Seni Seviyorum

17.2K 1.1K 178
                                    

Belirsizliklerle Simon'ın cesedi başında kalakaldım. Aristo'nun nelerden bahsettiğini anlamamıştım ve sorma imkanımda olmamıştı. Sessizce elim kolum bağlı Simon'ı inceliyordum. Arkamdan paldır küldür ayak sesleri gelmeye başladığında ürkerek geri çekildim. Kapı kırılacakmış gibi açıldı. Jason endişeyle bana bakıyordu 'Neredesin sen !' diye bağırdı. Neye uğradığımı şaşırarak kekelemeye başladım 'Ben şey ... Ben ...'. Noah o sırada Jason'ın arkasından odaya girdi 'Ne oldu Alison?' diyip ellerimi tuttu. Baya meraklanmışlardı belli ki. Jason Noah'un ellerimi tuttuğunu görünce bakışlarını çevirip yumruğunu sıktı. Noah'a 'İyiyim bir şey yok Noah. Çıkabilir miyiz buradan ?' dedim.
Kapıdan çıkarken son bir kez Simon'a baktım. Bana onca şeyi yapmasına rağmen yine de üzülerek onu izlediğimi fark ettim. Kapıyı kapatarak sessizce Noah ve Jason'ı takip ettim. Yukarı çıktığımızda Jack çimende volta atıyordu. Beni gördüğü anda koşarak bana sarıldı. Aşağıda ne kadar kaldığımı merak etmeye başlamıştım. Bu kadar korkacakları ne olmuştu ki. Jack 'Jason onunla git derhal ! Arka taraftan dolaşın sende Noah benimle meydana gel. Bir sıkıntı yoksa size yetişiriz birkaç dakikaya.' dedi. 'Ne oluyor Jack?' dememe rağmen Jason bileğimden sıkıca kavrayarak koşmaya başladı. Resmen sürükleniyordum. Bu kadar hızlı koşabileceğini hiç düşünmemiştim. Tam şehrin çıkışına geldiğimizde durdu ve etrafı incelemeye başladı. 'Ne oldu Jason ? Ya biriniz bana da durumu açıklasa diyorum !' diye bağırdım. Jason bakışlarını bana çevirerek 'Riddle. Şehirde.' dedi. 'Simon'ı o mu öldürmüş ?' dediğimde Jason yine bakışlarını bana çevirerek 'Bilmiyorum. Ama şehre bu kadar rahat girdiyse aldığı riskin büyüklüğü kadar da bir şey istiyor demektir.' dedi. Jason defalarca gözümün önünde onu alt etmişti. Neden bu kadar hızlı bir şekilde beni şehirden çıkarıyordu kafam almıyordu. Jason her zaman yaptığı gibi daha ben sormadan sorumu cevapladı 'Walter. Yanında olabilir.' dedi. İşte şimdi endişesini anlayabiliyordum. Walter'ın şehre girecek kadar gözünü hırs boyamıştı bana karşı. Jason saatine bakıp bakıp ofluyordu. 'Biz devam edelim yetişirler.' dedi. Jason'ın yine bileğimden tutup beni sürükleyeceğini düşünmeme rağmen Jason beni kendisine çekip sıkıca sarıldı 'Jas.. Napıyorsun ?' dediğim anda alevden bir duvar etrafımızı kapladı ve ayaklarımız yerden kesildi.
Daha önce de uçmuştum ama bu nefes kesiciydi. Çok hızlıydık ve Jason'dan başka bir şey göremiyordum. Beni sıkıca tutmasına rağmen yine de içimde bir korku vardı. Gözlerimi kapatıp beklemeyi denedim. Jason yavaşça ellerini gevşettiğinde tekrar gözlerimi açıp etrafı incelemeye başladım. Şimdi eve yakın olduğumuzu kestirebiliyordum. Ormana girmiştik. Jason gittikçe yavaşlayarak durdu. Birkaç adım geri atarak Jason'dan uzaklaştım başım dönmüştü. Arkamı döndüğüm anda Logan boynuma atladı. 