Kuyruk

11.5K 915 30
                                    

Boş boş karşı duvara bakmaktan sıkılmıştım. Jason şömine için odun almaya gitmişti. Evdeki sessizlik insanı bunaltsa da yapacak bir şey yoktu. Dağ başına elektrik çekip televizyon seyredemezdik veya şehre de inemezdik. Kendim sıkıldıkça sorularımla galiba Jason'ı da sıkıyordum.
Kapının çarpmasıyla irkildim. Jason kucağında bir yığın odunla geldi. 'Üşüdün mü?' diye sorduğunda kafamı olumsuz gibisinden salladım. Jason odunları şöminenin önüne yığıp yanıma geldi. 'Yarın şehre inmemiz gerekebilir. Yoksa sen sıkıntıdan patlayacaksın.' dedi. Düşüncelerimi duyduğunu bazen unutuyordum. Yan tarafımdaki yastığı alıp başımın altına koydum. Gözlerim kapanmak üzereydi. Jason yine her zamanki bakışlarıyla beni izliyordu. Ona bir kez daha gülümsedikten sonra gözlerimi daha fazla tutamadım.
Onu izlemek bana her şeyi unutturuyordu. Yüzündeki masumluk beni daha çok onun üstüne titremeye itiyordu. Saçlarına dokunmak istesem de kendimi tuttum. Uyanabilirdi. Onu kendime bu kadar bağlamamalıydım. Bu onu tehlikeye atardı.
En son 7 yaşımdayken bu eve gelmiştim. Kahin ilk kez beni gördüğünde taş kalpli ve acımasız bir çocuk olacağımı ama duvarlarımı yıkacak bir kızın geleceğini ve bu kızın Ariçem tarihine damga vuracağını söylemişti. Bence Alison Anahtar'dı. Bu yıllar öncesinden belliydi.
17 yaşıma bastığım gece Alison'ı ilk kez rüyamda görmüştüm. Bir mahzene kilitlenmişti. Çığlıkları beni o zaman korkudan delirtmişti. Şimdi yanı başımda uyuyordu. Rüyalar yıldan yıla artmıştı ve 19 yaşımda ilk kez onunla bir AVM'de karşılaşmıştım. Jack ile yine yolculuk yapıyorduk. İçecek reyonunda Jackson ile dikilirken Alison yanımızdan geçmişti. Kaliforniya'dan ayrılmamak için defalarca Jack'e yalvarmıştım. Hiçbir zaman bir şeyler isteyen bir çocuk olmamıştım. Fazla konuşmaz,insanlarla iletişim kurmaz,istekte bulunmazdım. Jack şok geçirmişti benim bu kadar ısrar etmem karşısında. Yıllarca Kaliforniya'da yaşamıştık. Alison'a göz kulak olabilmek için saçma sapan lise derslerine bile girmiştim. Walter yerimizi bulana kadar Kaliforniya'da kaldık. Noah ortaya çıktığındaysa Kurul çemberi toplamak için bir şans yakaladı. Sadece Ruh eksikti çemberde. Herkes Alison hakkında konuşsa da kimsenin Alison'ın nerede , ne durumda olduğundan haberi yoktu. Hâlâ nasıl duymuş olduğunu bilmesem de Walter Alison'ın nerede olduğunu öğrenmişti. O gün evden nasıl çıktığımı hatırlamıyorum bile. Ateşten bariyer oluşturup uçmaya başlamıştım. Walter'ı hemen arkamda görünce hızımı arttırmıştım. Walter bundan çok güzel yararlanarak rüzgarların yönünü değiştirmiş, dengemi bozmuştu. Alison'ın okulun salonunda olduğunu biliyordum. Hızımı kontrol edemeyip salona çarptığımda duvarların yarısı yıkılmış,geri kalanı da çatlamıştı. O kalabalıkta Alison'ı bulmak kolay olmuştu. Çünkü çığlıklar atarak kaçmayan tek kişiydi.
***
Çırpındıkça daha çok batıyordum. Okyanusun dibindeki kılıcın ışıltısı gözlerimi alıyordu. Nefesimi daha fazla tutamayacaktım. Tuzlu suyun yemek borumu yaktığını hissediyordum. Son çırpınışımda elim boğazıma gitti. Aegea elime takıldı. Kolyeyi elime aldığımda Ailious'un dedikleri aklıma geldi. Tek bir şansım vardı. Kılıcı da almak zorundayım. Kolyeyi avcuma alarak sadece suyun altında nefes alabilmeyi diledim. Bacaklarımın yanmaya başladığını hissettim. Sanki birisi saçlarımı çekiştiriyormuş gibiydi. Nefes alabiliyordum. Korkuyla daha fazla çırpınmaya başlasam da bacaklarım sanki birbirine yapışmıştı. Bir anda bacaklarımdan ışıklar saçılarak etrafa yansıdı. Gözlerim kamaşmaya başlayınca kolumla yüzümü kapadım. Acı hafif hafif dinmeye başlayınca gözlerimi açtım. Suyun altında olmasaydım çığlıklar atabilirdim. Deniz kızına dönmüştüm. Resmen kuyruğum vardı. Oynatabiliyordum. Saçlarım uzamıştı.
Bakışlarım tekrar kılıca takılınca o tarafa yüzmeye başladım. Kılıcı elime aldığım gibi suyun yüzeyine yöneldim. Birkaç kuyruk çarpmasından sonra suyun üstüne çıktım.
Şimdi bambaşka bir mekandaydım. Burayı biliyordum. Babamın haftasonu için kiraladığı göl evindeydim. Uzun süredir kimsenin uğramadığı belliydi. Sal ters dönmüş,çimenler upuzundu. Evin kapısına geldiğimde sanki nal sesleri tepelerde yankılanmıştı. Arkamı döndüm. Bir süre etrafı izledikten sonra tekrar kapıya yüzümü döndüğüm anda kişneme sesi etrafı sardı. İrkilerek arkamı tekrar döndüğüm anda rüya karanlığa büründü.
'Jason kalk kalk kalk !' diye bağırıyordum. Jason anında gözlerini açtı. 'Ne oluyor Alison?' dediğinde nefes nefeseydim. Zorla da olsa cümleler dudaklarımdan döküldü 'Alcander Kaliforniya'da. Londra'da değil.' dedim.

ARİÇEMWhere stories live. Discover now