Adras

9.8K 763 34
                                    

'Riddle'a gerçekten güveniyor musun ?' dedi Noah. Yaklaşık 3 saattir yoldaydık. Üstümde hâlâ hücrede giydiklerim vardı. Gördükçe daha kötü oluyordum. Nefes almak için camları sonuna kadar açsam da sanki dört duvar arasına sıkışmış gibi hissediyordum. Noah'un endişesini anlasam da şuan onu düzeltebilecek kadar iyi olduğumu düşünmüyordum. Herhangi bir yakalanma ihtimaline karşılık farklı arabalara dağılmıştık. Jason , Riddle ile beraber tam önümüzdeydi. Dios ve Eldoris bir arabada , Logan,Andela ve Adras diğer arabada arkamızdan bizi takip ediyordu. 'Hayır. Ama dedikleri doğruysa bizim tarafımızda. Jason'ın annesi ile çalışıyormuş. Bize destek bulabilir. Daha da iyisi Jason'ın annesine götürebilir. Noah ondan başka çaremiz yok. Daha parlak bir fikrin varsa söyle.' dedim. Sanki tersliyormuş gibi konuşsam da bende ne yapacağımızı bilmiyordum. Jason'a güvenmekten başka elimden bir şey gelmezdi. Riddle'a değil Jason'a.
Noah derin bir nefes alarak başıyla onayladı. Pek cevap verebilecek havada olmadığımı anlamıştı ki zorlamıyordu beni. Bu yüzden en yakın arkadaşımdı. Konuyu dağıtmak istercesine 'Nereye gittiğimizi de söylemediler ki. Jason herhangi bir şey dedi mi sana ?' diye sordu. Bir yandan bana bakıp bir yandan da Jason'dan gözünü ayırmıyordu. Başımı sağa sola salladım. Hiç konuşmamıştık ki haberim olsun. Jason'a sarıldıktan sonra yavaşça beni bırakmıştı. Sonrasında Noah'a sarılmıştım ve o arada Dios ve Jason çoktan Riddle'ı aralarına alıp yürümeye başlamıştı. 'Anladım.' dedi.
Yaklaşık iki saattir tek kelime etmeden yola devam ediyorduk. Logan ile Adras şimdi tam yanımızdaydı. 'Adras hakkında ne biliyorsun Noah?' dediğimde Noah ıslık çalarak başını bana çevirdi. 'İşte sormaman gereken kilit bir soruyla daha beni baş başa bıraktın.' dedi. Gülümseyerek 'Merak ediyorum. Tek bildiğim Jason'ın yakın arkadaşı olması.' dedim. Noah gülümsese de sorduğum sorudan hoşnut olmadığı belliydi. Sanki cevap vermemek için konuyu çeviriyordu. 'Benden bir şeyler saklamanızdan gerçekten sıkıldım Noah. Cevap vermeyeceksen başkasına da sorarım emin ol.' dedim. Sinirle kafamı tekrar sola çevirdim. Camdan dışarıya baktığımda tekrar Adras'a takıldı gözlerim. Sakin ama sakin olduğu kadar da her an bir savaşa girecekmiş gibiydi. Jason'ı andıran bir havası vardı. Belki de bu yüzden yakın arkadaşlardı. 'Hadi ama. Bana böyle davranma.' dedi Noah. Cevap bile vermeden Adras'ı incelemeye devam ettim. Tavır aldığımı anlamıştı. 'Jason'ın çok yakın bir arkadaşı. Eskiden bizim evdeydi.' dedi. Başımı anında Noah'a çevirdim. 'Bizim ev ? Eğitim evi ? Hangi element Adras ?' diye sordum merakla. Noah 'Güneş. Annesi Güneş elementiydi.' dedi. Merakla ona bakmaya devam ettim. Sanki dilinin ucundaymış da söyleyemiyormuş gibi davranıyordu. 'Noah iyi misin ?' dediğimde Noah elini direksiyona vurdu. Gerçekten kötü gözüküyordu. 'Noah ne oluyor ?' diye tekrarladım. Artık endişelenmeye başlamıştım. Derin bir nefes alarak arabayı kenara yaklaştırıp durdurdu. Birkaç saniye bekledikten sonra bana döndü. 'Adras, Jackson'ın oğlu. Jason'ın kuzeni yani. Ama asıl sorun bu değil. Henüz hiçbirimiz Adras'a Jack'in öldüğünü söyleyemedik.' dedi.

ARİÇEMWhere stories live. Discover now