Gökyüzü İmparatoru

Bölüm 178: Tehlikeli Kaçış (3)

Mustafa sadece öfkelendiği ve intikam istediği için suikastçiye direk saldırmamıştı. Başka bir nedeni daha vardı. O da zaman kazanmaktı.

Suikastçi gibi güçlü birinin ortaya çıkacağını düşünmemişti. Ama halen elinde bazı ihtimallere karşı planlar vardı. Bu olanda olası bir durumda acil geri çekilme planıydı.

Suikastçinin dikkatini dağıtırken diğer taraftan Yasmin kızların güvenliği sağlayıp kaçmak için hazırlanıyordu.

Savaş gemisi parçalansa bile tamamen nano robotlardan oluşuyordu. Mustafa' nın başında bulunan nanochip sağlam olduğu sürece tekrar birleştirmek sadece çocuk oyuncağıydı.

" Efendim, herkes güvende ve kaçmak için hazırız. "

Mustafa saldırı sonrası geriye doğru uçarken Yasmin' nin sesi sonrası kendisini toplamaya başladı.

" Kızlar için sana güveniyorum. "

" Üzgünüm efendim hepsi benim hatam yüzünden oldu. "

Yasmin suikastçinin saldırısını yanlış değerlendirmişti. Bu yüzden şuan efendisi zor durumda ve acı çekiyordu.

" Bu senin hatan değildi. Bu yüzden üzülmene gerek yok. Benim hatamdı. Kızları kurtardığım gibi gitmem gerekirdi. Önceliklerimi daha iyi seçemediğim için şuan buradayız. "

Mustafa, pişmanlık içiren bir tonla konuştu. İntikam almayı bu kadar kafasına takmasaydı, şuan herşey daha farklı olabilirdi.

...

Suikastçi yere doğru düşerken yüzünde bir gülümseme oldu ve " Seni yanlış değerlendirmişim. " diye mırıldandı. Bir saniye sonra yüzündeki gülümseme kayboldu ve ciddi bir hal aldı.

Yok ettiği sandığı savaş gemisi tekrar eski haline gelmiş ve kaçmak için hazırdı. Suikastçi vakit kaybetmeden bir ıslık çaldı.

Hedefini zor bulmuştu. Onun böyle kolay bir şekilde kaçmasına izin veremezdi. Eğer kuşun kafesten uçmasına izin verirse bir daha bulması ve yakalaması çok zordu.

Geniş ve gizemler ile dolu Terk Edilmiş Diyar' da Ayşe' yi bulmak samanlıkta ine aramak gibi olurdu.

Suikastçinin ıslak sesinden sonra gözle görülmeyen bir hızda bir şey savaş meydanına giriş yaptı.

Gelirken ardından tiz bir ses duyuluyordu. Yerdeki insanlara hiç aldırmadan direk süikastçiyi aldığı gibi savaş gemisine yöneldi.

...

Yer yüzündeki insanlar şaşkın bir şekilde geride kalmıştı. Biraz önce olanları kimse anlıyamadı. Birçok kişi sonlarının geldiğini düşünmüştü. Bir saniye sonra herşey tersine dönmüş ve Mustafa kaçmak zorunda kalmıştı.

" Efendim ne yapalım? "

Koray kendisine soru soran adamına baktı. Şu an kendiside ne yapacağını bilmiyordu. Birkaç saniye düşündükten sonra birşey hatırlamıştı. Yüzünde iğrenç bir gülümseme oluştu ve " Hak ettiğini buldun " dedi.

Daha önce geçen tiz çığlıklı gölgeyi çok iyi biliyordu. Zamanın da babası ile bu canavarın sahibi adamlar ile birkez tanışmıştı.

Bu canavarlar Gölge Birliğinin efsanevi canavarları olan Gökdoğan' dı. Bu canavarın saldırısı düşük olsada bilenen en hızlı uçan canavardı.

Birçok kişi bu canavara sahip olmak istesede bu canavardan bulmak çok zordu. Bir tane gökdoğan elde eden kişi bunu bir daha asla satmak istemezdi. Çünkü bu canavarın hızı sayesinde tüm düşmanlarının elinden kaçabilirdi. Bu kişinin ekstra ikinci bir canı olması gibiydi. Kimse iki canı olsa bile diğerini satmak istemezdi.

Koray sevindiren şey Gökdoğan' ı hatırlaması değildi. Onu asıl sevindiren Gölge Birliği' ni hatırlamasıydı. Çünkü Gölge Birliği' asla işini yarım bırakmazdı. Bir işi aldıklarında sonucu ne olursa olsun onu yaparlardı.

Bu yüzden Gölge Birliği' nin hedefine giren kişiye kesin olarak ölmüş gözü ile bakılırdı.

Koray kimin suikastçiyi tuttuğunu bilmesede içinden derin bir şükran duydu. Kendisini büyük bir zahmetten kurtarmışlardı.

Tutan kişi sayesinde hem Ayşe' den hemde Mustafa' dan kurtulmuş olacaktı. Hemde bunun için en ufak birşey yapmasına bile gerek yoktu.

" Herkes hazırlansın! "

Koray suikastçinin işini yapacağını çok iyi biliyordu. Bu yüzden onu takip edip Mustafa' nın cesedini görmek istiyordu.

Kendisine büyük bir sıkıntı çıkaran adamın cesedini görmeden içi tam olarak rahat etmezdi.

...

Koray ve adamları yola çıktığı sırada gökyüzünde amansız bir takip vardı.

Yasmin savaş gemisi ile tam hız giderken suikastçinin peşlerini bırakma gibi bir niyeti yoktu.

Gökdoğan ile hemen arkasından takip ediyordu.

" Benden kaçmaya çalışmanız boşuna bir çaba. Kaderinizi bir an önce kabul edin. "