19. BÖLÜM

7.1K 421 481
                                    

Media - Siyah Lidya

Playlist - Halsey/ Castle
..,,,

Rezil olmuş bir şekilde mıntıkama döndüğümde tepsiyi devirdiğim yer temizlenmişti. Müşteriler servis elemanlarını umursamadıkları için normal davranıyordu ama mesai arkadaşlarım beni görür görmez fısıldaşmaya başladı. Bunda ensemden İnmemiş Çağan'ın etkisi büyüktü. Beni gözden kaybettiği dakikalarda başımı derde soktuğum için ona hak vermeye başlamıştım.

Pisliğimi benim yerime temizlemiş arkadaşlarıma teşekkür etmekle özür dilemek arasında kaldığımda kendimi hakim olup durdum. Yapabileceğim hiç bir şey yoktu. Burçin meraklı gözler arasından çıkıp yanıma geldi. Kovulmuştum, bunu biliyordum. Burçin bana kızgınlıkla kaşlarını çatıp söylenmek için derin nefes aldı.

Sonra gözleri dirseğime kaydı. Kırılan bir parçanın girdiği kolum yüzeysel bir şekilde kesilmişti. Artık kanaması dursana her gören paniklere sürükleniyordu. Koluma doğru uzanınca Çağan huysuz çocuklar gibi önüme geçip elimi çekti. Sanki orada yokmuş gibi yana doğru bir adım attım.

Burçin, kısa bir an öfkeyle kararsada yaşının getirdiği olgunluktan olsa gerek, bunun üstünde fazla durmadı. "Lidya sen." dedi Çağan'a bakmadan. "Dinlenme odasına git, ilk yardım çantasını alıp geliyorum. Kızların ciltlerinde iz kalmamalı."

Tek yapmam gereken gidip oturmamsa bunu çok kolay bir şekilde yapabilirdim. Giyinme odalarının arasındaki boşluğa konuşmuş koltuklara gittim. Aradan geçen dakikalardan sonra Burçin hala gelmemişti. Yanlış yerde beklediğimi düşündüğüm sırada koridorun başında birinin yürüdüğünü gördüm. Neredeyse koşarcasına oturduğum yere gelen Çağan ilk yardım çantasını koltuğa fırlatıp açtı. Burçin'in gelme şansının olmadığını biliyordum. Çağan ikinci defa Ela yüzünden oluşan yarama baktı.

Bozmak benim, düzeltmek onun işiydi. İtiraz etmeden kolumu ona uzattım. Benim sayemde kırk yıllık doktorlar gibi olmuştu. Yanıma oturup kolumu görüş alanına çekti. Kirpiklerini kırpıştırırken nefesini dışarı verdiğini duydum. "Önce seninle ilgilenmeliydim."dedi.

Benimle ilgilenmesine gerek yoktu. Kolumu ondan çekmeye çalışınca o zamana kadar hissetmediğim yaram biraz yanmaya başlamıştı. İz kalacak diye korktuğumdan Çağan elimi geri çektiğinde fazla direnmedim. Ama çok kızgındım. İki ayağımın üstünde duramamış onun gibi bir zavallının yoluma çıkmasına izin vermiştim. Gözlerimden öfkeli alevler çıktığını hissettim.

"Lidya, bana bak." dediğinde kendimi toparlayıp Çağan'a döndüm. Onu cinayete teşebbüs ettiremedim. Duygularımı olabildiğince gizlemeye çalıştım.

"Sana bunu neden yaptı?Altında başka meseleler var mı?" diye duraksadı. "Şimdi söylesen iyi olur. Aras'ta olduğu gibi benden başka şeyler saklama."

Her şeyi çok fazla büyütüyordu. İnsanların kötülük yapması içim sebebe ihtiyacı yoktu. Önemsiz bir şeymiş gibi ağzımdan kaygısız bir ses çıkardım. "Ben önemli biriyim." dedim. "Bir takım suikast girişimleri yaşamam normal."

Lider olmak kolay değildi. Ayağımın kaydığı her an beni tekmeleyecek insanlar sırada bekliyordu. Çağan'ın kötülükten uzak dünyası bunu anlayamadı. O sadece hedefine odaklanmıştı. "O pisliği..." diye sözünü yuttup devam etti. "İki seferdir yanında görüyorum. Sana zarar verecek şeyler yapıyor. Önemi yokmuş gibi davranma..."

"Bende sana zarar veren şeyler yapıyorum."

Sözlerimle birlikte gözleri donuklaştı. Ona neler yaptığımı hatırladığına emindim ve beni asla unutmamalıydı. Birkaç saniyelik sessizlikten sonra karanlık düşüncelerimi dağıtan parlak bakışlarıyla bana döndü. Sanki az önce hiç bir şey konuşulmamış gibiydi. "Önce şununla ilgilenelim." diye koluma eğildi. "Bir kere baksam içim rahatlayacak."

İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin