Kolorado

13.6K 1K 30
                                    

Kolorado'ya vardığımızda her tarafım uyuşmuştu. Jason'ın bu kadar saat nasıl uykusuzluğa dayandığını düşünmeden edemiyordum. Jason arabayı durdurduğunda uyumak üzereydim. İrkilerek ayaklanıp 'Noldu Jason?' diye sordum. Jason 'Geldik.' diyip arabadan indi. Peşinden bende inip bulunduğumuz yeri inceledim. Çok hoş bir sokaktı. İki tarafı aynı tip evlerle sıralı olan sokak sakindi. Jason arabanın bagajından çantalarımızı aldı.
Beyaz hoş bir evdi. Bahçesi çok sevimliydi. Jason kilidi açıp içeri girdi. Işığı yaktı. Ev ferahtı ve çok güzel dizayn edilmişti. Jason kapıyı arkadan kilitleyip üst kata çıktı. Sol tarafta oturma odası ve sağ taraftan merdivenlerden inildiğinde alt katta mutfak vardı. Ev fazlasıyla güzeldi. Salona geçip camdan dışarı bakarken Jason merdivenlerden aşağı indi. 'Uyumak ister misin?' diye sorduğunda hayır dercesine kafamı salladım ve koltuğa oturdum. Jason da yanıma oturdu. Logan ve diğerleri aklımdan çıkmıyordu. Bizim peşimizde olanlar onlara da zarar verdiyse ne yapardım ? Jason surat ifademden anlamış olmalı ki 'Onlara hiçbir şey olmayacak Alison. Söz veriyorum.' dedi. Nereden bilebilirdi ki ?
Jason masmavi gözleriyle bana bakıyordu. En iyisinin bu olduğuna ikna olmak zorundaydım. Peşimizdekiler atak yapmıştı ve diğerlerini korumak için onlardan uzakta yaşamalıydık bir süre. Jason'ı daha fazla yormamak için başımla onayladım. Gülümseyerek karşılık verdi. 'Üst katı gezmek ister misin ?' diye sordu. Ayağa kalktığında bende peşinden gittim. Bir banyo ve bir yatak odasından oluşuyordu üst kat. Yatak odası çok sevimliydi. Işıklarla bezenmişti duvarlar. Küçük ayrıntılar odaya hoş bir hava katıyordu. Cama yaklaşıp dışarı baktığımda karşıdaki evin salonunda bir grup arkadaşın eğlendiğini görebiliyordum. Koltuklarda oturmuş kahkahalar atarak zaman geçiriyorlardı. Onların yanında olmak normal insanlar gibi kaçmadan yaşamak istiyordum. Jason yanıma gelip onlara baktığında 'Bir süre onlar gibi yaşayacağımızdan emin olabilirsin.' dedi. Ona dönüp 'Nasıl yani?' diye sorduğumda 'Adın Isabella Lawrence. Ben Luke Lawrence. Fiziksel eğitim amaçlı her sabah koşuya çıkacağız. İkimizde sporcuyuz. Alanın atletizm. Benimde sörf. Evde normal bir yaşantı sürüp komşularla iyi anlaşacağız. Alışverişe de çıkarız istersen.' dedi. 'Ne kadar sürer bu?' diye sorduğumda Jason'ın cevabı bilmediğini bakışlarından anlayabiliyordum. Benim uykum yoktu ama onun olduğundan emindim. Gözlerinin altında halkalar vardı. Uyuyalım desem de kabul etmezdi. 'Aşağı inelim mi TV izlemeyeli çok zaman oldu?' diye sordum. Jason başıyla onayladı 'Sen in istersen ben duş alsam iyi olacak?' dedi. Alt kata indiğimde koltuğa yayılıp kumandayı elime aldım. Üst kattan gelen su sesi evde yankılanıyordu. Birkaç kanal zapladıktan sonra bir müzik kanalında durup sesi açtım. Mutfağa atıştırmalık hazırlamak için geçerken kapı zili çaldı. Daha yeni taşındık sayılırdı. Kim neden kapıyı çalardı ki ? Merdivenlerden tekrar üst kata çıkarken Jason belinde bir havlu,yarı çıplak bedeniyle aşağıya indi. Olağanüstü gözüküyordu diyebilirim. Jason sanki aklımı okumuş gibi gülümsedi. Kapıyı açtığında bir kadın duruyordu basamaklarda. Güzel sayılabilirdi ama sert yüz hatları vardı. 'Oh , merhaba. Eve girdiğinizi görünce açıkcası merak ettim. Ben yan binada oturuyorum. Melenia Banks.' diyerek elini Jason'a uzattı. Jason Melenia'ya gülümseyince kadın etkilendiğini apaçık belli etmişti. Jason 'Luke Lawrence. Eşim Isabella.' dedi. Melenia evli olmak gibi bir durumda olduğumuzu öğrenince bir nebze kıskanmıştı. Jason'a sarkıyordu resmen. Birkaç adım atarak Jason'a sarıldım ıslak olmasını umursamadan. Jason şaşırsa da toparlanarak kolunu belime doladı. 'Tanıştığımıza memnun oldum Melenia. Yeni taşındık ama içeri gelmez misin?' diye sordum. Melenia soğuk bir tavırla teşekkür edip evine doğru yöneldi. Jason kapıyı kapatıp kilitlediğinde mutfağa indim. Jason da peşimden geldi 'Sen demin beni mi kıskandın yoksa ?' diye sordu. Pis pis sırıtıyordu. Ona bu zevki tattırmayacaktım. 'Alakası yok. Verdiğin rolü oynuyorum.' dedim. Jason inanmamış gibi başını aşağı yukarı salladı. Üst kata çıktığımızda ben salona o da yatak odasına yöneldi. Birkaç dakika sonra altında gri bir eşofman üzerinde beyaz bir tişörtle geri dönmüştü. Bütün perdeleri kapatarak kapının kilidini yine yokladı. Yanıma oturduğunda sanki cidden evliymişiz gibi bir hisse kapılmıştım. Jason sesini çıkarmadan hangi kanalı açarsam izliyordu. Uyumamak için zor dayandığını görebiliyordum. 'Sence bu koltuk açılır mı?' diye sorduğumda Jason ayağa kalktı. Eğilerek koltuğun alt tarafına baktığında eliyle işaret ederek beni de kaldırdı. Birkaç kez çekiştirdikten sonra koltuk ikiye katlandı. Şimdi yatar pozisyonda saçma sapan bir komedi filmi izliyorduk.
Gözlerim kapanmak üzereydi. Jason'a baktığımda inatla gözlerini açmış hiç gülmemesine rağmen filmi izliyordu. Hafif yan yatarak başımı yastığa koydum ve ayaklarımı tamamen uzattım. Gözlerim birkaç kez daha kapanıp açıldıktan sonra tamamen kapandı.
***
Uyandığımda koltukta yatıyordum. Üzerimde toz pembe bir battaniye vardı. Ben koltuğun neredeyse tamamını kaplayarak yattığım için Jason köşede kafasını koluna koyup uyumuştu. Dizlerimin üzerine kalkıp yanına gittim. Tam onu uyandırmak için seslenecekken gözüm karşı evin ışıklarına takıldı. Hâlâ bu saatte oturuyorlardı. Saat kaçtı ki ? Evi tam olarak bilmediğim için ortalıkta saat aramaya başladım. Alt katta bulamayınca da üst kata çıktım. Yatak odasındaki camın yanında duran rafta bir saat gördüm. Saat 02.04'tü. Aşağıda durmasının daha mantıklı olduğunu düşünerek saati yanıma aldım. Tam dönerken gözlerim bir anlık cama takıldı ve çığlığı bastım. Gördüğüm şey beni korkutmak için yeterliydi. Olanca gücümle bağırıyordum. Jason'ın beni duyduğunu merdivenlerden gelen ayak seslerinden anladım. Jason korkuyla yanıma geldi. 'Noldu Alison? Ne var ? Biri bir şey mi yaptı ?' diye ard arda sorularını sıralıyordu. Elimle camı işaret ettiğimde Jason'ın gözleri iri iri açıldı ve dudaklarından bir cümle döküldü : 'Ariçem aşkına.'.

ARİÇEMWhere stories live. Discover now