Bölüm 147: Formasyon Savaşı (1)

1.2K 131 8
                                    

Mustafa ve Deniz' in konuşmasını birçok meraklı göz izliyordu. Söz konusu bir tanrıça ve bir kurbağanın karşılaşması olunca bu gözlerin sayısı artmıştı.

Mustafa ve Deniz' in toplam konuşma süresi bir dakika bile olmamıştı. Ama bu buluşma herkesin tahmininin aksinde sonuçlandığı için insanlar meraklanmıştı.

Mustafa' nın arkasında dalga geçip gülenler şimdi susmuştu. Herkes Deniz' in daha önce yaptığı hareketle şimdiki halini karşılaştırınca sonuç çok alakasız oluyordu.

Şaşıran sadece diğer insanlar değildi. Deniz' in grubunda ki kızlarda şaşırmıştı. Neden Deniz önemsiz bir çöp için kendi yormuş ve konuşmaya gitmişti.

Tabiki bunu merak etselerde sormak gibi bir şey yapamazlardı. Çünkü onlarda diğer insanlar gibi Deniz' den biraz da olsa korkuyordu. Soğuk gözlerine ve ifadesiz yüzüne bakan herkes çekiniyordu.

Mustafa, Ayşe' nin yanına geldiğinde. Hiçbir şey olmamış gibi sakindi.

" Şimdi ne yapacağız? " Mustafa' nın Kristal Saray ile bilgisi sınırlıydı.

Geldiğinden beri sadece dikkat ettiği Deniz olduğu için insanların ne yaptığı ile ilgilenmemişti.

" Belli değil mi? Formasyonu kırmakta bana yardım edeceksin. "

" Bu biraz karmaşık gözüküyor. " Mustafa, Kristal Saray' ı koruyan formasyona baktığında neden kimsenin içeri girmediğini anlamıştı.

" Karmaşık mı? Kırman ne kadar süreni alır ? " Ayşe, Mustafa' nın tepkilerine biraz alışmıştı.

Bu yüzden biraz karmaşık kelimesini duyduğunda bunun Mustafa için bir sorun teşkil etmediğini anlamıştı.

Mustafa' nın zekasını ve sahip olduğu zihin gücünü ona Enerji döngüsü formasyonun öğrettiğinde çok iyi anlamıştı.

Mustafa formasyona biraz daha bakıp düşündü. " Hepsini kırmak biraz uzun zaman alır. Ama küçük bir delik açmak yaklaşık bir saatimi alır. "

" Neee!!! Gerçekten mi? Sadece bir saatte formasyonu kırabilir misin? "

Ayşe, Mustafa' nın sahip olduğu gücü zihin gücünü tam olarak bildiğini sanıyordu. Mustafa' nın sözleri kendisini bile şaşırtmıştı.

Bu formasyonu bu kadar kısa süre kırmak imkansız ötesi birşeydi. Onu daha da şaşırtan şey tüm formasyonu kırabileceğini rahat birşekilde söylemesiydi.

Buraya gelen hiçbir uzman bunu rahatça söylecek güvene sahip değildi.

" Hahah... "

Ayşe soğuk kanlılığını kaybedip bağırdığı için diğer insanlarda sözlerini duymuştu.

Bu insanlar arasında bir kahkaha tufanına neden oldu.

Önlerinde ki bir çöp bir günden fazladır uğraştıkları formasyonu bir saatte kıracağını iddia ediyordu. Bu büyük bir şakadan başka birşey değildi onlar için.

Eğer bu şaka değilse durup daha kötüydü. Çünkü bu sözlerin ardında ki anlam açıktı. Hepiniz bir grup çöpsünüz anlamı vardı.

" Lafla peynir gemisinin yürümeyeceğini bilmeyen cahil çocuk. "

5 kişilik bir gruptan saçları ve sakalı ağırmış yaşlı bir adam Mustafa' ya sert bir tonda seslendi.

Bu adamın gücü 9. Seviye Gerçek Qi aleminde olsada yanında duran diğer dört kişinin adama karşı saygılı bir ifadeleri vardı.

Hepsi kader aleminde olan bu insanların normalde bu adama karşı saygılı tavır alması tamamen bir saçmalık olurdu.

Ama bu adamın gücü düşük olsada Zihin gücü diğer herkese oranla güçlüydü. Kendisi Büyükusta Bilgin olmanın bir adım uzağındaydı.

Buda gücü düşük olsada diğer insanların kendisine saygı duymasını sağlıyordu. Büyükusta bilginlerin sayısı çok azdı. Bu kişiler ruh seviyesi silahlar dövebiliyordu.

Daha güçlü olmak isteyen insanlar için Büyükusta Bilgin seviyesinde uzmanlardan daima yardım alırlardı.

Bu beş kişilik grup Terk Edilmiş Diyar' a gelmeden önce hazırlıklarını iyi yapmıştı. Kristal Saray' ın formasyonunu kırmak için yanlarında bir uzman getirmişti.

Mustafa, kendine sert bir şekilde bakan ve alaycı tonla konuşan adama baktı ve yüzünde kendinden emin bir ifade ile " Tavuğun kanatları olsada kuşlar gibi uçamazlar. Nedenini biliyor musun? Birinde uçma yeteği varken diğerinde yoktur. Sırf kendin uçamıyorsun diye başkalarının da uçamayacağı anlamına gelmez. " dedi.

Mustafa' nın sözlerini işeten adamın yüzünde birkaç damar ortaya çıktı. Karşısında ki veledi hafife almıştı. Asla birinin kendisi ile böyle konuşacağını tahmin etmezdi.

Mustafa' nın sözlerinde birkaç anlam vardı. En önemli olanı ise sen bir tavuksun ben ise göklerde uçan bir kuşum yerini bildi.

Mustafa, bu tür insanlarda zaman kaybetmek istemesede buradaki insanlar sürekli sevdiği kişi karşısında kendisi ile dalga geçiyordu.

Mustafa bir sabır taşı değildi. Öfkesine hakim olmaya çalışsada bunu sürekli içinde tutamazdı. Bazen birilerine patlayacaktı.

Gökyüzü İmparatoruWo Geschichten leben. Entdecke jetzt