20.BÖLÜM

8K 450 515
                                    

Media - Beyaz Lidya

Playlist - Bebe / Cocaine
...

Kendimi geriye fırlatıp düşmeyi, tekmelemeyi, debelenmeyi düşündüm. Çağan beni böyle sıkı tutarken başarıya ulaşmam zordu ve başarsam bile herşey benim zararıma olacaktı. Düşüp yaralanabilirdim, sinirle yumruklarımı sıktım.

Asansörden içeriye girerken "Seni rahatlatacaksa sırtımı yumruklayabilirsin. İstersen, bir şey demem." dedi. Gerçekten bir kaç saniye önce sırtına geçireceğim yumruklar yarı yolda kaldı, aklımı okumasına sinirlenmiştim. "Öyle şeyler beni tatmin etmez! Senin o sırtını boydan boya yarıp dolma yapacağım. O elini ocağa basmazsam bana da Lidya demesinler." derken eliyle tuttuğu bacağımla havaya doğru bir tekme savurdum. Tekmem güçsüz bir şekilde geri döndü. Tehditlerimde içi hava dolu balon gibiydi, boş boş asılı kaldı.

Beni dinlemiyor, ciddiye almıyordu. Sanki ben bir çuvalmışım gibi kayıtsızca durmaya devam etti. Bana katlanabileceğini sanıyordu, ona ne acılar yaşatabileceğimi bilmiyordu. Onu ezer, maffederdim. Çünkü ben dayanılmaz bir Lidya idim.

Ama asansörün aynalarındaki görüntü tam tersini söyledi. Eteğim utanç verici şekilde bacaklarımdan yukarı sıyrılmıştı ve Çağan'ın elleri orada duruyordu. Kafam yere sarkmıştın tüm kanım beynime hücum etti. Yanaklarım alev gibi yanmaya başlamıştı. En kötüsüde ben bu haldeyken Çağan'ın dudakları gülümsüyordu. O bana izinsiz dokunmazdı, bana bunu yapmazdı. Öyle söylemişti. Şimdi tüm bedenim ona yaslanmışken tam tersi oluyordu. Aynadaki canavarlar hemen çıkmalı ve onu yemeliydi.

Hiç bir şey olmadı, sadece yumuşak saçları boynuma değip gıdıkladı ve burnuma rahatlatıcı bir koku doldu. Savunmamı indirdiğim saniyelerde asansörün kapısı bodrum garajına açıldı. Dışarıya çıkarken aynadaki bakışını yakaladım. Gülen yanaklarıma karşı gözlerinde kesin bir kararlılık vardı. Emin adımlarla yürürken asla geri dönmeyeceğini haykırıyordu. Ama ben yanıldığını biliyordum. Çok geç olmadan ve ailemi kaybetmeden buraya geri dönecektim.

Motosikletinin önünde durduğunda sevindim. Bundan kaçmak daha kolay olacaktı. Eğilip beni ayaklarımın üstüne bıraktı ama elimi bırakmıyordu. Geriye atılıp kaçmak için silkindiğimde parmaklarımı ezecek gibi sıktı. Yüzüme bakmadan motosikletinin üstüne atlarken inatla yere doğru çömelip onu çekiştirdim. Ağzından zorlandığını gösteren bir ses çıkarsada diğer koluylada uzanıp beni arkasına kaldırdı. Hanım teyzeler gibi motosiklete yan oturmuştum. Bir eli beni hala tutarken öbür eliyle motoru çalıştırdı. "Tutunmazsan savrulursun Lidya."

Gerçekten de öyle oldu. Motosiklet titreşip ileriye doğru atıldığı an sırtım yay gibi geriye doğru savruldu. Beni düşürmeyeceğine inanan el beni kendine doğru çeksede her an düşebilirdim. Bacaklarımın arkasında dönen tekerleklerden kaçmak için dizlerimi çekip ayaklarımı çıkıntıya topladım. Kollarım tamamen mecburiyetten sırtına dolandı.

Ona dokunduğum an motosiklet sağa sola yalpaladı. Toparladıktan bir süre sonra daha elini kolumdan çekmeden sürmeye çalışıp atlamayacağımı anladığında bıraktı. Bu şekilde otururken yüzünü göremesemde ne düşündüğünü hissedebiliyordum. Tek heceli bir narayla zaferini ilan edip gaza yüklendi.

Fişek gibi ileriye doğru atıldığımızda kollarımı sıkıp kafamı sırtına dayadım. Tekerlekler hızlandı ve rüzgar yüzünü yalayıp geçti. Hayatımı riske atıyor gibi hissettim. Caddede arabaların arasından geçerken sağa sola eğildikçe oturduğum yerden kayıp durdum. Bazı arabaların o kadar yakınından geçiyorduk ki nasıl çarpmadığımızı anlamıyordum. Arkada döktüğüm ecel terlerimi rağmen Çağan önde kahkaha benzeri ufak bir ses çıkardı. İlk defa böyle deli gibi sürdüğünü ve bundan zevk aldığını görüyordum. Bizi yiyecek canavarın trafik canavarı olmaması için arkada büzüşüp dualar ederken ettim. Bacağım yanından geçtiğimiz bir arabanın kaportasına temas eder gibi oldu. "Öleceğim! Ölmek istemiyorum!"

İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin