları karıştırırken, diğer yandanda ağzıma birşeyler atıp çiğnemekle meşguldu. Özensizce dağıttığı saçları ve yazlık eşofmanlarıyla gayet sağlıklı ve normal duruyordu.

Beni fark ettiğinde göz ucuyla bir bakış atıp "Akşam yoktun." dedi. "Tüm gün odanda ne yapıyorsun?"

Ölüyorum demek istesemde sessiz kaldım. Odamdan çıkmak hiç içimden gelmemişti.

Benden cevap gelmeyince umursamaz halini devam ettirip boş bakışlarını üzerimde dolandırdı. Gözleri kısa bir an önemli bir ayrıntı yakalamış gibi durmuştu. "Ceketimi geri ver artık."

Elimi hızla kaldırıp üzerimi yokladım. Hala aynı kıyafetlerle duruyordum. İki gündür üzerime yapışmışlardı.

Çağan tıkınma işini bitirdikten sonra tezgahı o dağınık haliyle bırakıp kapıya yöneldi. Hala duvarın kenarında öylece duruyordum. Yanımdan geçerken durdu. "Onları temizle."

Otomatik olarak "Tamam." dedim. Düne göre daha uysal davranmalıydım. Ters hareketler yapıp öfkesini üzerime çekmek istemiyordum.

Gözlerini yüzümde, bozulmuş topuzumda ve vücudumda dolaştırdı. "Ceketimi üzerinde görmek istemiyorum."

Hızla "Hayır." diye cevap verdim. Kafamı delice sallandırıp geri çekilmiştim. Beni istemiyordu, ondan bir parça taşımamı bile istemiyordu. Bunu dün gece defalarca tekrar etmiştim. Yeterince çok söylersem alışacağımı umuyordum.

Soğuk bir tavırla bana yaklaştı. "İlla bir erkeğin kıyafetlerini giyeceksen sevgilininkileri giy."

Kafamı şaşkınlıkla kaldırınca üzerime uzanan kollarını gördüm. Anlamadığım bir hırsla yakamdaki fermuarıma doğru uzanıyordu. "Çıkar şunu!"

Fermuarıma uzanamadan içe doğru büzüşüp kollarımı göğsümün üstüne doladım. Ağzımdan ciyaklamaya benzer bir ses çıktı. Kendime şaşırmıştım ama zihnime dolan anılar bana haklı gerekçeler veriyordu. Üstümü parçalaması ve canımı acıtması bir anda düşüncelerime hücum etti.

İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin