65.BÖLÜM

3.9K 245 142
                                    

Multimedya - Dilara (Gotik) Ben bu kızı sevilmeyen gıcık bir karakter olarak tasarlamıştım ama biraz güzelmiş sankii😂😂

Playlist - Charlie Puth / Attention


₪₪Oy ve yorum unutmayın ₪₪

...

Onu on yıldan fazladır tanıyan gözlerim artık tanımakta zorluk çekiyordu. Lobideki uzun koltuğa birlikte oturduğu kızla dizleri birbirine değecek kadar yakındı. Gotiğin önündeki sehpaya koyduğu defterde kalemiyle dürtüp anlattığı şeylere boş boş kafa sallayıp sıkılmış başını kaldırdı. Çevrede kısa bir tur atan mavi gözlerinin beni bulması çok uzun sürmemişti.

Uzun süredir bitmeyen sorunlarım, onun gözlerine bakmaya engeldi. Ona bakmadığım zamanlarda içim iyiden iyiye soğuyordu. Çağan'ın yanından kalktığını fark eden kıza bakıp "Abinin bunu buraya getirdiğinden haberi var mı?" dedim.

Bana doğru ipini kopartıp yürüyen Çağan'a bakakalırken cevap veremedi.

"Lidya biraz konuşalım mı?"

Çağan, hiç olmadığı kadar yumuşak çıkan sesiyle sormuştu. Diğer yandan hiç şaşırtmayan birşey vardı. Israrla Çağan'dan kaçan bakışlarım Dilara denilen kıza "Gördün mü!" diye haykırdı nispet yapar gibi. "Seni beni bulmak için kullandı."

Kızın dolu dolu bakan gözlerine karşı Çağan sırtını ona dönerek "Özür dilerim." dedi. Duygusuzca oynattığı dudakları beni sinir ediyordu. Bana hayatımda hiç unutamayacağım o anı hatırlattı. Başkasıyla öpüştüğü gerçeği değişmeyecekti ama sadece benimle konuşurken kullandığı sesini duyduğumda, o an gözlerimde canlanarak kalbimi tekletti.

Gotik aslında Çağan'ın buraya neden gelmek istediğini biliyordu. Çağan'da beni bulmayı başarmıştı. Buradaki tek aptal bendim. Çağan'ı bırakmam gereken zamanda bırakıp babama gidebilseydim, bu hallere düşmemiş olacaktım. Çağan "Sadece konuşmak istiyorum başka birşey yapmayacağım." diye temkinle bana yaklaşmaya çalışırken, o kıza küçümseyici bir bakış atıp öfkemi Çağan'a yönlendirdim. "İstemiyorum. Ne konuşmak, ne görmek..."

Etrafıma rahatsız bir duygunun etkisiyle baktığımda sabah ki kadar tenhaydı. Çağan bana yaklaştığında gerilmiştim ve korkuyordum. Ona hiç güvenim kalmadığı gerçeğiyle yüzleştim. Bana bir adım daha attığında aynı hızla geri çekildim. "Burada kalıyorum ve iyiyim. Konuşacak başka birşey yok."

"Bana kızgınsın biliyorum ama..."

Sakin ve mahçup haline kanmayarak "Neden kızgın olayım!" diye çıkıştım. "Sen özgür birisin istediğini yaparsın. Sende bana karışma."

Sözlerim nokta efektiyle bittiğinde, başarıyla koruduğu sakinliği bir parça kırılıyor gibi oldu. "Ne demek karışamam!" Yutkundu. "Tamam haklısın ama bir dinle."

Büyük bir iradeyle uyguladığı sakinlik taktiğini taktir ediyordum ama daha çok kızdım. Cevabım ve öfkem yüzümden fışkırıyordu.

"Beni affetmen için ne yapmalıyım?" diye sesini sadece ikimizin duyacağı seviyede alçalttı. Bana yanaşma isteğiyle kasılan bacağı hareketlenmişti. "Bana ne yapmam gerektiğini söyle."

Bizden uzakta dursa da, ne konuştuğumuzu duyduğunu yüzünden anladığım Dilara, her zamankinden daha fazlalık ve itici gelmeye başlamıştı. Ona Çağan'ın önümde dizlerinin üzerine çöküp bana yalvardığı bir sahneyi izletmek istiyordum. Ama ondan çok Çağan'ın suçu vardı. Ve Çağan bana o kadar çok yaklaşırsa onu affedivermekten korkuyordum. Ondan istediğim tek şeyi söyledim. "Sadece git."

İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin