Ağır Bedel

17.5K 1.3K 99
                                    

Aklım allak bullak olmuştu. Çemberin üyelerinin hepsinin birbirleriyle yakın bağı olduğunu biliyordum. Ama Noah'un bu kadar karışık anlatması iyice beynimi sulandırmıştı.
Aristo karşımdaydı. Yaratıcım. Bana gülümsüyordu. Ona ne demem lazımdı ki. Baba mı , yaratıcı mı , efendi mi ...
Bana beklediğimden daha samimi gelmişti. Ellerini göğsünde kavuşturarak 'Nasılsın Jackson ?' dedi. Jackson duruşunu hiç bozmadan 'İyiyim baba sen ?' dedi. Aristo gülümseyerek karşılık verdi. Pek konuşmayı sevmiyordu anlaşılan. Bana dönerek 'Bana baya sinirlisin galiba Alison?' dedi. Hâla karşımda olmasının verdiği şokla ilk başta ne demek istediğini anlamadım. Sonradan demin sarf ettiğim cümleler aklıma geldiğinde yanaklarım kıpkırmızı oldu. 'Şey... En yakın arkadaşımı birkaç saat önce kaybettim. Çember üyesiydi ve hayatını kurtaramadım. Sende şu hayata beni atarken hiç yardımcı olmayacağından bahsetmemiştin.' dedim. Aristo gülümseyerek 'Ava değil mi ?' dedi. Jason'a bakarak sustu. Sanki bir şeyler konuşuyorlarmış gibi bakışıyorlardı. Jason'ın rengi gittikçe attı. Kireç gibi olan suratı ifadesizdi. Aristo tekrar bakışlarını bana çevirerek 'Bir yolu var kızım. Ava'yı geri getirmenin bir yolu var. Ama ağır bir bedel ödeyebilirsin ve ben bunu kesinlikle istemem.' dedi. Jack 'Bunu ona söyleme baba. Jason'a bunu yapamaz. Onu mahveder.' dedi. Olanları anlamayan tek kişi bendim. Herkes sus pustu. 'Anlatsanıza. Aristo yani efendim. Lütfen. Ölümünü izleyemem. Elimden ne gelirse yaparım. Lütfen.' dedim. Aristo'nun istekli olmadığı belliydi. En sonunda Jason 'Lütfen efendim.' dedi. Fısıldayarak gerçekten bitkin bir şekilde söylemişti. Dişlerini sıkıyordu. Onu böyle görmek içimi parçalamıştı. Aristo bana bakarak 'Senin kararın kızım. Jason özür dilerim evlat.' dedi. Jason öfkeyle yan tarafındaki kütüğü tekmeledi. Ona ne yapmamam gerektiğini bile bilmiyordum ama Ava'yı ölüme terk edemezdim. Çember kurucusu bendim ve Ariçem tarihini de düşünmeliydim. 'Dinliyorum.' dedim. Aristo sakince anlatmaya başladı :
'Ölüm bir bağdır. Çok güçlü bir bağ. Beden ve ruh birbirinden ayrıldığında aradaki bağ kopar kızım. Bizim dünyamızda bağ kurmak için bağ koparman gerekir.' dedi. 'Ne yani birini mi öldürmeliyim ?' dedim. Aristo tüm ciddiyetine rağmen tebessüm ederek 'Hayır kızım hayır. Başka bir bağı koparmalısın. Şuan çemberinizde birbirinize karşı bağlarınız dışında güçlü sayılabilecek tek bir bağ mevcut.' dedi. Jason 'Lütfen.' diye fısıldadı. Öfkeli gözüktüğü kadar çaresizdi.
Dik durmakta zaten zorlanırken bu manzara beni daha kötü yapmıştı. 'Devam eder misin ? Lütfen.' dedim zorlanarak. Aristo 'Jason ve sen kızım. Siz birbirinizin eşisiniz. Jason seni ilk gördüğünde birbirinize bağlandınız. Biz buna damga deriz.' dedi.
Kafamda bir şeyler yeni yeni oturuyordu. Noah'un daha ilk gördüğüm gün "damgalamışsın onu" diye Jason'a bağırması , Jason'la aramızdaki çekim... Sessizce Aristo'yu dinlemeye devam ettim. 'Bu bağı kırmana gerek yok. Sadece Ariçem tarihine göre bunu ikiye bölmelisin kızım. İki kişiye.' dedi. Hâla tam olarak anlamıyordum. 'Bunu nasıl yapabilirim ki ?' dedim. Aristo ' Kızım üzgünüm ama çemberden başka biriyle tekrar damgalanmalısın. Bu şekilde iki bağa bölünecek aranızdaki bağ.' dedi. Jason'a baktım. Çok kötü gözüküyordu. Noah'a baktığımda şok içindeydi. Kafam almıyordu. 'Peki bunu nasıl yapacağım ?' dedim. Aristo kafasını Noah'a çevirdi. Noah bana dönerek yutkundu :
'Beni öpmelisin Alison.' dedi.
Donakaldım. Jack eğitmenimdi. Logan erkek kardeşim. Jason'la zaten birbirimize bağlıydık. Geriye sadece Noah kalmıştı. Kireç gibi olmuştum.
Noah başını aşağıya eğdi. Aristo bana dönerek 'Üzgünüm kızım.' dedi. Ona bakarak 'Önemli değil. En azından kurtarma şansımız var artık Ava'yı.' dedim. Jack bana 'Zorunlu değilsin Alison. Sende Noah.' dedi. Noah bana baktı. 'Ava için.' dedim. Başıyla onayladı. Jason'a bakarak özür diledi. Jason ellerini başına götürdü. Bitmiş bir hâldeydi. Daha fazla ona bakmaya dayanamazdım. Aramızda bir şeyler olduğunu kabul etmememize rağmen ona bir şekilde bağlıydım. Noah'a adım atarak başımı öne eğdim. Noah bana buruk bir şekilde tebessüm etti.
Bakışlarımı tamamen Jason'dan uzaklaştırdım. Noah artık dibimdeydi. Nefesini hissediyordum. Gözlerimi kapattım. Elini yanağıma koyarak 'Özür dilerim.' dedi ve ardından beni öptü. Yumuşacık. Sakin. İçimde bir şeylerin koptuğunu hissettim. Durmadım. Durmak da istemedim. Beni kendisine çekmesine izin verdim. Aramızda bir şeylerin meydana geldiğini hissetmeme rağmen ona daha da yaklaştım. Jason'a rağmen onu durduramadım...

ARİÇEMDär berättelser lever. Upptäck nu