24.BÖLÜM

7.7K 435 762
                                    

Playlist - Ariana Grande / Dangerous Women

....

Çağan'ın eşyalarını ele geçirme planıma uyku saatimiz geldiğinde yatak odasını ele geçirerek devam etmiştim

Peşimden usul usul odaya sızarken "Nereye?" diye yolunun üzerinde durdum. "Benimle uyumayı düşünmüyorsun herhalde?"

Anında duran adımlarıyla kapının ardına çekildi. Yüzünden tıpkı öyle düşündüğü belli oluyordu. Omuzlarını yere indirip sanki onu çöpe atmışım gibi baktı. İrademi sağlam tuttum, bu sabah uyandığım gibi bir sabah daha geçiremezdim. "Sadece bir yatak var."

Onunla uyuyamazdım. O da bunun farkındaydı. Gözlerini geniş odada gezdirdikten sonra "Oda büyük, bir köşede yatarım." diye ısrar etti.

Hala kapının ağzında dikiliyor ve vazgeçmiyordu. Ama odada yataktan başka yatacak bir koltuk bile yoktu. "Yerler taş."dedim. Zemin ayna gibi pürüzsüz taşlarla döşenmişti ve odanın ortasında sadece küçük bir halı vardı.

Kararla "Ben kendi yatağımı kendim yaparım." derken kendin pişir kendin yecilere gelmiş atletli dayılar gibiydi. Soğuk taş üzerinde etlerini terbiye etmeye o kadar hevesliyse onu engellemek istemezdim.

Odanın merkezinde, yatak başlığı pencerenin arkasına gelecek şekilde konulmuş yatağa yürürken odayı inceliyormuş gibi yaptım. Konuşurken sesim umursamaz çıkmıştı. "İstediğini yap."

Kapının ardında hızla dönerken bacağının patanaj yapan sesinden sonra koridorda koşuşu duvarda yankılandı. Hiç vakit kaybetmeden istediğini yapmaya başlamıştı ama ne yaptığını kestiremiyordum.

Önce bir koltuğun ayağı zeminde kulak tırmalayıcı bir ses çıkardı. Sonra bir masa tok bir sesle duvara çarptı. Kirişleri kırarcasına açılan kapıdan yere yağan çıtır çıtır sıva parçaları ile zorlanarak geçtiğini duyabiliyordum. Koridordan ağır bir şeyi sürtme sesi gelince yatağa oturup kulak kabarttım. Sesler o kadar garipti ki evi yıkıyor olmasından başka bir fikir aklıma gelmiyordu.

Sürüklenen cismin sesi odanın kapısına geldiğinde durdu. Gördüğüm şey ile ağzım biraz açıldı ve boğazımdan ılık bir hava geçti. Bunu hiç beklemiyordum. Kapıyı boydan boya kaplayan karanlık madde, arkasında duran taşıyıcısını bile görmemi engelliyordu. Çağan itiş kakışla yumruklayarak kapıdan bir şekilde sığdırdığı koltuk takımının süngeriyle yatağıyla odanın ortasında dikildi. Bir kolunu boyuyla bir süngere dayarken soluklanıp bana baktı. "Ben şurlarda bir yere kıvrılırım."

Hayretle, kocaman parçayı koltuktan nasıl ayırdığını düşündüm. Kumaş kaplı süngerin kenarlarında yırtılan kesimden sökülen parçalar iplik iplik dağılmıştı. Bir süre dik şekilde durduktan sonra dengesini bozup büyük bir patlamayla yere düştü, saçlarım düşüşün yarattığı rüzgarla geriye savruldu.

Yerde boylu boyunca yatan koltuk parçasını yatağı olarak kullanacağından emindim. Çağan'a dönüp kızar gibi baktığımda kafasını yere eğip gayet normal bir şey yapmış gibi işine konsantre oldu. Kızmamı yada bağırmamı bekliyordu, gözlerini bende özellikle kaçırıp yatağını müsait bir yere çekerken onu izledim.

Hareketleri otomatik bir hal almıştı. Arkasından sürüklenen süngeriyle yatağımın ayak ucundaki halının üzerine doğru geldikten sonra bulunduğu yeri beğenmemiş gibi suratını ekşitti.

İstikametini yatağımın sağ tarafına çevirdiğinde bile yüzünde memnuniyetsiz bir ifade vardı. Küçük bir tekmeyle süngeri yatağımın dibine itti. Bacaklarımı havaya kaldırıp süngerin yatağıma çarpışından kaçtım. "Yatak dibime girdi! Bunun yan yana yatmaktan ne farkı var?"

İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin