Ally

9.5K 774 118
                                    

Önümde geniş omuzlarıyla koşan , sarışın , Jason'ı büyüttüğünü iddia eden ve beni zamanında duvardan duvara çarpıp yaklaşık 5 kaburgamı kıran bu karizmatik adam ne kadar güvenilebilirdi bilmiyorum ama başka bir şansım yoktu.
Kanalizasyon borusu genişliğinde ama o boruların aksine usta bir incelikle inşa edilmiş koridorda var gücümüzle koşuyorduk. Dönemeçlere geldiğimizde Riddle ustaca yavaşlıyor etrafı kontrol ettikten sonra bana işaret veriyordu. Ben her yavaşlamada neredeyse yere yapışıyordum. Okulda koç her antrenmanda "Ölene kadar koş Alison." derdi. Kimse yavaşlamayı öğretmemişti. Hız kazandıktan sonra zor olan kısım bence buydu.
Yine bir dönemece yaklaştığımızda Riddle arkasını dönüp beni kontrol ettikten sonra yavaşlayarak diz çöktü. Eğilip hafifçe sola baktı ve hızla duvara yapıştı. 'Kahretsin!' diyerek duvara vurdu. 'Ne ? Ne var ?' diye sordum tam eğilip bakacakken Riddle koluyla önüme set kurdu. 'Dur. Dur dur dur. Dard koridorun sonunda. Başka bir yol bulmamız lazım dedi. Çok hızlı bir şekilde düşündüğü gözlerinden belliydi. Resmen alev almış gibi bakıyordu bana. Deli gibi nefes almaktan boğazım yanıyordu. 'Başka başka başka...' diye sürekli kendi kendine fısıldıyordu. Çaresiz bir şekilde sıkışmıştık bir arkaya bir öne bakmaktan iyice gerilmiştim. 'Alison dikkatini dağıtmalısın. Tek yolu bu. Onu alt edebilirim ama yanındakileri başka bir tarafa yönlendirmesini sağlamalısın.' dedi. Galiba ona "Delirmişsin!" dercesine bakmış olmalıyım ki ayağa kalkarak beni sakinleştirmeye çalıştı. 'Alison... Bak... Alison...' diyerek ellerini omzuma koymaya çalışsa da 'Ben yapamam... Asla... Ben beceremem Riddle... Batırırım inan.' dedim. Riddle tamam dercesine kafasını salladıktan sonra bir anda beni hızla boşluğa fırlattı. Yere yapıştığım anda dönüp ona baksam da refleks olarak kafamı hemen Dard'a çevirdim. Şaşkın şaşkın bana bakıyordu. 'Alison ?' dedi en sonunda. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Yanındaki iki koruma hızla bana yönelse de Dard onları durdurdu. Kafamı tekrar koridora çevirdiğimde Riddle eliyle gitmemi işaret ediyordu. Telaşla ayağa kalkıp birkaç adım attığımda Dard çoktan yanıma gelmişti. 'Ben... Ben zor kaçtım...' diye fısıldadım. Dard cidden endişeyle suratıma bakıyordu. 'Kimden ? Alison kimden ?' diye beni sarstı. Ellerimin titremesine hakim olmaya çalışıyordum. 'Riddle... O bir anda içeri girdi ve bana... Şey...' dememle Dard'ın sinirle bana baktığını hissettim. 'Fazla ileri gitti... Elaina'ya dedim ben ama... Ben demiştim !' diye bağırıp sırtını bana döndü. Arkama bakmama fırsat olmadan Riddle Dard'ı yere sermişti. Pek adil bir dövüş sayılmazdı ama bana onca yaptıklarından sonra burada oturup ona üzülemezdim. Korumalarında duvara yapışmalarını izledikten sonra hızla koridorun sonundaki merdivene kendimizi attık. 'Alt kata. Ambar var. En sonunda... Dolapların yan tarafındaki kapı Alison. Git ! Hemen peşindeyim !' diye seslendi. Hızla aşağı inip kapıyı bulduğumda arkama baktım. Riddle görünürde yoktu. Tam o sırada tüm saray çığlıklarla inledi. Tiz ve güçlü bir kadın çığlığı.
Merdivenlerde ayak sesi duyduğum anda kendimi kapıdan dışarı attım. Harry Potter serisinde Hagrid'in kulübesine giden yokuş gibi bir yerde koşuyordum. Arkamı dönüp baktığımda Riddle'ın peşimde olması beni ilk kez rahatlatmıştı. Son sürat ormana dalmak üzereydim ki üzerime gelen bir alev topu gördüm. Korkuyla durup geri geri kaçsam da Riddle gülümseyerek durdu. 'Geri git ! Delirdin mi sen !' diye bağırdım. Son sürat yokuşa doğru gidiyordum. Riddle bana bakarak kahkahayı bastı. 'Sakin ol Alison. Jason o.' dedi. Şaşkınlıkla dursam da gözlerimi gördüğüm şeyden ayıramıyordum. Alevden bir kuyruklu yıldız gibiydi. Yavaşlayarak önümüzde durdu. Tam o sırada ağaçlıklardan Dios , Noah ve Logan fırladı. Jason kendi bedenine döndüğünde olduğum yere çakılı kalmış bir hâlde onları seyrediyordum. Sanki yıllardır görüşmemiştik. Sanırım iksirleri henüz ele geçirememişlerdi ki Jason'ın bir kolu sargıda ve tüm yüzü morluklarla doluydu. Noah da ondan farksız değildi. Nefesimi kontrol etmeye çalışırken donmuş bir şekilde onları izliyordum. Jason 'Alison...' diye fısıldadı. Gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum. Bakışları beni daha kötü yapıyordu. 'Riddle bizden.' diyebildim sadece. Dios 'Biliyoruz.' diyerek kafasını salladı. Nasıl bilebilirdi ki ? Ben bile yeni öğrenmiştim. Jason zihnimdeki soruyu yine cevaplayarak 'Hissedebiliyoruz Alison. Unuttun mu ?' dedi. Sanki inatla dikkatimi ona vermemi istiyordu. Sanki değişip değişmediğimi kontrol etmeye çalışıyordu çaresizce. 'Ally lütfen...' diye fısıldadığını duydum. Dudaklarını kıpırdatmamıştı. Dayanamayarak boynuna atladığımda beni sıkıca kendisine çekti. Sadece o ve ben vardık. Saçları,teni,kokusu... Sadece Jason vardı.

ARİÇEMWhere stories live. Discover now