Gökyüzü İmparatoru

Bölüm 126 : Ateş Kurdu Vs Örümcek Yarasa (2)

Ateş kurdunun yapmış olduğu dönüşümü gören üçlü korkudan titremişti. Daha önce efendisinin yanında duran bu canavarı gördüklerinde hiçbir tehdit hissetmemişlerdi. Ama şimdiki görüntüsü kalplere korku salmaya yetiyordu.

" Dikkat edin!Bu bir Örümcek yarasa. Size yardım edeceğim birlikte işlerini bitirelim. "

Savaşa hazır olan ateş kurdunu gören erkek yardım için bağırdı. Düşmanımın düşmanı dostumdur anlayışıyla ilk başta örümcek yarasalardan kurtulmak istiyordu. 

" Yardımına gerek yok. Sen kendi yaranla ilgilen ilk önce. "

Mustafa Örümcek yarasaları daha önce Çınar anlatırken duymuştu. Sadece bu dünyaya özel olan bu varlıklar Qi' yi manipule ederek kendilerini saklayabiliyorlardı. Zaten simsiyah olan derilerini bu karanlıkta görmek imkansızdı. Bu özellikleri sayesinde gizli saldırıda uzman olan bu canavarlar ile mücadele etmek çok zordu.

Bunlar çok iyi özellikler olsa da çok büyük kusurlarıda vardı. Bunlardan biri ışığa olan hassasiyetleriydi. Mustafa yerine ateş kurduna saldırması bu yüzdendi. 

Ateş kurdu görkemli bir şekilde düşmana meydan okurken, karanlıkta saklanan Örümcek yarasalar saldırı için fırsat kolluyorlardı. Bir açık bulduklarında hemen saldıracaklardı. Tıpkı bir suikastçi gibi. Ne zaman ve nasıl saldıracağı belli değildi.

- WHOSH -

- WHOSH -  

- BOM BOM BOM... -

Karanlıkta saklanan örümcek yarasa, ateş kurduna doğru çok hızlı bir saldırıda bulundu. Düşmanı daha önce küçümsemişti ama şimdi işler değişmişti. Eğer dikkatli olmazsa avcı yerine av olacaktı. 

Ateş kurdu zaten tetikte olduğu için yıldırım kanatlarını çırptı ve gökyüzüne yükseldi. Yukarı yükselirken zaten karşı saldırı için hazırlığını yapmıştı. Örümcek yarasanın kaçış rotasına doğru ardı ardına ateş topları atmaya başlamıştı.

- WHOSH - 

Ateş kurdu saldırıya devam ederken arkasından hiç beklenmedik bir saldırı aldı. Başka bir örümcek yarasa açıklığı görmüş ve bir suikatçi gibi saldırmıştı. Örümcek yarasanın ağına yakalanan ateş kurdunun öfkesi daha da artmıştı.

Ağı ile tuttuğu ateş kurdunu örümcek yarasa hızlı bir şekilde en yakında ağaca doğru savurdu. Ağaca doğru hızla hareket eden ateş kurdu ağaca çarpmadan kanatları çarptı ve bedenini döndürerek ağaca ayakları ile tutunabildi.

Ama işi daha burda bitmemişti, gözlerinde parlayan öfke ateşi ile kanatlarını genişçe açtı ve oradaki yüksek miktardaki yıldırım enerjisini kendisini tutan ağ sayesinde diğer örümceğe yolladı.

Kendi silahı ile vurulan örümcek yarasa aldığı yıldırım saldırısından sonra felç olmuştu. Artık hareket edecek durumda değildi.

Ateş kurdu bedenine yapışan ağı keskin pençeleri ile parçaladı daha sonra halen üzerinde hafif bir duman çıkan örümcek yarasanın yanına geldi. Keskin dişleri ve pençeleri sayesinde hiç zorlanmadan örümcek yarasayı parçalara ayırdı.

Bir tanesini halleden ateş kurdu gözleri diğer örümcek yarasayı aramaya başladı.

Ama ne kadar arasa boştu diğer örümcek yarasalar çoktan kaçmıştı. Ateş kurdunun yapmış olduğu güç gösterisinden sonra durmaya cesaretleri kalmamıştı.

~ ROAROAROAR ~

Ateş kurdu düşmanların kaçtığını gördüğünde zafer kükremesi yaptı.

" İyi iş çıkardın. "

Mustafa ateş kurduna güvendiği için savaşa katılmamıştı. Bu savaş sayesinde ateş kurdu kendini daha geliştirmesi için bir fırsat olarak görmüştü.

Mustafa ateş kurdunun yanına geldiğinde kan kırmızısı olan bedenini biraz okşadı. Ateş kurdu efendisinin ilgisinden memnun olmuş gibi kuyruğunu sallıyordu.

***

" Aranızda ağır yaralı yok gibi. O zaman hoşça kalın. "

Mustafa erkeğin hareketlerini taktir ettiği için gruba yardım etmek için baktı ama sadece hafif yaralı olduklarını gördü.

Bu gibi yaralarla kendi başlarına çok kolay bir şekilde bakmaları gerekiyordu.

" Bize yardım ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Acaba büyük kardeşin ismini bize bahşedebilir mi ? Bir gün yardımını geri ödemek isterim. "

" Mustafa. "

" Memnun oldum. Büyük kardeş Mustafa. Bende Kuzey Yıldız İmparatorluğun' dan Kadir. "

Mustafa genç adama son kez baktı ve giderken " Dikkatli olun. " dedi.

" Bir dakika bekleyin. Antik Şehre gidiyorsunuz değil mi ? Birlikte gitmeye ne dersiniz ? "

Mustafa, ateş kurdu ile tam gitmek için hareket ediyordu ki gruptaki kızlardan saçı hafif kırmızı bir renge sahip olan kız ileri çıkıp teklifte bulundu.

Mustafa bu teklifi duyduğunda biraz durdu Çınar' dan aldığı bilgiler sadece yüzeysel bilgi olduğu için Antik Şehre nasıl gideceğini bilmiyordu.

Kadir teklifi yapan kıza bir süre baktıktan sonra " Hepimiz aynı yöne gittiğimize göre büyük kardeş Mustafa bize eşlik etmek istemez misin ? "

Kadir' de bu teklifi ilk başta düşünmüştü ama Mustafa ne kadar hayatlarını kurtarmış olsa da bu dünyada kolayca herkese güvenemezlerdi.

Bu yüzden yollarını ayırmanın ilk başta daha iyi bir fikir olacağına karar vermişti. Ama söz ağızdan çıktıktan sonra daha geri alamazdı.

" Gerçeği söylemek gerekirse oraya nasıl gideceğimi bilmiyorum. Yolu gösterirseniz çok yardımcı olmuş olursunuz. "

" O zaman karar verildi. Hep birlikte Antik Şehre gidiyoruz. "

***

Grup ile yolculuk yapan Mustafa aklına takılan bir soruyu sorma fırsatı bulmuştu.

Antik Kapı herkesi farklı yere ışınlarken nasıl üçü bir arada olabilmişlerdi.

İlk başta söylemekten çekinseler de daha sonra söyleme kararı aldılar. Kendi imparatorluklarının geliştirdiği özel bir yöntem vardı.

Terk Edilmiş Diyar' a girecek olanlara aynı ruhsal izi taşıyan kolye verilirdi. Bu kolye sayesinde aynı yere ışınlanma oranları %70 e yakındı.

Mustafa bu yöntemi duyduğunda şaşırmıştı. Bu kadar basit bir yöntem olacağını beklemiyordu.

Eğer böyle bir yöntemin varlığından haberi olsaydı çok kolay bir şekilde o kolyelerden üretebilirdi.

Çınar' ın dediğini hatırladığında çok haklı olduğunu anladı. Diğer İmparatorluklar çok daha gelişmişti. Güçleri, bilgelikleri ve tecrübeleri Mavi Güneş İmparatorluğuna oranla birkaç kat fazlaydı.

Bunun en büyük nedenlerinden birisi ise ellerinde Antik Şehre nasıl gidecekleri gösteren bir pusula olmasıydı.

Bu pusula sürekli olarak Antik Şehrin konumunu gösteriyordu. Bu tür yöntemleri olan İmparatorluklar elbette gelişmiş olacaktı.