'İyisin Alison. Çok endişelendik. Haber tüm Arislere yayıldı.' dedi. Herhalde bir benim haberim olmamıştı. Ava'nın kollarından da zor kurtulup nefes alabildim. Jason Logan'la bir şeyler konuşuyordu. Ava'nın peşinden bende mutfağa gittim. Sessizce yemekleri hazırlamasını ve sofrayı kurmasını izledim. Aklımda tamamen Aristo'nun dedikleri vardı. Sürekli Logan'ı izliyordum. Ara ara gidip kontrol etmeye çalışıyordum. Masada herkes birbirine bir şeyler anlatırken ben yine Aristo'nun dediklerine kafamı takmış bir şekilde tabağımla oynuyordum. Herkese afiyet olsun diyerek odama geçtim.
Aristo Anahtar ve Anılan derken ne demeye çalışmıştı ? Logan'ı tehtit altında bırakan şey neydi ? Hepsi birbirine karışmış kafam çorba gibi olmuştu. Yatağa uzanıp tavana bakmaya başladım. Bazen bu hayatın şaka olduğunu düşünüyordum. Gözlerimi kapatıp açtığımda eski evimde uyanmayı hayal ettim. Ben bunları düşünürken odanın kapısı çalındı. Toparlanıp ayağa kalktım. 'Gel.' diye seslendiğimde Jason kafasını kapı aralığından uzattı. Onu gördüğüm anda yine aynı duygularla ayağa fırladım. 'Gelebilirsin.' dedim kısık bir sesle. İçeri girip ayakta karşımda durdu 'Oturmayacak mısın ?' dedi. Sorusuna cevap vermeden yatağın ortasına oturdum. Benim ondan beklediğimin aksine yakınıma oturup bakışlarını gözlerime sabitledi.
Gözleri. O kadar güzeldi ki... Konuşmaya başlamasıyla irkilmem bir oldu 'Sana bir şey olmasından korkuyorum Alison. Sana ne hissettiğimi bile bilmiyorum. Seni Noah'la paylaşmak istemiyorum. Ne düşündüğümü ben bile bilmiyorken sana yakın olamam. Ama sana bir şey olmasına da izin veremem.' dedi. Ne cevap verebilirdim ki. Aynı şeyleri bende yaşıyordum. Jason elini kaldırıp yanağıma koydu. Bakışları şimdi gözlerimden dudaklarıma kayıyordu. Belimden tutup beni kendisine çekti. Nefes alışverişini duyabiliyordum. Gözlerini bu kadar yakından ilk kez görüyordum. Yavaşça yaklaşıp dudaklarını dudaklarıma değdirdi.
Beni bıraktığında gözlerimi onun gözlerinden ayıramıyordum. Sadece mutluydum. Mutlu. Bakışlarımı bir anlık Jason'dan ayırdığımda odada tek olmadığımızı fark ettim.
Noah şok olmuş bir şekilde bize bakıyordu. Suratında sadece hayal kırıklığı vardı. Kapıyı çarparak odadan çıktı. Jason'ı bırakarak ayaklanıp peşinden koşmaya başladım. Ona yetişmem zor olmuştu 'Noah ! Lütfen bekle ! Lütfen !' diye bağırmama rağmen beni umursamadan yürüyordu. O olmadan yapamazdım. Yaşayamazdım. Korkudan ellerim titriyordu. 'Noah lütfen sensiz yapamam !' diye bağırdığımda durdu ve bana döndü. ' Neden ki Alison ?' dedi. Bana nefretle bakmasına alışık değildim. İkimizin de elinde olmadığını biliyordum. Ama onu kaybedemezdim. 'Seni seviyorum Noah. Nedeni bu.' demekle yetindim.
ToprakAdam ve ÖlümdenKaçma kitaplarının yazarlarına ithaf edilmiştir.

ARİÇEMWhere stories live. Discover now