56.BÖLÜM

4.7K 299 312
                                    

Playlist - Nina Simone/ Feeling Good

...

Gözlerimi annemden ayıramıyordum. Çağan, ellerini üzerimden çektiğinde onunda Bağnu'yu fark ettiğini anladım. Üç tane nefes vardı ve hepsi de durmuştu. Çıt çıkmayan saniyeler boyunca kanım donarak çağıldadı.

Başım hala anneme dönükken kollarımın yanıyla arabaya tutunup bacağımı yere uzattım. Yere değmeyen bacağımı uzattığımda, zemine doğru kaymıştım. Avucumu sıyıran acıyı boş verip başımı yerden kaldırdım.

Annem elini yüzümden çekip, gözlerini Çağan ve ben arasında gezdirdi. Dehşet ve korku dolu ifadesi iğrenmeye dönüyordu. Yerde dizlerimin üzerinde doğrulmaya çalışırken, bacaklarım titriyordu. Çağan'ın bana yardım etmek isteyen elleri omzumun iki yanında asıldı. Annemin iğrenen gözlerinden kısa bir an gözlerimi ayırdığımda, Çağan'ın pantolonuyla karşılaştım. Bacaklarının arasındaki kumaş koyu bir renk almıştı. Bende Bağnu'dan altıma yapacak kadar çok korkuyordum.

Tekrar annemin olduğu tarafa döndüğümde, geri geri adımlarıyla evin kapısına doğru kayboluyordu. Ayağa kalkıp, bir şekilde peşinden koşacak gücü kendimde buldum. "Anne!" diye bağırdığımda yüzünü benden çevirip, tamamen arasını döndü. Peşinden evin içine koşup onu yakaladığımda merdivenlerin ahşap korkuluğuna tutunmuştu.

Sırtının şiddetle sarsılması ve kesik sayıklamaları şok geçirdiğinden korkmama sebep oluyordu. Başıma geleceklerden çok, ona bir şey olmasından korkuyordum. Tekrar "Anne!" diyerek sustum. Aklıma Bunu açıklayacak hiç bir şey gelmiyordu. Benden ve sesinden kaçar gibi ilerleyerek evin karanlığına doğru yol aldı. Yürüyüşü bile garip ve korkutucuydu.

Oturma takımının uzun koltuklarından birinin yanında durup, eliyle başını tuttuktan sonra kendini minderlere doğru bıraktı. Bedenindeki güç fişi çekilmiş gibi bitmişti. Ruhunun bedeninden ayrıldığını ve boş bir çuval gibi yere düştüğünü gördüm. Şiddetlenen nefesimle mücadele etmeye çalışırken, bir yardım umuduyla avazım çıktığı kadar cırladım. "Çağan..!"

Sesim tüm evi yıkacak güçteydi. Defalarca aynı adı haykırdıktan sonra evin tüm ışıkları çakan şimşekler gibi yanmaya başladı. Yavuz hızla alt kata inip karısı koltukta baygın vaziyette görerek koşarken, Çağan arkasından daha çekingen ama panik bir halde koşuyordu. Pantolonunu değiştirmiş ve altına cenazemizin temasına uygun olarak siyah renkte bir eşofman giymişti. Yanıma usulca yaklaşıp, elimi tutmak için hamle yaptığında, ondan hızla uzaklaştım. Aynı anda babası bizden tarafa baktığından, tam zamanında davranmıştım.

Karısının bileğini tutuyor ve nabzını ölçüyordu. "Ne oldu ona?" diye sordu.

Onun yanına gitmek istesem de gidemiyordum. Annemin yüzünün hayallerimde canlı kalmasını istiyordum. Ölü yüzü hafızamdan uzak olmalıydı. "Yaşıyor mu?" diye sordum. Yavuz ağzını oynatıp konuşuna kadar geçen zamanda kalbim yerinden çıkacak kadar sert yumruklar savurmuştu.

"Nabzı normal." diye cevap verdi. İlk başta endişeli olan sesi, rahatlamayla yumuşamıştı. "Kolonya getirsene." dedi.

Başımı etrafta gezdirip, Çağan'ı es geçerek sehpanın üzerinde gördüğüm şişeyi aldım. Titrek adımlarım annemin yanında giderken hızlanmıştı. Yavuz, oturmam için bana koltuğun yanında yer açarken "Sen otur." dedi. "Ben doktor çağıracağım."

Yere çöküp annemin uyur gibi duran yüzüne baktım. Uzun ve kıvrımlı kirpikleri bir ölüye yakışamayacak kadar güzeldi. Koltuktan sarkan narin bileğine dökmek için şişenin kapağını açtım. Bileklerini ovarken parmaklarım dahil tüm bedenim titriyordu. Bir anda böyle bayılması normal miydi?

İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin