Yangın

14.4K 1K 37
                                    

Eve geldiğimizde uykudan ölmek üzere olsam da Ava cidden berbat bir hâldeydi ve başında durmam gerektiğini biliyordum. Andela'nın da benimle aynı durumda olduğunu görünce ona gidip uyumasını söyledim. Logan ve Jason kütüphaneye Jack ile beraber Ava'nın durumu için bir şeyler aramaya çıkmıştı.
Noah ile beraber sessizce Ava'yı izliyorduk. Aklımdan buraya ilk geldiğim zaman Ava'nın her zamanki sevimli hâliyle beni karşıladığı an geçiyordu. Noah 'Alison kendine çok yükleniyorsun.' dedi. Onu duymamazlıktan gelerek ellerimle suratımı kapattım. Noah'un dediği gibi artık kafam kaldırmıyordu. Anılan'ı mı bulacaktım , Logan'ı mı koruyacaktım , kehanetleri mi çözecektim , Noah ile aramı mı düzeltecektim... 'Noah seni ilgilendirmez.' dedim ters bir şekilde. Noah'un yutkunduğunu görebiliyordum. 'Alison lütfen yapma artık...' dedi. Uyku sersemiydim. Her şey artık üzerime üzerime geliyordu. Sinirle ayağa kalkıp 'Seni ben mi damgaladım ! İsteyerek mi bozdum arkadaşlığımızı ! Andela'ya damgalandığında bile tam anlamıyla kopmadığının farkındayım benden ! Bende aynı durumdayım kör müsün ! Ben mi istedim bunu ! Hafifte olsa damganın etkisinin devam edeceğini sende biliyordun neden kabul ettin Noah beni öpmeyi ! Bıraksaydın Ava'yı o hâlde ! Sen her şey için beni suçladın benden uzaklaştın ! Sana en çok ihtiyacım olduğu zaman neredeydin Noah !' diye bağırdım. Noah şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Tamamen yıkılmış şekilde karşımda duruyordu. Onu bu kadar üzmek istemezdim. Ellerim titremeye başladı. Kalktığım koltuğa geri oturarak hüngür hüngür ağlamaya başladım. Ailemden koparılıp gelmeme,Simon'a,Noah'a,Jason'a... Gözlerimin acıdığını hissedene kadar ağladım. Noah'un yavaşça yanıma oturup beni kendisine çekmesine izin verdim. Eskiden olduğu gibi ona sarılarak gözlerimi kapattım. Özlemiştim yanımda olmasını. Beni korumasını...
Noah 'Sonsuza kadar birlikte Alison.' dedi bir kez daha. Aynen eskiden olduğu gibi.
***
Öksürmekten kendimi alamıyordum. Gözlerimi acıdan açamadım ne kadar çabalasam da. Aynı zamanda boğazımın yandığını hissediyordum. Sanki birisinin bana bağırdığını duyuyor gibiydim ama öksürmekten ne gözlerimi açabiliyor ne de ayağa kalkabiliyordum. En sonunda zorlanarak da olsa gözlerimi açtım. Her taraf yanıyordu. Bütün salon ve merdivenler de dahil. Merdivenlerin tepesinde Jason'ın sinirle alevleri kontrol etmeye çalıştığını görebiliyordum. Ava ve Noah'a baktığımda ikisinin de baygın hâlde yattığını gördüm. 'Jason ! Jason kes şunu !' diye bağırdım. Jason hem öksürüyordu hem de alevlerle boğuşuyordu. 'Ben yapmıyorum en kötüsü kim yapmışsa engel de olamıyordum !' diye bağırdı. Jack Jason'ın arkasından kucağında Andela'yla geçti. Logan peşinden koşarak gitse de salona döndüğünde Ava ve Noah'un hâlini gördü. En son bakışları bana kilitlendiğinde onu hiç daha önce böyle görmediğimi fark ettim. 'Terasın kapısını aç Alison ! Önden geliyorum birazdan !' diye bağırdı. Öksürerek terasın kapısını araladım. Noah'a dönerek suratına bir iki kez vursam da kâr etmedi. Logan ve Jack arkamdan salona daldıklarında Logan Ava'yı, Jack Noah'u kaldırdı. Hep beraber dışarı çıkarken Jason'ın hâlâ alevlerle uğraştığını fark ettim. Çağırsam da gelmezdi. Koşarak evin arka kapısından içeri girdim ve Jason'ın yanına gittim. Aramızda yanan birkaç kalas vardı. 'Jason hadi herkes çıktı !' diye bağırdım. Jason sinirle bana dönerek 'Ne işin var senin burada ! Çık hemen Alison !' diye bağırdı. Onu normal bir şekilde dışarı çıkarmam mümkün değildi 'Jason nefes alamıyorum !' diye bağırdığımda kalasların üzerinden atlayıp yanıma geldi. Boş bir paket kaldırır gibi beni kucaklayıp dışarı çıkardı. Herkes bahçedeki meşe ağacının dibindeydi. Noah ve Ava öksürüyorlardı ama kendilerine gelmişlerdi. Logan ağacın dibine çökmüştü. Bitik bir hâldeydi. Jason ve Jack'in elleri simsiyahtı. Şaşkın bir şekilde evimizin yanmasını izliyorduk. Kimse olayın farkına bile varamamıştı. Jason'ın kucağında yerde oturuyordum. Ayaklanıp Jack'in yanına gittim. Son gücümü de harcayarak su elementini emrime çağırdım. Jackson buruk bir şekilde tebessüm etti. Ellerimden ellerine akan suyla siyahlıkları temizledi. Aynı şeyi Jason'a da yaptım. Ares ağaçların arkasında Andela'nın başında bekliyordu. Neden kimsenin oraya gitmediğini düşünerek onların yanına gittiğimde dizlerimin üstüne çöktüm. Gözlerim istemsiz bir şekilde doldu. Ares 'Şiit... Alison yapma herkes çok kötü zaten.' dedi. Ellerimle ağzımı kapatarak 'Noah'un haberi var mı?' diye sorduğumda Ares hayır dercesine kafasını salladı. Sessizce başımla onayladığımda 'Hayır !' diye Noah'un bağırdığını duydum. Jason kollarıyla onu engellemek için sarsa da Noah Andela'yı görmüştü. Ellerim titriyordu ama koşarak Noah'a sarıldım. Beni itmeyeceğini biliyordum. Kendimi tutamayarak ağlamaya başladım. Noah'un da ağladığını omzuma düşen gözyaşlarından anlayabiliyordum. 'İyileşecek Noah. Söz veriyorum.' diye fısıldadım kulağına. Noah bana daha sıkı sarılarak 'Bütün kolları , bacakları yanmış Alison. Suratında da var yanıklar. Çok canı yanıyordur.' dedi. Jason daha kötü olduğumu arkadan görmüş olmalı ki Noah'u kendisine çevirdi ve oradan uzaklaştırdı. Logan'ın gözlerinin bana sabitlendiğini fark ettim oturduğum yerden. Hissizleşmiş gibiydi. Ava onunla konuşmaya çalışsa da Logan sadece bana bakıyordu. Herhangi bir yerinde yanık var mı diye kontrol ettim uzaktan görebildiğim kadar. Suratına bakmamaya dikkat ediyordum. Yüzündeki acıyı görmek istemiyordum. Arkamda Ares'in Jack'e 'Şimdi ne yapacağız Jack ? Nerede kalırız ? Andela'ya ne olacak ?' diye sordu. Jack iç çekerek 'Bir gün dışarıda yaşasak bir şey olmaz herhalde. Sabah hallederim. Andela'yla da sabaha kadar ilgilenmeye çalışacağım.' dedi. Gözlerine yanan evimizin görüntüleri yansıyordu. Alevler tüm gece devam etti. Bütün gece...

ARİÇEMWhere stories live. Discover now