Bordo Deri Defter

26.1K 1.8K 90
                                    

Gözlerimi açtığımda odamdaydım. Alnımda hafif bir sızı vardı. Çarptığım yer olmalı diye düşündüm. Elimi yavaşça alnıma götürdüğümde yaraya dokunup elimi hızla geri çektim. Canımı daha çok yakmıştım. Jackson köşede ismini bile okuyamadığım bir kitabı karıştıyordu. Kaşlarını çatmış devlet meclisindeki görevlilere benziyordu. Toparlanmaya çalıştığımda beni fark ederek kitabı yan taraftaki ahşap taburenin üstüne koyup yanıma geldi. Nasılsın demesine fırsat bırakmadan "İyiyim Jack sakin ol. Sadece alnım biraz sızlıyor." dedim. Olanları hatırlıyordum ama hala kafamda mantıklı bir açıklama yapamıyordum. Boş bakışlarımdan fark etmiş olmalı ki sormama fırsat vermeden açıklamaya başladı Jackson "Eğitimi çok önemsediğini ama ona rağmen güçlerini ortaya çıkaramadığını fark edince belki sevdiğin birisine zarar verilmesi durumunda güçlerini serbest bırakabileceğini düşündük sadece bu kadar yüksek düzeyde bir güç patlaması yaşayıp bayılabileceğini hesaba katamadık Alison. İki elementi birleştirebileceğini düşünemedim. Daha önce güçlerin ilk ortaya çıkması sırasında iki elementi aynı anda kullanan olmadı. Beklenmedik bir olaydı ve senin tüm enerjini bir anda tüketmiş olduk. Vücudun da dayanamadı. Üzgünüm hayatım." dedi. "Sevdiğim birisi" Jason mı oluyordu ? Jack bu kelimeyi telaffuz ederken kızardığımdan emindim ama umursamadım. Yaptıklarına sevinmiştim bile diyebilirim. Eğitim işi fena canımı sıkıyordu ve halletmiş olmak rahat bir nefes almamı sağladı.
Jackson "İçtiğin karışımlar kendine çabuk gelmeni sağlar istersen salona inebilirsin birazdan. Hem biraz tatili hakettin sanırım. Olanlardan sonra arkadaşlarınla vakit geçirmek isteyebilirsin." dedi. Gülümseyerek o babacan tavrıyla saçlarımı karıştırdı. Ava olsa "Yapma Jack saçım bozuluyor !" derdi ama benim öyle takıntılarım hiçbir zaman olmamıştı. Gülümseyerek karşılık verdim. Yavaş adımlarla odadan çıktı.
Kendimi tekrar yatağa attım. Baştan sona kadar hayatımı düşündüm. Başıma gelenleri , yaşadıklarımı...
Yalan bir eski hayatım da olsa ailemi çok özlüyordum. Bir daha onları görememek en kötüsüydü...
Annemin şefkatle bakan gözlerini,babamın samimiyetini ve Erik'in minnacık ellerini... Gözlerim yanıyordu. Ağlamak için can atan bir halleri vardı sanki ve ben o isteklerini defalarca yaptığım gibi bir kez daha sildim attım. Yataktan kalkıp saçlarımı düzelttim. Odadan çıktığımda aşağıdan gelen kahkahaları duyabiliyordum. Merdivenin başında durdum ve sessizce onları izledim. O kadar mutluydular ki... Birbirlerinin ailesi olmuşlardı şimdide benim için bu boşluğu dolduruyorlardı. Hala burada durmuş onlara bakarken olan bitenlere inanamıyordum.
Evet eski hayatımı da özlüyordum ama bu insanlar kısa bir sürede benim ailem olmuşlardı. Çok kısa bir sürede çok fazla yol katetmiştik. Güvenimi , saygımı ve sevgimi kazanmışlardı. Her şeyden ve herkesten koparılıp getirildiğimde ilk gece kendimi yapayalnız hissetmiştim. O kadar kötü olmuştum ki yataktan kalkıp terasa çıkmıştım. Kötü olduğumu fark etmiş olmalılar ki o gece boyunca Noah ve Ava yanımdan ayrılmamıştı. Tüm gece sohbet edip birbirimize farklı şeylerden bahsetmiştik. Uzun zamandır en çok eğlendiğim geceydi ve ben ilk kez onlara o derece kendimi yakın hissetmiştim. İlk kez kendimi bir ortamda dışlanmış hissetmemiştim. İlk kez kendimi ait hissetmiştim.
Gülümseyerek arkamı döndüm ve lavabonun yolunu tuttum. Tam kapıyı açıp içeri girecekken koridorun başında Jason'ın kaldığı odanın kapısının aralık bırakılmış olduğunu fark ettim. Etrafta hızlıca göz gezdirdikten sonra lavabonun kapısından uzaklaştım. Yapmamam gerektiğini biliyordum ama içimde bir şeyler Jason'a karşı koyamayacak kadar zayıftı. Adımlarımı hızlandırıp odaya doğru yürümeye başladım. Parmaklarımı kapı tokmağına uzatıp usulca kapıyı kendime çektim ve odaya girdim.
Oldukça sade ve sıradandı. Her şey düzenli yerli yerindeydi. Tam olarak Jason'ın yansıtıyordu. Dolabına yaklaştım kapıyı bir kez daha kontrol ettikten sonra oldukça sessiz bir şekilde kapağını araladım. Kıyafetleriyle doluydu ve hepsi mükemmel bir şekilde katlıydı. Kendi dolabımdan bir anda utandım. Tam kapatacakken kalın bordo deri kapaklı bir defter gözüme ilişti. Tişörtlerinin arasına acele bir şekilde sıkıştırılmış gibiydi ki tüm düzeni bozan tek şeydi. Elim aklımdan önce davranıyordu. Defteri yerinden alıp rastgele bir sayfasını açtım. Güzel ama karışık bir el yazısına bakıyordum. Korkarak merakla okumaya başladım. "Bugün onu rüyalarımda görmeye başlayalı bir hafta oldu. Aklımdan onu çıkaramıyorum defalarca denememe rağmen çığlıklarını , haykırışlarını ve güzel yüzünü unutamıyorum..." Jason bir kızdan bahsediyordu. Ve rüyalarında gördüğü bir kızdan.
Tam o esnada ensemde bir ses "Alison..." diye fısıldadı.

ARİÇEMWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu