Balo

10.3K 736 35
                                    

Eldoris... Bahsettikleri Eldoris... Logan ellerindeydi. Jason beni bu kadar sert tutmasaydı yapabileceklerim belki de ikimizin de hayatına sebep olurdu. Jason sürekli sakinleşmem için bir şeyler söylese de bu şuan için pek mümkün değildi. Eldoris aramıza yeni katılmış olsa da bizden biriydi ve Dios'un kızıydı. Ariçem'e gitmek için yola çıktığımızda sorgusuz sualsiz kabul etmişti. Dios ve Riddle'ın şatodan ayrıldığımızdan haberi olmamıştı. Eldoris için mi üzülmeliydim yoksa Logan için korkmalı mıydım bilmiyorum. İki duyguyla bir anda başa çıkmak hayatım boyunca en zorlandığım şeylerden biri olmuştu. Bu hisler çok tanıdıktı. Üzüntü ve korkuyu bir arada yaşamaya başladığımda kulaklarımın arkasından başlayan bir alev tüm boynumu yakarcasına içimi kaplardı. Kendimi sakinleştirmeyi defalarca denemiştim ama daha önce de mümkün olmamıştı. Jason'ın da aynı şeyleri yaşadığından emindim ama duyguları kontrol etmede aramızdaki en iyilerdendi. '... Sakin ol Alison. Onu bulacağız. Şimdi düşünme. Şimdi ikisini de düşünme...' diye yankılandı zihnimde sesi. Dard yanındakilere bir şeyler anlatmaya devam etse de artık duyamıyordum. Kulaklarımda dev çanlar çalıyormuş gibi hissediyordum. Ne kadar süre öyle bekledik bilmiyorum. Jason yavaşça beni bıraktığında tekrar hava kararmak üzereydi. Hızlı adımlarla dalları kontrol ederek aşağıya indi. Aynı adımları bende tekrarladım. Bir süre ağaç görmek istemediğime karar vererek ormanda Jason'ı takip etmeye başladım.
***
'Ariçem Şatosu merkezleridir. Çember Kurul'unda bulunacaklarını pek düşünmüyorum. Şatonun daha fazla gizli odası, mahzenleri ve eğitim alanı var. Oraya girebilmek için ilk şehir meydanına ulaşıp bir şekilde kendimizi tanınmaz hâle sokmalıyız. Diğerleri de büyük ihtimalle bu yolu izler.' dedi. Yol boyunca Ariçem'e ulaştığımızda yapacaklarımız hakkında bilgiler veriyordu. Mahzen dediğinde Logan'ın onların elinde olduğu gerçeği bir kez daha suratıma yumruk gibi inmişti. Jason fark etmiş olmalı ki 'Ona zarar vermez Alison. Bizi de istiyor ve hepimizi canlı istiyor.' dedi. Başımla onaylayarak yürümeye devam ettim. Jason tam arkamda yürüyordu. Hem beni hem çevreyi dikkatle dinlediğinden emindim ki bir anda ensemden tutarak beni aşağı eğdi. 'Sakın sesini çıkarma.' diye fısıldadıktan sonra avcunu gökyüzüne çevirdi. Parmaklarının arasında kızgın alev kendini gösterdiğinde Jason birkaç adım daha attı. Hafifçe kafamı kaldırdığımda Jason 'Hadi ama Adras. Korkuttunuz. Alison kalkabilirsin.' dedi. Adras ve Andela bize bakıyordu. 'Adras senin Ares ile olman gerekmiyor muydu ? Yanlış hatırlamıyorsam Andela da Noah ile eşleşmişti.' diye sordu Jason. Pek iyi bir durumda oldukları söylenemezdi. Adras'ın yüzünde çizikler vardı. Andela'nın da parmaklarında kan lekeleri vardı. Jason'a verecekleri cevaptan korksam da merakla dinliyordum. 'Saldırıya uğradık. Ayrıldık. Ben Ares'i bırakırken gayet iyi koşuyordu.' dedi Adras gülümseyerek. Sağ olma ihtimali hâlâ vardı. Bu bana yetmişti. Andela 'Noah da iyiydi. Farklı yönlere kaçtık ve yollarına dev sarmaşıklar çıkardım. Hiç olmasa on beş dakika kazandırmışımdır.' dedi. Jason başını aşağı yukarı salladı. Bir süre sessizce bekledik. Adras 'Ne yapıyoruz ?' diye sorduğunda Jason 'Logan ellerinde.' dedi. Adras sinirle 'Yani ne yapıyoruz ?' dediğinde Jason gülerek Adras'a bakıyordu. 'Baloya gidiyoruz.' dedi.

ARİÇEMDonde viven las historias. Descúbrelo ahora