ARİÇEM

Dard'ın Hediyesi

Hâlâ göldeydim. Daha fazla nefesimi tutamayacağımı anladığımda yüzeye doğru yüzmeye çalıştım. Sanki bacaklarıma ipler bağlanmış gibi aşağı çekiliyordum. Daha fazla nefesimi tutamazdım. Yuttuğum suyun haddi hesabı yoktu. Son bir hışımla kendimi yüzeye attım. Açık havaya çıktığımda yuttuğum suyu tükürdüm. Öksürmeye başlamadan kendimi sığ tarafa gitmeye zorlasam da dalgalar suratıma çarpıyordu. Gölde okyanus dalgası gibi bir şey nasıl olabilirdi ? Su ciğerlerime dolmuştu sanki. Hâlâ nefes almakta zorlanıyordum. Dalgaların arasında Jason'a seslenmeye çabalasam da sesim yok olup gidiyordu. Kalan gücümle tekrar yüzeye çıktığımda dalga duvar gibi suratıma çarptı ve ben tüm dengemi kaybederek dibe sürüklendim. Gözlerimi kapatıp kendimi bıraktım. Buradan çıkma şansım , çıkabilmek için nefesim ve gücüm kalmamıştı. Tek aklıma gelen Jason'ın gözleriydi...
Bileğimden çekilerek yukarı sürüklendiğimi hissediyordum. Gözlerimi açmaya çabalasam da bu mümkün olmuyordu şuan. Yüzeye çıktığımda nefes almaya başladım. Yavaş yavaş belleğim yerine geliyordu. Birinin kucağında yattığımı fark ettim. Jason'ın geleceğini biliyordum. Ben o hâldeyken ne yapar eder beni kurtarırdı. Gözlerimi açmadan gülümsedim. 'Geciktin.' dedim. 'Özür dilerim bebeğim.' dediğinde şokla gözlerimi açtım. Karşımda gözlerinde siyah maske olan sarışın bir çocuk vardı. Sesini tanıyordum. Bu tapınakta duyduğum sesti. 'Dard?' dediğimde Dard gülümseyerek 'Sevgilim.' dedi. Neler oluyor diyemeden elini hızla sağ kolumun bileğine götürdü. Sadece sıkıca tutsa da alev almış gibi yanıyordu bileğim. 'Ahh !' diye bağırsam da umursamadı. Acı aklımı alıyordu. Gözyaşlarım istemsiz bir şekilde akıyordu. Yüzümü okşayarak 'Ne kadar özlemişim seni. Ailious aptalının verdiği iksir nedeniyle nerede olduğunu göremiyorum. Zihinefler sadece seni görmeme yardımcı olabiliyor. Şuan neredeyiz Alison ? Söylersen gelip seni alabilirim. Sadece seni görebilirim. Mekanı göremiyorum canım. ' dedi. Benden cevap beklediği kesindi. 'Hayır.' diye fısıldadığımda sinirlenerek 'Aptal sevgilim benim. Sen benim olacaksın Alison. Buna ne sen ne de Jason engel olabilir. Ben seçilmem seçerim ve ben seni seçtim. Alışsan iyi olur. Beni sevmeye başla.' dedi. Sinirlendiği her hâlinden belliydi. Kolumdaki acı nedeniyle fazla konuşmam mümkün değildi. 'Asla.' dediğimde eğilerek beni öptü. Onu ne kadar itsem de beni kendisine çekiyordu. Bir anda beni fırlatıp attı. 'İlk kez bir damganın bu kadar etkili olduğunu gördüm ama önemli değil. Ukala Jason zaten hep en iyisiydi.' dedi. Toparlanıp kalkmaya çalıştım. Dizlerimin üzerinde doğrulduğumda Dard yanıma gelerek saçlarımı çekti. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Maskesinden kim olduğunu göremiyordum. Sesinde de bir buğu vardı. Ne kadar tanıdık gelse de çözemiyordum. 'Benim olacaksın Alison. Buna hiç kimse engel olamaz. Kaç yıldır seni beklediğimden haberin var mı senin ! O arkadaşların veya Jason kimse değil sadece ben olacağım senin için ! Duyuyor musun beni ! Senin için neleri göze alabileceğimi bilmiyorsun Alison ! Ne kadar güçlü olduğumdan haberin yok ! Ne kadar tehlikeli olduğumdan da ! Eğer bana gelmezsen senden alacaklarımı düşün bence. Bütün arkadaşlarını ve kardeşini ellerimle öldürebilirim. Şu Noah'a az da olsa neler hissetiğini görebiliyorum. Aynı şekilde onun da sana. İlk ondan başlarım ! En sona da Jason'ı bırakırım ve sen bunu izlemek zorunda kalırsın ! Beni seveceksin ve buna mecbursun !' dedi. 'Jason buna asla izin vermez.' dediğimde beni zemine fırlattı. 'Aptal kız ! Sen bilirsin Alison. Kolaylıkla değilse zorla alırım bende.' dedi.
Bağırarak uyandığımda Jason yanımdaydı. 'Alison... Şiiittt... Sakin ol buradayım ben...' diyerek bana sarıldı. Kabustu sadece kabus... İksir benim nerede olduğumu görmelerini engellese de kabusların önüne geçemiyordu. Acıyı düşünerek bileğimi tuttuğumda şaşkınlıktan çığlık atmamak elimde değildi. 'Jason şuna bak...' diye fısıldadım sadece.