Ağlamak Zayıflara Göredir

10.2K 806 112
                                    

Koşulsuzca sevmek zararlı bir şey mi ? Belki sevmek denemez buna. Farklı bir şeydir. Peki herhangi bir şey bu kadar acı verebilir mi ?
Yerde yatan cansız bedeni ve benim ona saatlerdir donuk donuk bakan gözlerim. Odanın içinde varlığı olan iki şey...
Alison'ın uyanmasından ve bizi uyarmasından bir süre sonra ortalık fena karıştı. Bu kadar geç fark etmemiz de yaşadığımız ayrı bir gariplik. Walter ve Dard'ın eve saldırması birkaç dakika içinde ortalığı Tartarus'a çevirdi. Dios'un delicesine Walter ile savaşması , Noah ve diğerlerinin Walter'ın yanında getirdiği Tartarus yaratıklarını geri püskürtmesi ve Dard ile karşı karşıya gelmem.
Yaklaşık sekiz saat sonra elimde kalan tek şey Alison'ın cansız bedeni. Nefes almayan , bembeyaz ve kusursuz bedeni...
'Onu hiçbir zaman benden daha çok sevmedin Jason.' dedi. Ses tonu değişmiş olsa da konuşma şekli aynıydı. Aynı kibir aynı soğukluk. 'Çocukken de böyleydin Dard. 10 yıl sende hiçbir şey değiştirmemiş.' diye fısıldadım. Şuan umrumda olan tek şeye bakıyordum ve gözlerimi ondan ayırmak gibi bir niyetim yoktu. İstesem de yapamıyordum zaten. Dard 'Sen değişmişsin Jason. Eskiden hiç konuşmazdın. Artık tek tük de olsa iki çift laf ediyorsun. Korkağın tekiydin gerçi hâlâ öyle sayılırsın.' dedi gülerek. Cevap vererek onu daha çok tartışmaya çekeceğimi ve şuan bununla uğraşabilecek bir durumda olmadığımı bilsem de başımı ona doğru çevirdim. 'Belki de susmamın nedeni senin gibi boş boş konuşmak istemememdir.' dedim ses tonumu hiç bozmadan. Neyden bahsettiğimi gayet iyi biliyordu. Rengi attı. Kaşlarını çatarak yumruklarını sıktı. 'Çocuktum Jason ! Alison'a yapılanları hiçbir zaman istemedim !' diye bağırdı. 'Senin boşboğazlığın yüzünden Logan hayatı boyunca olmadığı biri olarak yaşayacak. Sen gidip Elaina'ya aslında Aristo'nun çocukları olmadığını ve yaratıldıklarını söylemeseydin bunların hiçbiri olmayacaktı. Ama asıl korkak sensin. O üvey annen hepimizin hayatını mahvetti. Herkesi... Sen bunları tek tek izledin. Biz hiçbir zaman kardeş olmadık Dard. Hiçbir zaman masum değildin.' dedim. Nefesimi toplayarak bana karşı atağa geçmesini beklesem de hiçbir şey yapmadı. Gözlerini gözlerimden ayırmadan dakikalarca bekledi. Sonra yavaşça bir adım atarak bakışlarını Alison'ın cesedine çevirdi. 'Her zaman seni sevdi. Ne kadar çabalasam da hiç beni görmedi. Üzgünüm Jason.' diye fısıldadı. Yavaş adımlarla odadan çıkıp gittiğinde ne tepki vereceğimi bilemez hâlde ayakta dikiliyordum.
Hayatım boyunca hiç ailem olmadı. Hiç kimseye tam olarak güvenemedim veya bağ kurmadım insanlarla. Ama onu ilk günden beri bir an olsun aklımdan çıkarmadım. Doğduğumdan bu yana bir savaş makinesi olarak yetiştirilsem de her zaman önceliğim onu korumak oldu ve bunu başaramadım. Daha onu yeni bulmuşken sonsuza kadar kaybettim. Babamın zamanında annemi ve diğer tüm arkadaşlarımı gözlerimin önünde öldürmesini nasıl izlediysem Alison'ın soğuk bir bedene dönüşünü o şekilde izledim. Hiçbir şey yapamadım. Onu koruyamadım.
Geri geri sendeleyerek duvara yaslandığımda gözlerim alev almış gibiydi. Bütün bedenim acıyla kasılıyordu. Ellerimi başıma götürdüğümde daha fazla tutamadım. Kendimi daha fazla zorlayamadım.
'Ağlamak zayıflara göredir oğlum. Bunu sana defalarca söyledim.' dedi. Odaya girdiğini fark etmemiştim bile. Eskiden de fark etmezdim. Genellikle herhangi bir eğitimi geçemediğimde odama gelirdi. Bu beni teselli etmek için değil daha çok cezamı kendi elleriyle kesmek için olurdu. 'Defol git.' dedim dişlerimi sıkarak. Ona şuan saldırmanın aptalca olacağını biliyordum. Onu şuan öldüremeyeceğimi de biliyordum. Alison'ın intikamını almak için doğru zaman bu değildi. Ama içimde bir şeyler sabırsızlıkla boğazını parçalamak istiyordu. Vücudundan akan kanı zevkle seyretmek... Ona benziyordum. Gittikçe ona benziyordum. 'Sevgilin için üzgünüm ama benim için büyük bir tehtitti çocuğum. İnan bende istemezdim.' dedi. Cevap vermedim. Cevap vermezsem daha kısa sürerdi. Ya çekip giderdi ya da Alison'a yaptığını benim üstümde de denerdi. Odanın içinde yavaş adımlarla yürüyerek gezindi. Bir süre sonra durarak bana doğru döndü. 'Onu kurtarman için bir yol önerebilirim.' dedi. Başımı öfkeyle ona doğru çevirdiğimde ciddi bir ifadesi vardı. 'Yalanlarını başkalarına anlat !' diye bağırdım. Walter ifadesini hiç bozmadan 'Düşündüğün en kötü şey olabilirim oğlum. Ama asla bir yalancı değilim. Küçük bir bedel ödemen yeterli. Onu geri getirmek benim için oldukça kolay.' dedi. Hâlâ neler olup bittiğini anlayamamışken benimle dalga geçiyordu. 'Ölen bir insanı sen bile geri getiremezsin.' diye fısıldadım. Hızla ayağa kalkıp Alison'ın bedenine doğru yürümeye başladım. Tekrar ve tekrar yüzüne bakmak beni her dakika biraz daha öldürse de onu yavaşça kucağıma alıp ayağa kalktım. Kapıya birkaç adım kala Walter öksürerek özür diledi. 'Oğlum acı çekmeni istemem. Belki inanmayabilirsin ama söyleyeceklerimi duymak istersen beni nerede bulacağını iyi biliyorsun.' dedi. Sinirle ona dönerek 'Seninle konuşacaklarım yıllar önce bitti. Biz iki düşmandan başka hiçbir şey değiliz ve bundan sonra senden duyacak hiçbir şeyim yok benim.' dedim. Tekrar dönüp kapıdan çıkarken 'Alison'ı öldürmediğimi , sadece ruhunu hapsettiğimi söylesem eminim bununla ilgilenirsin oğlum.' dedi.

ARİÇEMМесто, где живут истории. Откройте их для себя