61.BÖLÜM

4K 270 144
                                    

Bir anda inandığım her şey yok olmuştu. Hayatımdaki tek ve en iyi insan küçük karanlık bir noktaya dönüşürken, babamın kaybının yarattığı boşluk büyük bir umutla doldu. Mektupları sakladığı kutu, hala kucağımdayken ellerim titriyordu. Bu halde nasıl araba süreceğimi bilmiyordum. Diğer yandan mektupların hepsini okuyup ezberlemek istiyordum ama daha ilk okuduklarımın etkisinden çıkamamıştım. Yabancı ve hiç duymadığım bir adamın sesi sürekli aynı satırları tekrar ediyordu.

Canımın parçası kızım, Birgün fikrin değişirse baban seni her gün bekleyecek.

Aslında beni bekleyen birini, ondan habersizce her gün beklemiştim. Çağan'ın onu benden sakladığı yıllar boyunca babasız kalmıştım. Ne kadar hızlı gidersem gideyim elimden kayıp giden zamanı geri getiremeyecektim. Sakin olmaya çalışıp, bana yıllar önce yazılmış olan adresi girdim. Belki söylediği gibi beni hala beklemiyordu. Belki çoktan taşınmıştı yada ölmüştü...

Kafamdan geçen milyonlarca ihtimal beni sadece ağlatmaya yetiyordu. Ağlayacaktım da, hemde çok ağlayacaktım. Sadece şimdilik elimin tersiyle gözyaşlarımı itip beni bekleyen o eve gitmek istiyordum. Her dönüşte ve her yeni yola çıkışta kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu. Bazen durup dinlenmek zorunda kalmıştım. Hiç tanımadığım bir mahalleye çıkarken, aklım ardımda bıraktığım herşeyi unutarak yokuşun sonunda durdu.

Devam etmek için çok ara bir sokağın kıyısında arabandan inerek, yolun geri kalanını yürümeye karar verdim. Tek katlı yıpranmış evlerin hizasında ilerleyip mektupta yazan numaranın önünde durdum. Hiç hayallerimdeki gibi değildi, aslında bunu hiç hayal etmemiştim. Babama söyleyeceğim ilk kelimeyi bile bilmiyordum. Sıvalara dökülmüş duvardaki demir kapıyı gıcırdatarak açarak bahçeye girdim. Balkonun bir kısmı kapatılmıştı ve sanırım eve oradan giriliyordu. Kapının önüne konulmuş ayakkabıyı görünce hızlanarak önümdeki basamakları çıktım.

Kahverengi ve eski bir deri erkek ayakkabısıydı. Tam bir baba ayakkabısına benziyordu. Gözlerimi kapatıp babamın adımlarını hayal ettim. Bir bacağımı onun ayakkabısının yanına uzatıp, yan yana duruşlarını izlediğim saniyelerden sonra utanarak geri çekildim. Karşımdaki demir kapının gri boyları ürkütücü bir hal almıştı.

Arkamı dönüp o kadar hızlı koşturdum ki, sanki biri beni görerek, peşimden kovalıyordu. Sesi kızgın ve korkutucuydu. Sokağın köşesindeki evin duvarına dönüp soluk soluğa nefeslendim. Beni tanımayacak ve burada ne aradığımı soracaktı. Kafamı evin olduğu tarafa çevirme cesareti bulduğumda, bahçede bana bağıran birini göremeyerek rahatladım. Gene de, artık o eve adım atacak tüm cesaretim saman alevi gibi sönmüştü.

Bedenimin zangır zangır titrediğini fark ederek yere çöktüm. Beni düştüğüm yerden kaldıracak birine ihtiyacım varken, gözlerimin önünde beliren parlak mavi gözleri hafızamın derinliklerinden söküp attım. Zaten bu duruma onun yüzünden düşmüştüm. Uzaktan baktığım ev, başından beri ait olduğum yuvamdı. Yıllarca bunun için o kadar göz yaşı dökmüştüm ki, şimdi bir adım uzağımdaydı ama gidemiyordum.

İnce damlalar yere vurmaya başladığı zaman, başımı ıslatan tanelerden kaçınıp yüzümü yere doğru eğdim. Dizimin üstündeki gözlerim toprağın ıslanışını izledi ve taze yağmur kokusunu içime çektim. Çöken bulutlar öğle güneşinin önüne geçmiş, etrafı boğucu bir griye boyamıştı. Yağmurun hızlanan ritmi kalbimi yavaşlatırken, ara ara akan gözyaşlarım durdu.

Yorgun başım dizlerimin üzerinde dinlenirken artık saçlarımın ve sırtımın ıslandığı hissetmiyordum. Yağmur tüm hızıyla şiddetlenirken, taneler başıma çarpmıyordu. Yağmur tüm gücüyle sokakları dövüyor ama görünmez bir şey üzerimi örtüyordu. Yanımdaki duran bir çift bacağa başımı çevirmeden baktım. Çağan tıpkı yağmurla arama girdiği gibi, yıllar öncede babamla arama girmişti.

İKİ ATEŞ ARASINDA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin