Walter Craft

35.6K 2.1K 75
                                    

23 Temmuz 1996

"Her doğum bir bağdır. Ve her bağ için bizim dünyamızda bir bağ koparılır. Sen bu çocukların tarihe huzur getirmesini diliyorsun benden. Bunu ben yapamam , buna hiçbir güç hiçbir kudret yetmez oğul Aristo ! Kendi çizdikleri yolda ilerleyecekler. 3 kehanetin çocuğu olurlar mı bilinmez bunu seçtikleri taraf , kendi benliklerindeki güç belirleyecektir. Sadece sana verebileceğim akıl emanetin açılıp Dünya'ya kötülüğü serbest bırakmasına seyirci kalma ! Her seçim meçhul kaderi değiştirecektir. Ona doğru yolu göster ! Bu yükü omuzlarında istiyorsan ben de sana istediğini vereceğim."

Zaman Koruyucusu

Kendimi kapının önünde buldum. Olaylar o kadar hızlı gelişmişti ki kapının önüne fırlatılan ben olmama rağmen ben bile olanları anlayamamıştım. Noah'un öfkeyle Jason'a saldırması üzerine Jason gözünü kırpmadan Noah'u karşı taraftaki bambulara yapıştırmıştı. Ardından "Çık buradan !" demesiyle daha doğrusu kükremesiyle kendimi dışarıda bulmuştum. Nefesimin bir anda bu kadar hızlanmasına alışık değildim. Sırtımı kapıya yaslayarak yere çöktüm. Çok fazlaydı. Bu kadar saçmalık fazlaydı. Ellerimin titremesine hakim olamıyordum. Bu kadar insan beni ve tüm ailemi tanırken ben onlar hakkında tek bir bilgiye bile sahip değildim. İçeride olanları görünce gitmeye kalkışsam bile buna izin verilmeyeceğini anlamıştım. Korku paniğe dönüşüp tüm bedenimi sarmalamıştı. Çaresizdim. Elim kolum bağlı olacakları bekliyordum.

Birkaç dakika boyunca derin derin nefes alarak babamın beni yarışlardan önce sakinleştirme şekillerini kendi kendime taklit ettim. Yaklaşık bir yirmi dakika içinde kendime gelmiştim. Ellerimden destek alarak ayağa kalktım. Tekrar içeri girmem gerektiğini düşünüyordum. Cevaplar yine o kapının arkasında olmalıydı. Jason ne kadar sinirli de olsa onun söyleyeceklerine ihtiyacım vardı. Elimi tam tokmağa götürmüşken arkamdan gelen ayak sesleriyle irkildim. Geriye döndüğümde Ava güzel sarı saçlarını sallayarak ve dişlerinin tamamını gösteren bir gülümsemeyle bana doğru geliyordu.

"Jason ve Noah genellikle anlaşamaz. Jason'ın ciddi hali ve tavrına karşılık Noah'un gevşekliği. Birbirlerinin tam zıttı iki karakterdir onlar ama yine de kardeş gibidirler. Birlikte büyüdüler sayılır. Ben eğitim evine kabul edildiğimde sadece ikisi vardı. Birbirlerinin ailesi olmuşlar zamanla. Onları bir de eğitimde görmelisin." dedi. Ben aralarında pek kardeşliğe dair duygular görememiştim ama itiraz etmedim. Dayanamayarak "Jason hep böyle midir ? Yani biraz soğuk ve mesafeli. Ve sert. Ya da benimle ilgili bir sorunu mu var ?" diye sordum. Ava hiç tahmin etmediğim bir cevap verdi. Daha yeni konuşmaya başlamışken burada kaldığım sürece çok fazla konuşmamam gerektiğini anlamıştım. "Alison türünün tek örneği değilsin. Jackson sana türünün tek örneği sayılırsın derken iki kişiyi atladı. Benim bildiğim kadarıyla ruhun bir oğlu daha var. Walter Craft. Ruh'un ilk çocuğu. Jason'ın babası. İsmini pek fazla anmayız , Jason da bu konuda pek konuşmaz. Yani olayın seninle hiç alakası yok. Jason hiçbir zaman fazla konuşmaz. Sıcakkanlı olduğunu söyleyeni hiç duymadım." babasıyla ilgili anlattıklarına neden diye sorarcasına baktım ve bir anda dünya durmuş gibi bana odakladı gözlerini "Jason'ın annesi Arene dahil bir yığın Ariçem savaşçısına işkence ederek ölümlerine sebep oldu. Bu senin için yeterli bir sebeptir umarım." dedi. İfadesi ve ses tonu bir anda değişmişti. Ne diyebilirdim ki ? Zaten tüm günün şokunun üstüne biraz önce içeri de gördüğüm yakışıklı olduğu kadar tehtitkar olan çocuğun babasının bayağı ünlü bir katil olması bugün yaşadıklarım içinde yine güzel bir sürprizdi. Boş boş baktığımı fark etsem de artık engel olamıyordum. Tepki veremiyordum ya da odaklanma sorunu yaşıyordum. İçinde bulunduğum durum ve insanlar hayatıma o kadar uzaktı ki. Şuan bu olanların gerçekliğine bile inanmıyordum. İçimden gerçek olduğunu hissetsem de inanmak istemiyordum. Silkinip Ava'ya bakarak başımı aşağı yukarı salladım. Söyleyebilecek bir cümlem yoktu. Saçmalarım diye korkarak susmayı tercih ettim. Gerçi Ariçem derken neyi kastettiğini bilmesem de en azından adamın kötü bir şöhreti olduğunu anlamıştım. Ağzımı kapalı tutmaya devam ettim ve Ava'nın yanında parkeleri inceleyerek ilerlemeye başladım. Jason'ın yanında olmaktansa Ava ile birlikte yürümek sanırım daha sakin ve güvenliydi.
Ava , Jackson'ın iki kişiyi atladığını söylemişti. Ruhun kızı ben isem ve diğer kişi de Walter denen adamsa üçüncü kimdi ? Gerçekten bu saçmalıklara kafa yormaya başladığıma kendim bile inanamıyordum. Söyledikleri şeylere ya da anlattıkları kişilere deli saçması gibi baktığımdan emindim. Ama istemsiz bir şekilde aklım parçaları yerine oturtmaya çalışıyordu. Sanki sonsuz parçası olan bir puzzle önüme koyulmuş gibiydi ve ben tam ortadaki parçayı yerleştirmeye çabalıyordum. Tam sormaya yeltendiğimde Ava tekrar düzelmiş olmalı ki bana dönüp "Karamsarlığı bırakalım bence Ariçem ve kendi benliğin hakkında bir şeyler öğrenme vakti." dedi gülümseyerek. Kolumdan tutarak beni sürüklemeye başladı. Kendi benliğim hakkında bir şeyler demişti ama ben sanki her adımda kendimden biraz daha uzaklaşıyordum. Artık hangisinin gerçek ben olduğunu sorgulamaya başladığımı fark ettiğimde içimden bir ses Ava'ya inanmam gerektiğini söylüyordu. Korkutucu olan da buydu. İçimde bir parça bu olanları hiç yadırgamıyor aksine sahipleniyordu. Buraya aitmişim gibi hissettiriyordu ve bu gerçekten beni tedirgin ediyordu. İtiraf edemesem de kendime yakında soracağım bir soru belirdi zihnimde : Ya doğruysa ?

ARİÇEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin